Resullullah aleyhisselam Kur'an-ı Kerim'i okur da onun bu okuyuşuna kendini kaybeden olmaz mı ?
Alemlerin sultanı Fahr-i Âlem Efendimiz aleyhisselam bir gün Allah-u Teala'nın vahiy ettiği ayetleri okurken çevresinde bulunan müminler bir yana, kafirler topluluğundan bir grubun bu okuyuş üzerine nasıl kendinden geçtiklerine ve kayıtsız şartsız secde ettiklerine az sonra şahit olacağız.
Ebu Leheb... Öz amca en büyük hain..
Hani kendisi hakkında Cenabı Hakk'ın "iki eli kurusun" diye beddua ettiği kişi.
Resullulah aleyhisselam efendimize "hakaret ve eziyet" edenlerin başında gelen Ebû Leheb.
Ve Ebu Leheb gibi yüzlerce insan onlarca kabile reisi..
Baskılar baskılar baskılar.
Böyle bir zamanda..
O döneme kadar Hz. Peygamber (s.a), 5 sene boyunca sürekli tanıdık kişilerin evlerinde, özel ve herkese açık olmayan toplantılarda İslâm`ı tebliğ ediyor ve Kur`an`ı okuyordu.
Bu döneme kadar O, genel bir topluluğa hitap edememişti.
Çünkü kafirler ona hep şiddet ile karşılık vermişlerdi.
Onlar Hz. Peygamber`in (s.a) şahsiyetinin, hitabetinin ve Kur`an`ın ne kadar etkileyici olduğunu bildikleri için, onu dinlemek istemedikleri gibi başkalarına da mani oluyorlardı.
Ayrıca bir yandan “Muhammed yoldan çıkmış, başkalarını da yoldan çıkarıyor” diye iftira atarken, diğer yandan da, Hz. Peygamber`in (s.a) gittiği her yerde “sapıkça” diye niteledikleri mesajının duyulmaması için gürültü çıkarıyorlardı. Yani iddialarının yalan olduğunu kendileri de bildiği için, başka kimselerin mesajı işitmesine fırsat dahi vermiyorlardı.
İşte böyle bir ortamda;
Bir gün Harem’de Kureyşliler toplantı halindeyken Efendimiz (as) oraya gidip kalabalığa Necm Sûresi’ni okumaya başladı.
Onlar Hz. Peygamber`in (s.a) şahsiyetinin, hitabetinin ve Kur`an`ın ne kadar etkileyici olduğunu bildikleri için, onu dinlemek istemedikleri gibi başkalarına da mani oluyorlardı.
Ayrıca bir yandan “Muhammed yoldan çıkmış, başkalarını da yoldan çıkarıyor” diye iftira atarken, diğer yandan da, Hz. Peygamber`in (s.a) gittiği her yerde “sapıkça” diye niteledikleri mesajının duyulmaması için gürültü çıkarıyorlardı. Yani iddialarının yalan olduğunu kendileri de bildiği için, başka kimselerin mesajı işitmesine fırsat dahi vermiyorlardı.
İşte böyle bir ortamda;
Bir gün Harem’de Kureyşliler toplantı halindeyken Efendimiz (as) oraya gidip kalabalığa Necm Sûresi’ni okumaya başladı.
Bu topluluk içinde, kafirler de mü`minler de bulunuyordu.
Ancak okunan sure, çevredekileri o kadar çok etkilemiştir ki, Kureyşliler adeta büyülenmiş gibi sessizce sureyi dinlemişler ve her zaman yaptıklarının aksine gürültü çıkarmayı unutmuşlardır
Allah’ın kelâmı öylesine etkiliydi ki, müşrikler can kulağıyla dinlediler, gürültü patırtı çıkarmayı bile unuttular. Surenin sonunda Hz. Peygamber (as) secde etti.
Surenin sonunda Hz. Peygamber (s.a) secde ettiğinde, İslâm düşmanı Kureyşliler ve ileri gelenleri Müslümanlarla secde ettiler.
Ancak okunan sure, çevredekileri o kadar çok etkilemiştir ki, Kureyşliler adeta büyülenmiş gibi sessizce sureyi dinlemişler ve her zaman yaptıklarının aksine gürültü çıkarmayı unutmuşlardır
Allah’ın kelâmı öylesine etkiliydi ki, müşrikler can kulağıyla dinlediler, gürültü patırtı çıkarmayı bile unuttular. Surenin sonunda Hz. Peygamber (as) secde etti.
Surenin sonunda Hz. Peygamber (s.a) secde ettiğinde, İslâm düşmanı Kureyşliler ve ileri gelenleri Müslümanlarla secde ettiler.
Secde edenler arasında Hz. Peygamber’e ve İslâm’a muhalefette ön safta yer alan Kureyş’in en büyük kabile reisleri de vardı.
İbn Mes`ud, “Ben orada secde etmeyen bir tek kafir olarak Umeyye b. Halef`i gördüm.
İbn Mes`ud, “Ben orada secde etmeyen bir tek kafir olarak Umeyye b. Halef`i gördüm.
O da secde etmediği gibi yerden bir avuç toprak almış ve alnına sürmüş, bu bana yeter” demiştir.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) surenin sonunda secde ayetini okuduğunda hemen secdeye gidince, kafirler de onunla birlikte secdeye gitmişler, fakat bu davranışlarının hemen akabinde, bir zaaf içine düştüklerini farketmişlerdir.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) surenin sonunda secde ayetini okuduğunda hemen secdeye gidince, kafirler de onunla birlikte secdeye gitmişler, fakat bu davranışlarının hemen akabinde, bir zaaf içine düştüklerini farketmişlerdir.
Hatta bunun üzerine bazı kimseler onların ileri gelenlerini “Sizler hem bu Kur`an`ı dinlemekten başkalarını men ediyorsunuz hem de bu sözleri kendiniz dinlediğiniz yetmiyormuş gibi bir de secdeye gidiyorsunuz,” diye eleştirmeye başlamışlardır.
Esved b. Yezid, Ebu İshak ve Zuhir b. Muaviye`nin İbn Mes`ud`dan rivayet ettikleri bölümünden anlaşıldığına göre “Necm Suresi, Hz. Peygamber`in (s.a) Kureyş`ten bir topluluk karşısında okuduğu ilk suredir.”
Esved b. Yezid, Ebu İshak ve Zuhir b. Muaviye`nin İbn Mes`ud`dan rivayet ettikleri bölümünden anlaşıldığına göre “Necm Suresi, Hz. Peygamber`in (s.a) Kureyş`ten bir topluluk karşısında okuduğu ilk suredir.”
*******
Necm suresi Hakkında
Mekke döneminde inmiştir. 62 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm” kelimesinden almıştır. Necm, yıldız demektir. Sûrede Kur'an- Kerim'in vahiy eseri olduğuna vurgu yapılmıştır. Allah'ın (C.C) kudretinin delilleri ve herkesin yaptığının karşılığını göreceği bildirilmektedir.
Konusu
Kur’an-ı Kerîm’in Allah tarafından Cebrâil vasıtasıyla Hz. Muhammed’e indirilmiş olduğu ve Hz. Peygamber’in Allah’tan aldıklarını sadakatle tebliğ ettiği ortaya konmakta, müşriklerin melekleri Allah’ın kızları, putları da melekleri sembolize eden varlıklar olarak kabul etme şeklindeki inançları mahkûm edilmekte, önceki peygamberlere gönderilen vahiylerle Resûlullah’ın getirdikleri arasındaki bazı ortak noktalara değinilmekte, inkârcılıkları sebebiyle helâk edilmiş geçmiş toplumlardan örnekler verilmektedir.
Derleme @dinierk
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız