İstanbul Fatih ilçesinde yer alan Hürrem Çavuş Camini görenler önce bir duruyor.
Camiye gelip gelmedikleri konusunda tereddüt yaşıyor. Ardından içeriye tedirgin bir vaziyette giriyor. Dış görünüşü konteynerden dönme yapılar gibi. Soğuk, bir şantiyenin ön yapısı gibi.
Bahçesi, yanında yer alan haziresi ve içeriye girdiğiniz zaman minberi, mihrabı ile bir cami olduğuna kanaat gösteriyorsunuz.
Sayfamızda resimleri yer alan Cami kısa bir önce restorasyon geçirmiş.
Öğrendiğimize göre, Hürrem Çavuş Camii‘nin inşaatına Kanuni Sultan Süleyman’ın Divan-ı Hümayun çavuşlarından Hürrem Çavuş 1560 yılında başlatmış, ancak onun ölümünden sonra 1562 yılında tamamlanmıştır. Yapı, Mimarı Sinan’ın eseridir.
Binlerce esere imza atmış olan mimarlar mimarı Koca Sinan bugün gelse, camisinin bu halin görse ne düşünür diye içten içe düşündük.
Kendisinden sonra halen Koca Sinan'ın tırnağı olacak bir mimarın geldiği duyulmuş değil.
O bambaşka bir sanatkar, bambaşka bir düşünür, bambaşka bir usta.
Bir mahalle cami, yani mescit niteliğinde olan yapının bugünkü görünümü inanın Koca Sinan'ın kemiklerini sızlatır gibi...
Zerre eserinden bir görüntü yok.
Dış kapının yanında bulunan mermer kitabeden bunu öğrendiğimizde adeta şok olduk.
İşçilik ve zarafetten kilometrelerce uzak bir şekilde karşımızda duran caminin neden böyle yapıldığını sorduğumuzda aklı selim bir cevap alamadık.
İstanbul Fatih Hırkaı Şerif Mahallesinde gözlerden uzak bir kenarda duran caminin tek bir iyi tarafı kalmış.
O da iyiliklere, yardımlara, cemaate ilgisi ...
Cami bu hale nasıl geldi diye araştırırken öğrendiklerimiz
Hürrem Çavuş Camii girişinin önündeki son cemaat yeri; Sinan’ın yapımında etrafı açık, ahşap direkler üzerinde kiremit çatılı imiş. Kim nasıl akıl ettiyse direkler arası lambri ile kapatılmış, harim binasının önü tamamen kapatılmış. Kendi önüne de daha alçak ve kiremit çatılı küçük bir giriş kulübesi ilave edilmiş. Sağ tarafta da son cemaat yerinin üst katına çıkan bir merdiven yaptırılmış.
Bunu uyduran restorasyon ekibini alkışlıyoruz.
Hatta, harim yapıya açılan giriş kapısının bulunduğu duvarda yer alan sağlı sollu iki pencere son cemaat yerinin kapatılması ile kör halini aldığını görmek yürekler sızlatıyor.
Taştan yapılmış minarede olmasa Hürrem Çavuş caminin tarihi bir cami olma olasılığından söz edemezsiniz. Bir de hemen yanında yer alan hazirelerinden..
İşçilik ve zarafetten kilometrelerce uzak bir şekilde karşımızda duran caminin neden böyle yapıldığını sorduğumuzda aklı selim bir cevap alamadık.
İstanbul Fatih Hırkaı Şerif Mahallesinde gözlerden uzak bir kenarda duran caminin tek bir iyi tarafı kalmış.
O da iyiliklere, yardımlara, cemaate ilgisi ...
Cami bu hale nasıl geldi diye araştırırken öğrendiklerimiz
Hürrem Çavuş Camii girişinin önündeki son cemaat yeri; Sinan’ın yapımında etrafı açık, ahşap direkler üzerinde kiremit çatılı imiş. Kim nasıl akıl ettiyse direkler arası lambri ile kapatılmış, harim binasının önü tamamen kapatılmış. Kendi önüne de daha alçak ve kiremit çatılı küçük bir giriş kulübesi ilave edilmiş. Sağ tarafta da son cemaat yerinin üst katına çıkan bir merdiven yaptırılmış.
Bunu uyduran restorasyon ekibini alkışlıyoruz.
Hatta, harim yapıya açılan giriş kapısının bulunduğu duvarda yer alan sağlı sollu iki pencere son cemaat yerinin kapatılması ile kör halini aldığını görmek yürekler sızlatıyor.
Taştan yapılmış minarede olmasa Hürrem Çavuş caminin tarihi bir cami olma olasılığından söz edemezsiniz. Bir de hemen yanında yer alan hazirelerinden..
Bu hazirede ebedi istirahatgahına çekilmiş bulunan Hürrem Çavuş’un da caminin bu haline üzüldüğüne inanmak istiyoruz. Bunca mimarınızın, bunca mühendisinizin boy gösterdiği ülkede camiye benzer bir restorasyon yapacak yiğit yok mu diye düşünüyordur.
Cami avlusunda bir takım tabelalar, vitrinler, afiş ve pankartlardan burada bir iyilik hareketinin varlığını görüyoruz.
Cami avlusunda bir takım tabelalar, vitrinler, afiş ve pankartlardan burada bir iyilik hareketinin varlığını görüyoruz.
Camide "Cami avlusunda, minare gölgesinde iyilik hareketi" olarak başlatılan bu hizmet varmış
‘Askıda ekmek’ 'Askıda Et'..projesi ‘Uhuvvet Market ve Giyim Mağazası’ ile mahalledeki ihtiyaç sahipleri, haftanın belirli günlerinde cami bahçesindeki bu alana gelerek istedikleri gıda malzemesi ve giyim ürünlerini alabiliyormuş..
‘Askıda ekmek’ 'Askıda Et'..projesi ‘Uhuvvet Market ve Giyim Mağazası’ ile mahalledeki ihtiyaç sahipleri, haftanın belirli günlerinde cami bahçesindeki bu alana gelerek istedikleri gıda malzemesi ve giyim ürünlerini alabiliyormuş..
Adakları olanların kurbanlarını bağışladığı, yoksula, konuya komşu buradan yemek ve et dağıtıldığını da duyuyoruz. Böyle anlatıyor mahalle sakinleri.
Sanırım o gün gittiğimizde sanki bu hareket biraz tatile girmiş gibi idi.
Vitrinler boş. Askıda ekmek yok gibi.
Devam edip etmediğini sorduk , suskun dudaklarla karşılatık.
Dileriz bu güzellikler devam ediyordur.
Etmeli de..
Sanırım o gün gittiğimizde sanki bu hareket biraz tatile girmiş gibi idi.
Vitrinler boş. Askıda ekmek yok gibi.
Devam edip etmediğini sorduk , suskun dudaklarla karşılatık.
Dileriz bu güzellikler devam ediyordur.
Etmeli de..
Camiyi merak edenler için
Ulaşım tarifi: Vatan Caddesi'nden geçen otobüsler veya hızlı tramvay sizi yapıya ulaştırır. Yapmanız gereken Emniyet Durağı'nda inmeniz. Vatan Caddesi'nin paralelindeki Kaleboyu Caddesi'nden Keçeci Çeşmesi Sokak'a girilir. Yapı sokaktan Keçeciler Caddesi'ne bağlandıktan sonra solda. Emniyet Durağı'ndan yapıya yaklaşık 500 metrelik bir mesafe var. Eski Alipasa Cad. No:9
Ulaşım tarifi: Vatan Caddesi'nden geçen otobüsler veya hızlı tramvay sizi yapıya ulaştırır. Yapmanız gereken Emniyet Durağı'nda inmeniz. Vatan Caddesi'nin paralelindeki Kaleboyu Caddesi'nden Keçeci Çeşmesi Sokak'a girilir. Yapı sokaktan Keçeciler Caddesi'ne bağlandıktan sonra solda. Emniyet Durağı'ndan yapıya yaklaşık 500 metrelik bir mesafe var. Eski Alipasa Cad. No:9
Bu yazı 2022 yılında yayımlanmıştır
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız