Sitemizde aramak istediğiniz konuyu
                                      "

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Camilerde Neleri Unuttuk..


İmam ve Müezzinlerin Dikkatine…
Camilerde yapılan hatalar denince hemen cemaat akla gelir. Bu konuda yazılmış yazılara, edilen sohbetlere, yapılan uyarılara bakarsanız hepsi cemaati ilgilendirir
Camilerde sadece cemaat yoktur.
İmam ve müezzinlerde vardır.
Ve insandır, beşerdir, kuldur, yaratılmıştır.
Hata yapma olasılıkları cemaattekilerin her biri kadar mümkündür.
Ancak imamın da müezzininde hata yapması beklenemez.
Müezzin, ezanı, kameti, tesbihatı düzgün yapmalıdır.
İmam namazı düzgün kıldırmalı, Kuran-ı kerimi düzgün okumalıdır.
Ne var ki camilerde yapılan hatalarda birkaç eser hariç imam ve müezzinlerden söz edilmez.
Hatalarından söz ederseniz ki edilmez, edilmez de, ederseniz maazallah çarpılırsınız. Aforoz edilirsiniz, camide mimlenirsiniz.
Yine de biz padişahın kulağına su kaçıralım.
İğneyi cemaate çuvaldızı cami görevlilerine batıralım.
İmam ve müezzinlik yapanların bazı noktalarda dikkatli olmaları çok önemlidir.
Mesela yürüyerek kamet okunmaz. Kamet okurken el bağlanmaz. Üç istiğfar, farz namazların sonunda okunmaz.
Müezzin, cemaatle namaz kılınırken arkada bir yerde durmaz, cemaatle beraber safa girer. Cemaatten arkada müezzin yeri denilen yerde yalnız başına durması mekruhtur.
Bilinen çok yerde rastlanacak uyarılar ama müezzin mahfilinde durmak ayrıcalık gibidir. Hele bazı camilerde cemaatle müezzin mahfilinde oturanlar arasında o kadar mesafe vardır ki, ayrı dünya gibidir.
Bu şekilde cemaatle arasında bir genişlik mesafesinde yerde durulduğunda o müezzin mahfilinde bulunanlar cemaate dâhil değildir ama cemaatin namazına müdahale eder. Fıkıh kitapları dört mezhebe göre böyle yazar.
Geçtik.
Bazı cami görevlileri beş yaş altı çocukları, buna bazen cemaatte dâhil olur, camiye getirirler. Namaz kılanların arasına dalmaları, Kuran okurken koşuşturmaları rahatsızlık verir. Oysa hiç zarar vermese de, camiye küçük çocuk getirmek mekruh olduğu unutulmuştur. Çocuktur zarar verir, kirletirse haram olur. Hadis-i şerifte (Camiye çocuk ve deli koymayın) buyruluyor. (İbni Mace) Buna riayet eden yok.
Bazı kişiler ezan okunup namaza durulacağı zaman, genelde akşam namazı anında müezzinin kamet getirmesini ayakta bekliyor. Uyarılmalıdır. Kamet ayakta dinlenmez denilmeli, her fırsatta hatırlatılmalıdır.
“Kamet yapılırken ayakta beklemesi mekruh olur.“ Denmelidir. Müezzin «Hayya alel – felah» a gelince imam ve cemaat ayağa kalkar. Muzmarât’ta da böyledir. Bu imamlarımızın üçüne göre de böyledir. Sahih olanda budur.
Ne hikmetse imam kameti ayakta dinliyor, imam şahadet getirilirken ayağa kalkıyor, cemaatte öyle.
Kamet konusunda yazılmış yazımıza göz gezdirmenizi tavsiye ederiz.
Hatta alelacele akşam ezanının hemen ardından, ( 3-5 dakika bekleyip cemaatin camiye gelmesi Diyanet İşleri Başkanlığının emri olmasına rağmen) hemen kamet getirilmesi doğru bir davranış değildir. .
Ezanı duyup camiye koşup abdest alıp girenler ya da uzaktan gelenler bilhassa akşamları ilk rekâtlara erişemiyor. Çoğu cemaatin namazı yarım kalıyor. .
Ramuz el Hadis kitabında peygamberimiz (s.a.v), arkasında son gelenlerin tıpırtıları, sesleri kesilinceye kadar namaza başlamadığı ve birinci rekâtta da biraz uzun süre okuduğunu hatırlamak lazım.
İmamlardan bazıları kametin yarısında devreye giriyorlar. Büyük hata.. Müezzini zor durumda bırakmak bir yana kamete saygısızlık. “Hayye alel salah” dendiğinde imamın “safları düzeltin , telefonları kapatın hem çirkin hem de kamete saygısızlık..
İmam efendi “Kad-ı Kamet” dendiğinde en erken tekbir almalı iken…
Yok, illa bölecekler.
Söyleyeceksen kamet bitsin bekle. Sonra söyle, namaza başla. Telefon uyarılarının müezzin tarafından kamet öncesi, safların düzgünlüğünün kamet sonrası imam tarafından söylenmesi daha uygun olur.
Telefon uyarılarının kamet öncesi yapılması açık olanların kapatması için vakit kazandırır. Kamet arasında söylenmesi yakışık almadığı gibi kapatma imkânı da tanınmıyor. Fuzuli söylenmiş oluyor. Zira namaza yetişecek.
Namaz kıldıracak kişinin cemaati yara yara mihraba yürümesi de çok çirkin. Hem cemaate “camiye geç gelip öne geçmeye çalışmayın, omuzlardan geçmeyin, saftakileri rahatsız etmeyin” sözü edilir hem de kendileri cemaati yara yara, cübbesini savura savura, omuzlara çarpa çarpa mihraba yürü.
Hele bazıları var ki cemaatin yol vermek için ayakta dizilmelerini tören geçişine döndürür.
Kasıla kasıla, ağır ağır, böbürlenir gibi.
Çirkin mi çirkin.
Namaz kıldıracak kişi cemaatin önünde önceden yerini almalıdır. En güzeli budur. Cemaate güven verir. Güzellik katar. İmamın yanı sıra dizilmekten hoşlanırlar. Cami hazır, imam hazır, cemaat hazır olur.
Saf demişken bir sünneti de hatırlatalım. 
Peygamberimiz safları sıkı ve düzenli bulmadıkça namaz başlamazdı. Sizler de namaza başlamadan önce acele edip tekbire geçmeyiniz. Safa bakınız, düzgünlüğüne sıkışık olup olmadığına, omuzlar birbirine değmiş mi değmemiş mi, kontrol edilmeli. Araya şeytanların girmesine engel olunması güzel değil mi ?
Cuma namazlarında iki ezan arasında cemaat ölü gibi olmalıdır. Ne dualara âmin deme şansı vardır, ne de salâvat getirmeleri. Ama nedense minberden inmeden önce âmin diyerek duaya cemaati iştirak ettirenlerin sayısı giderek artıyor.
Bu yanlışlık giderilmelidir.
Minber duasına cemaati iştirak ettirmeyiniz.
Cuma namazını kılmayı bilmiyorsunuz yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
Camiyi ve namazı, dini diyaneti sevdirmek için çok çalışmalısınız. Çok emek vermelisiniz. Aldığınız maaşı helal etmelisiniz. Cemaate ayırmadan, menfaat düşünmeden emek vermelisiniz. Cemaat para musluğu değil imanın ve cennetin kapısıdır.
Namaz kıldırma, cami görevlisi değil “önder” olma yolunda ter dökün. Cemaatten önce camiyi terk etmeyin, cemaatten sonra camiye girmeyin. Namaz bitimi hemen mihrabı terk edip, ışıkları kapattırmayın.
İş yerinizi ve işinizi sahip olursanız kıymetlendirirsiniz. Kıymetlenirsiniz
Bir yazar “Kıyamın, dirilişin ve kurtuluşun mekânı olması beklenen camilerimiz acaba neden bugün sadece üç beş emeklinin veya elleri öpülesi beş on ihtiyarın namaz vakitlerinde uğradığı yerler haline gelmiştir? “ diye soruyor. Nedeni sizin yüreğinizde, çözümü terinizde.
Bir zamanlar önder bir kişilikti imam.
Şimdilerde bu önderlik azalmaya başladı. Puana göre imam tayin edilir, liyakatler, bilgiler dikkate alınmadığından değerler düştü. Şansa alınan puanlar liyakati unutturdu.
İmamlık toplumda düzen ve adalet demek iken, bugün yok olmaya başladı.
Önderliğinizi unutmayın. Gözümüz üstünüzde.
Erol KARA @Dinierk için yazdı

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*