Üzerine hac farz olup da bunu yerine getiremeden ölen kişinin vasiyeti ve bıraktığı mirasın üçte biri bir kişinin hacca gidip gelmesine yetmesi halinde vasiyetinin yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayan kurul konuyla ilgili açıklamada şu bilgilere yer verdi:
"Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler.Nitekim Hz. Peygamber (sas) hacca gitmeyi adayan ancak bunu gerçekleştiremeden ölen kimse için bu borcun yerine getirilmesini varislerine tavsiye etmiştir."
Vekalet yoluyla hac yapılabilir mi?'
Kendisine farz olan hac ibadetini yerine getirmeden sağlığı bu görevi yerine getiremeyecek kadar bozulan kişinin ücretini ödemek suretiyle birini yerine vekil gönderip hac yaptırması veya vasiyeti üzerine ölümünden sonra varislerinin kendisine bedel olarak hac yaptırmaları gerektiği vurgulanıyor.
''Veda haccı esnasında Has'am kabilesinden genç bir kadın, Hz.Peygamber'e (s.a.s.) gelerek, 'Ya Rasulallah, Allah'ın hac hususundaki farz emri babama çok yaşlı iken erişti. Deve üzerinde bile duracak halde değil. Onun yerine vekaleten hac edebilir miyim?' diye sormuş, bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.), 'Evet. Vekaleten hac edebilirsin' buyurmuştur.''
Üzerine hac farz olup da, bunu yerine getiremeden ölen kişinin vasiyet etmişse, vasiyetinin yerine getirilmesi gerektiği vurgulanarak, ''Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler. Nitekim hacca gitmeyi adayan, fakat eda edemeden ölen bir kadının kardeşi, ne yapması gerektiğini öğrenmek amacıyla Hz. Peygamber'e (s.a.s.) geldiğinde, Hz. Peygamber, 'Ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin?' diye sormuş, adam da, 'Evet ya Rasulallah' deyince, Allah Resulü (s.a.s.) 'O halde Allah'a karşı olan borcunu da öde. Çünkü o ödenmeye daha layıktır' buyurmuştur'' deniliyor.
Vekaleten hacca gidecek kimsenin daha önce haccetmiş olması yahut zengin biri olması tercih edilmelidir!
Vekil olarak hacca gidecek kimse fakir ise, daha önce de hacca gitmemişse, kendi için de, başka bir yıl hac yapması farz olur. Vekilin, ihrama girerken, emreden kimse için, kalb ile niyet etmesi şarttır. Hac borcu olan kimsenin, öldükten sonra kendi için hac yapacak vekilin adını bildirerek vasi olan kimseye emir vermesi lazımdır.
Meyyit veya meyyitin vasi yaptığı yabancı kimse, vârislerden birini, diğer vârisler izin vermedikçe, vekil yapamaz. Bir kimse izin vermeden, başkasının, bunun yerine hacca gönderilmesi caiz değildir. Yalnız vâris, ölen akrabası, vasiyet etmemiş, yani hac parası ayırmamış ise, kendine miras kalan para ile, onun yerine hacca gidebilir veya başkasını gönderebilir. Böylece ana-babasını hac borcundan kurtarmış olur. Kendine de, farz olmuş ise, kendi için, ayrıca gitmesi lazımdır. Onları borçtan kurtarması, kendine çok sevap kazandırır.
Bir başka hadis-i şerifte ise, ölenin yerine yapılan ibadetlerle onun borcunun ödenmiş olacağı ve bunun ölünün semadaki ruhuna müjdeleneceği şöyle anlatılır:
Zeyd ibn Erkam (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki: "Kim ebeveyninden birine bedel haccederse, bu hacla onun borcunu ödemiş olur. Bu durum, semadaki ruhuna müjdelenir. Kişi, anne ve babasına karşı isyankâr bile olsa (bu iyiliği sebebiyle) Allah'ın nezdinde (iyi kullar meyanında) yazılır." Diğer bir rivayette ise: "Babası için bir hac, kendisi için yedi hac yazılır." buyurulmuştur.47 Tabii ki, bu rivayetlerde zikredilen mana, sadece bir ibadetin yapılıp, sevabının ölüye bağışlanmasının cevazına delalet eder. Cenab-ı Hakk'ın o engin rahmetinden ümit edilir ki, o sevap nedeniyle, huzuruna ibadet borcuyla gelen kullarını affeder, yoksa sağlığında fırsat elde iken bu ibadeti terk eden ve bu halleri üzere ölenlerin elbette hesapları görülecek ve cezaları verilecektir.
Kendisine farz olan hac ibadetini yerine getirmeden sağlığı bu görevi yerine getiremeyecek kadar bozulan kişinin ücretini ödemek suretiyle birini yerine vekil gönderip hac yaptırması veya vasiyeti üzerine ölümünden sonra varislerinin kendisine bedel olarak hac yaptırmaları gerektiği vurgulanıyor.
''Veda haccı esnasında Has'am kabilesinden genç bir kadın, Hz.Peygamber'e (s.a.s.) gelerek, 'Ya Rasulallah, Allah'ın hac hususundaki farz emri babama çok yaşlı iken erişti. Deve üzerinde bile duracak halde değil. Onun yerine vekaleten hac edebilir miyim?' diye sormuş, bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.), 'Evet. Vekaleten hac edebilirsin' buyurmuştur.''
Üzerine hac farz olup da, bunu yerine getiremeden ölen kişinin vasiyet etmişse, vasiyetinin yerine getirilmesi gerektiği vurgulanarak, ''Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler. Nitekim hacca gitmeyi adayan, fakat eda edemeden ölen bir kadının kardeşi, ne yapması gerektiğini öğrenmek amacıyla Hz. Peygamber'e (s.a.s.) geldiğinde, Hz. Peygamber, 'Ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin?' diye sormuş, adam da, 'Evet ya Rasulallah' deyince, Allah Resulü (s.a.s.) 'O halde Allah'a karşı olan borcunu da öde. Çünkü o ödenmeye daha layıktır' buyurmuştur'' deniliyor.
Vekaleten hacca gidecek kimsenin daha önce haccetmiş olması yahut zengin biri olması tercih edilmelidir!
Vekil olarak hacca gidecek kimse fakir ise, daha önce de hacca gitmemişse, kendi için de, başka bir yıl hac yapması farz olur. Vekilin, ihrama girerken, emreden kimse için, kalb ile niyet etmesi şarttır. Hac borcu olan kimsenin, öldükten sonra kendi için hac yapacak vekilin adını bildirerek vasi olan kimseye emir vermesi lazımdır.
Meyyit veya meyyitin vasi yaptığı yabancı kimse, vârislerden birini, diğer vârisler izin vermedikçe, vekil yapamaz. Bir kimse izin vermeden, başkasının, bunun yerine hacca gönderilmesi caiz değildir. Yalnız vâris, ölen akrabası, vasiyet etmemiş, yani hac parası ayırmamış ise, kendine miras kalan para ile, onun yerine hacca gidebilir veya başkasını gönderebilir. Böylece ana-babasını hac borcundan kurtarmış olur. Kendine de, farz olmuş ise, kendi için, ayrıca gitmesi lazımdır. Onları borçtan kurtarması, kendine çok sevap kazandırır.
Bir başka hadis-i şerifte ise, ölenin yerine yapılan ibadetlerle onun borcunun ödenmiş olacağı ve bunun ölünün semadaki ruhuna müjdeleneceği şöyle anlatılır:
Zeyd ibn Erkam (r.a) anlatıyor: "Hz. Peygamber (s.a.v) buyurdu ki: "Kim ebeveyninden birine bedel haccederse, bu hacla onun borcunu ödemiş olur. Bu durum, semadaki ruhuna müjdelenir. Kişi, anne ve babasına karşı isyankâr bile olsa (bu iyiliği sebebiyle) Allah'ın nezdinde (iyi kullar meyanında) yazılır." Diğer bir rivayette ise: "Babası için bir hac, kendisi için yedi hac yazılır." buyurulmuştur.47 Tabii ki, bu rivayetlerde zikredilen mana, sadece bir ibadetin yapılıp, sevabının ölüye bağışlanmasının cevazına delalet eder. Cenab-ı Hakk'ın o engin rahmetinden ümit edilir ki, o sevap nedeniyle, huzuruna ibadet borcuyla gelen kullarını affeder, yoksa sağlığında fırsat elde iken bu ibadeti terk eden ve bu halleri üzere ölenlerin elbette hesapları görülecek ve cezaları verilecektir.
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız