Müzeden camiye çevriliş tarihinden iki yıl sonra ibadet için imkan verilen İstanbul Edirnekapı'daki Kariye semtine de adını veren Kariye Cami Şerifi'ni bir cuma günü görmek nasip oldu. Cami harimi küçük bir mescit kadar olan caminin bu bölümü namaz kılmak iççin ayrılmış, burada bulunan ve Hristiyan resimlerinin bir kısmının örtü ile kapatıldığı bir alan.
Caminin avlu kısmı ve diğer tarafları bol miktarda Hristiyan anlayışının hakim olduğu resimli mozaiklerle kaplı. Bu bölümde kilisede gezer gibi bir duyguya kapılıyorsunuz.
Caminin avlu kısmı ve diğer tarafları bol miktarda Hristiyan anlayışının hakim olduğu resimli mozaiklerle kaplı. Bu bölümde kilisede gezer gibi bir duyguya kapılıyorsunuz.
Yerli veya yabancı birçok turisti çeken bu yapının tarihi aslında 1700 yıl öncesine kadar dayanır. Kariye Camii aslında büyük bir manastır kompleksine ait bir kilise binasıdır. Orijinal ismi Chora’dır ve Antik Yunanca’da kırsal alan, şehrin dışı, boş alan gibi anlamlara gelir. Bu ismin verilmesinin birçok nedeni vardır. Bunlardan birisi de kırsal bir bölgede yer alıyor olmasıdır. Bu kelime dilimize Kariye olarak geçmiştir
Kariye (Chora) Kilisesi, 6. yüzyıla kadar giden bir geçmişe sahiptir. Günümüze ulaşmış hali, Osmanlı döneminde ve 20. yüzyılın ikinci yarısında geçirdiği onarımların sonucudur.
Kariye (Chora) Kilisesi, 6. yüzyıla kadar giden bir geçmişe sahiptir. Günümüze ulaşmış hali, Osmanlı döneminde ve 20. yüzyılın ikinci yarısında geçirdiği onarımların sonucudur.
Yapı, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un fethi sırasında hiçbir zarar görmedi. Fetihten 58 yıl kadar kilise olarak kullanılmaya devam etti. 1511 yılında Sultan II. Bayezid sadrazamlarından olan Atik Ali Paşa tarafından camiye dönüştürüldü. Bu dönüştürme sırasında bu eski kilisenin duvarları üzerinde bulunan mozaik ve freskler sıva ile kaplandı. Camiye dönüştürülürken güneybatı köşesindeki çan kulesinin yerine minare inşa edildi ve güneydoğu köşesine mermer bir mihrap eklendi. Kentteki diğer kiliseden çevrilmiş camilerde olduğu gibi, bu yapı da bir süre “Kilise Camii" olarak anıldı. Zamanla “Kahriye” ya da “Ka’riye” Cami adı da kullanılmaya başladı. Atik Ali Paşa’nın Kariye Camii’nin yanına bir de medrese yaptırdığı bilinmektedir. Medrese yapısının 20. yüzyılın ikinci çeyreğinin başlarında ortadan kalktığı düşünülür.
Bizans döneminde kilise, fetihten sonra ise cami olarak kullanılmış tarihi bir yapı olan, İstanbul’da Edirnekapı semtindeki Dervişali Mahallesinde bulunan Kariye Cami, Camiye çevrildiği yıllardan 29.08.1945 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile müze haline getirilene kadar ezan sesi susmamıştı.
Binanın bir vakitler cami olduğuna işaret eden tek unsur mihrap da geç bir döneme ait olup sanat değeri yoktur.
Bizans döneminde kilise, fetihten sonra ise cami olarak kullanılmış tarihi bir yapı olan, İstanbul’da Edirnekapı semtindeki Dervişali Mahallesinde bulunan Kariye Cami, Camiye çevrildiği yıllardan 29.08.1945 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile müze haline getirilene kadar ezan sesi susmamıştı.
Binanın bir vakitler cami olduğuna işaret eden tek unsur mihrap da geç bir döneme ait olup sanat değeri yoktur.
Kariye Camii’ne ilişkin olarak 2019 yılında Danıştay “Cami asli fonksiyonu dışında kullanılamaz” yönünde karar vererek, 1945 tarihli kararın hukuka uygun olmadığına hükmetmişti. Danıştay’ın Kariye Camii’ne ilişkin kararın ardından Resmî Gazete’nin 21 Ağustos 2020 tarihli sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Kariye Camii, Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilerek ibadete açılmasına karar verilmişti.
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız