Sitemizde aramak istediğiniz konuyu
                                      "

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

İnsanın Eşi ve Çocukları Kendisinin Düşmanı mıdır?


Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Teğabün, 64/14)
Görüldüğü gibi ayette herkesin eşinin ve çocuklarının düşman olduklarından bahsedilmemektedir. Zira Allah’ın insanlara kendi cinsinden eşler yaratmasının sebebi, birbirlerine düşmanlık etmeleri değil; sevgi, şefkat ve merhamet dairesi çerçevesinde birlikte yaşayabilmeleridir. Allah Teala şöyle buyurmuştur:
Kendileriyle huzura kavuşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunlarda düşünen bir kavim için ayetler vardır.” (Rûm, 30/21)
Bir başka ayette de Allah eşlerin, çocuk ve torunların birer nimet olduklarını bildirmiştir:
Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı ve size eşlerinizden de çocuklar ve torunlar yarattı ve sizi güzel şeylerden rızıklandırdı. Şimdi onlar, bâtıla mı inanıyorlar ve Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?” (Nahl, 16/72)
Yukarıda geçen Teğâbün suresinin 14. ayeti, insanların bazen can evinden de vurulabileceğini, buna hazırlıklı olunması ve bu muhtemel durum karşısında nasıl davranılması gerektiğini bildirmektedir.
Kur’an’da hayatın birçok alanında “imtihan” gerçekleşeceğinden sıklıkla bahsedilir. İmtihan çeşitleri, örnekleri ile birlikte verilir. Teğâbün suresi 15. ayet ile Enfal suresi 28. ayette mal ve evladın da birer imtihan aracı oldukları bildirilmiştir. Yani kişi bunlara karşı takınacağı tavırlar sayesinde ya imtihanı geçecek ya da başarısız olacaktır. Dünya bir imtihan yeri ve insan da imtihan için burada olduğuna göre kendi hazırlamadığı fakat içinde bulduğu şartları en iyi şekilde değerlendirmek zorundadır.
Kişinin eşi veya çocukları kendi dini inancını paylaşmıyor ve hatta karşı çıkıyor, düşmanlık yapıyor olabilirler. Bu durumda kişiye düşen, ayette kendisine tavsiye edilen davranışları sergilemesidir. Allah Teala bununla ilgili somut örnekler de vermiştir. Mesela birkaç ayette Nuh ve Lut peygamberlerin kendilerine düşman olan, ihanet eden eşlerinden (Bkz: Tahrim, 66/10) ve yine Nuh aleyhisselamın kendisine inanmayan, isyan eden oğlundan bahsedilmektedir. (Hud, 11/42-47) O ayetlerde açık bir şekilde görüleceği gibi kendileri Allah’ın peygamberi oldukları halde eşleri veya çocukları kendilerine düşman olmuş ama onlar bu duruma sabredip imtihanlarını başarıyla vermişlerdir. Özellikle de Nuh aleyhisselamın hayatı bu konuda mü’minlere en büyük örnektir. Kendisinin peygamberlik süresi ile ilgili olarak Allah Teala şöyle buyurmuştur:
Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.” (Ankebût, 29/14)
Bu ayetin açık beyanıyla Nuh aleyhisselam bin yıldan elli yıl eksik bir süre yani tam 950 yıl peygamberlik yapmıştır. Kendisine inananların sayısı hakkında on iki, seksen vs. gibi farklı rakamlar verilmektedir. Burası o kadar da önemli değildir. Dikkatimizi çeken nokta şudur: 950 sene her türlü zorluklara, baskılara, zulümlere kısacası her türlü olumsuzluklara karşı mücadele vermiş bir peygamber, en büyük darbeyi eşinden ve çocuğundan yemiştir! Tahrim suresinin 10. ayetinde belirtildiği gibi eşi kendisine ihanet etmiş, cehennemliklerden olmuş; Hud suresinin 42-47. ayetlerinde belirtildiği üzere de oğlu kendisine isyan etmiş ve kafirlerle birlikte tufanda boğulup gitmişti.
Sonuç olarak başta Teğâbün suresinin 14. ayeti olmak üzere konuyla ilgili ayetler, mü’minlerin eş ve çocuklarının düşmanlıkları dâhil her türlü olumsuz şarta hazırlıklı olmaları konusunda uyarılarda bulunmakta ve böyle bir durumda nasıl davranması gerektiğini bildirmektedir.

Fetva.net

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*