
"Soyadı" kişinin hangi soya ait olduğunu, kimlerden geldiğini ve bir anlamda kimin çocuğu olduğunu gösteren bir işarettir. Soyadı sayesinde insanın nesepli ya da nesepsiz olduğu anlaşılmış olur.
Soyadı Kanunun kabulünden bugüne evlenen kadınların soyadı konusunda bilinen evlendiği erkeğin soyadını alarak, nüfus kütüğüne kayıt olmasıyla tamamlanırdı.
Zamanla kadının kocanın soyadını alması sorun oldu ve sonunda Türk Medeni Kanunu'nun "evlenen kadının kocasının soyadını alacağı"nı öngören hükmü, eşitlik ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından 2024 yılı Ocak ayından itibaren iptal edildi. Ve kadınlar isterlerse koca soyadını alacak, isterlerse kendi soyadını veya her iki tarafın soyadını alabilecek duruma geldi.
Olayın Medeni Kanun yönü olarak takibi kolaylaştırma, birtakım işlemleri daha rahat yapabilmek açısından böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş olabilir.
Hal böyle iken dini yönünde yapılan açıklamalarda ortak bir noktada toplanmakta ve " kadın kendi soyadıyla devam edebileceği gibi, eşinin soyadını da alabilir" sonucunu görmekteyiz.
İslami yaşamda soy bağı baba tarafından gelir. Kız olsun, erkek olsun her evlat babaya nispet edilir, babanın çocuğu olarak görülür. İslâm'da da önemli olan, kişinin nesebinin belli olması,(bk. Kâsimî, Serafu'1-esbhat 5) ve kimlerden doğmuşsa onlara nispet edilmesidir. Hem hukuki olarak hem de ekonomik olarak çocukların sorumlulukları babaya aittir.
Zamanla kadının kocanın soyadını alması sorun oldu ve sonunda Türk Medeni Kanunu'nun "evlenen kadının kocasının soyadını alacağı"nı öngören hükmü, eşitlik ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından 2024 yılı Ocak ayından itibaren iptal edildi. Ve kadınlar isterlerse koca soyadını alacak, isterlerse kendi soyadını veya her iki tarafın soyadını alabilecek duruma geldi.
Olayın Medeni Kanun yönü olarak takibi kolaylaştırma, birtakım işlemleri daha rahat yapabilmek açısından böyle bir şeye ihtiyaç duyulmuş olabilir.
Hal böyle iken dini yönünde yapılan açıklamalarda ortak bir noktada toplanmakta ve " kadın kendi soyadıyla devam edebileceği gibi, eşinin soyadını da alabilir" sonucunu görmekteyiz.
İslami yaşamda soy bağı baba tarafından gelir. Kız olsun, erkek olsun her evlat babaya nispet edilir, babanın çocuğu olarak görülür. İslâm'da da önemli olan, kişinin nesebinin belli olması,(bk. Kâsimî, Serafu'1-esbhat 5) ve kimlerden doğmuşsa onlara nispet edilmesidir. Hem hukuki olarak hem de ekonomik olarak çocukların sorumlulukları babaya aittir.
Kadın evlendiğinde, onun babası değişmez. Babası değişmediği için de kimin evladıysa, kimin çocuğuysa onun kütüğünde kalmaya devam eder. Erkek veya kadın herkes baba soyu ile anılır/anılmalıdır.
Bir kadının evlenmek suretiyle kan bağı, soy bağı, kütüğü değişmez. Kadın, evlenince kocasının soyadını almak durumunda değildir. Alması doğru da değildir.
Neseb Konusunda Ayet ve Hadisler
Bu konuda Allah-u Teala (Ahzâb (33) 5)'de şöyle buyurmaktadır: “… Ve evlatlıklarınızı sizin öz oğullarınız kılmadı. Bu, sizin ağzınızdan çıkan bir sözdür. Allah hakkı söyler ve doğru yolu gösterir. Onları babalarına nispet edin. Allah katında daha adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır…
Bu konuda Allah-u Teala (Ahzâb (33) 5)'de şöyle buyurmaktadır: “… Ve evlatlıklarınızı sizin öz oğullarınız kılmadı. Bu, sizin ağzınızdan çıkan bir sözdür. Allah hakkı söyler ve doğru yolu gösterir. Onları babalarına nispet edin. Allah katında daha adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır…
Diğer bir ayette de çocuğun sorumluluğu hakkında Bakara 233 'de şöyle buyurulur. "Emzirmeyi tamamlamak isteyen için analar çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Onların normal ölçülerde yiyecek ve giyeceklerini sağlamak da çocuk kendisinden olanın (babanın) borcudur. Hiç kimse gücünü aşan bir şeyle yükümlü kılınamaz. Ne ana çocuğu yüzünden zarara uğratılsın ne de babası çocuğundan dolayı zarar görsün. Kendisine miras kalan kimseye de benzer yükümlülük vardır. Ana baba karşılıklı danışarak ve anlaşarak çocuğu sütten kesmek isterlerse bundan dolayı onlar için bir sakınca yoktur. Çocuklarınızı sütannelere emzirtmek isterseniz münasip olan ücreti verdiğiniz takdirde sizin için bir günah yoktur. Allah’ın koyduğu kurallara aykırı davranmaktan sakının ve bilin ki Allah yaptıklarınızın tamamını görmektedir."
Neseb konusunda bir hadiste, “Hz. Peygamber, nesebini kendi babasından başkasına isnat eden veya kendi efendisinden başkasını efendi edinen kimseye lânet etmiştir.” (İbn Mâce, Hudûd, 36.) dediği bilinmektedir.
Bununla birlikte, Hz. Sa'd (radıyallahu anh) "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle buyurduğunu duydum diyerek bildirdiği bir hadisi şerifte "Kim, babası olmadığını bilerek, kendisini babasından başkasına ait sayarsa, cennet ona haram olur." (Sahih-i Buhari, no: 6385 ve Sahih-i Müslim)
Büyük muhaddis ve Şafii fakihi İmam Nevevi (Allah ona rahmet etsin) Sahih-i Müslim şerhinde şöyle diyor: “Hadiste geçen ‘Babasından başkasına ait olduğunu iddia eden/kendini ona nispet eden’ ifadesinin anlamı, kendisini ona nispet etmesi, isnat etmesi ve onu babası edinmesidir.” ( el-Minhac şerih Sahih-i Müslim no: 61)
Büyük muhaddis ve Hanefi fakihi İmam Bedreddin el-Aynî de (Allah ona rahmet etsin) Sahih-i Buhari şerhinde aynı izahı yapmış ve şöyle demiştir: “Hadisin ‘ men iddaa ila ’ sözü: Kişinin kendisini öz babasından başkasına nispet etmesi demektir.” ( Umdetu’l-Kâri Şerhi Sahih-i Buhari 16/48)
Bununla birlikte, Hz. Sa'd (radıyallahu anh) "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle buyurduğunu duydum diyerek bildirdiği bir hadisi şerifte "Kim, babası olmadığını bilerek, kendisini babasından başkasına ait sayarsa, cennet ona haram olur." (Sahih-i Buhari, no: 6385 ve Sahih-i Müslim)
Büyük muhaddis ve Şafii fakihi İmam Nevevi (Allah ona rahmet etsin) Sahih-i Müslim şerhinde şöyle diyor: “Hadiste geçen ‘Babasından başkasına ait olduğunu iddia eden/kendini ona nispet eden’ ifadesinin anlamı, kendisini ona nispet etmesi, isnat etmesi ve onu babası edinmesidir.” ( el-Minhac şerih Sahih-i Müslim no: 61)
Büyük muhaddis ve Hanefi fakihi İmam Bedreddin el-Aynî de (Allah ona rahmet etsin) Sahih-i Buhari şerhinde aynı izahı yapmış ve şöyle demiştir: “Hadisin ‘ men iddaa ila ’ sözü: Kişinin kendisini öz babasından başkasına nispet etmesi demektir.” ( Umdetu’l-Kâri Şerhi Sahih-i Buhari 16/48)
İmam Buhari, Ebu Hureyre (radıyallahu anh)'den rivayet edilen bir başka hadisi nakletmektedir: Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Babalarınızı reddetmeyin. Kim babasını reddederse o küfürdür." (Sahih Buhari no: 6391)
Aynı şekilde İmam Müslim, Sahih'inde sahabe Sa'd bin Ebi Vakkas'tan (Allah ondan razı olsun) Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Kim İslam'da biyolojik babasından başka bir babası olduğunu iddia ederse, kendisi babası olmadığını bilerek, cennet ona haram olur." (Sahih Müslim)
Aynı şekilde İmam Müslim, Sahih'inde sahabe Sa'd bin Ebi Vakkas'tan (Allah ondan razı olsun) Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu rivayet eder: "Kim İslam'da biyolojik babasından başka bir babası olduğunu iddia ederse, kendisi babası olmadığını bilerek, cennet ona haram olur." (Sahih Müslim)
Soyadı Uygulaması Dini Bir Zorunluluk Değildir
Soyadı uygulamasının câiz olup/olmadığı konusunda Kuran'da ve Sünnet'te bir nas olmadığı gibi, evlenen kadının kocasının soyadını alıp almamasının dinle bir alakası bulunmamaktadır.
Buna göre, kadın kendi soyadıyla devam edebileceği gibi, eşinin soyadını da alabilir. Dinen de bir sakıncası yoktur.
Türk toplumunda yer alan kadının kocasının soyadını alması uygulaması tamamen kültürel olup, diğer ülke Müslümanlarının böyle bir uygulaması yoktur.
Dinde esas olan soyun ve nesebin karışmamasıdır. Onun dışında geleneksel yapıya uygun olarak süregelmiştir. Nitekim Dolayısıyla kadın, isterse kendi soyadıyla devam edebilir, isterse de eşinin soyadını alabilir. Eşlerin bu konuda aralarındaki anlaşmaya göre karar vermeleri mümkündür. Bayan babasının soyadını taşıyabilir ama bu bir aile sorunu olacaksa diretmemesini tavsiye ederiz.
Zamanımızda, aile adları/soyadları kullanmak yaygınlaştı. Bir kadın evlenmeden önce belirli bir soyadına sahipse ve bunu kocasının soyadıyla değiştirmeyi seçerse, bu 'soyunu değiştirmek' ve 'kendini babasından başkasına atfetmek' anlamına gelmez.
Bunun nedeni, soyadlarının yalnızca kimlik belirleme amacıyla kullanılmasıdır. Çocuklar doğduğunda, genellikle aile soyadını alırlar ve bu nedenle eş de aile adında birlik olması için aynı soyadını alır. Bu, kocasına ait olma veya soyunu kendi babasından başkasına atfetme meselesi değildir; aksine, yalnızca kimlik belirleme ve açıklık için kocasının soyadını kullanmaktır. Eş, babasına babalığını inkar etmez; aslında onu açıkça kabul eder. Ayrıca, toplumda filan kişinin kızı olduğu da yaygın olarak bilinir, bu nedenle bir aldatmaca yoktur.
Bir kadın kocasının soyadını ikinci adı olarak alırsa, bu da caizdir ve 'soyunu değiştirmek' ve 'kendini babasından başkasına atfetmek' anlamına gelmez. Buradaki atıf ebeveynlikle ilgili değildir; sadece kocasıyla olan eş ilişkisini yansıtır ve babasına olan soyunu inkar etmez.
Özetle, kadının evlendikten sonra kocasının soyadını veya adını alması caizdir, ancak zorunlu değildir.
Ve Allah en iyisini bilir
Bunun nedeni, soyadlarının yalnızca kimlik belirleme amacıyla kullanılmasıdır. Çocuklar doğduğunda, genellikle aile soyadını alırlar ve bu nedenle eş de aile adında birlik olması için aynı soyadını alır. Bu, kocasına ait olma veya soyunu kendi babasından başkasına atfetme meselesi değildir; aksine, yalnızca kimlik belirleme ve açıklık için kocasının soyadını kullanmaktır. Eş, babasına babalığını inkar etmez; aslında onu açıkça kabul eder. Ayrıca, toplumda filan kişinin kızı olduğu da yaygın olarak bilinir, bu nedenle bir aldatmaca yoktur.
Bir kadın kocasının soyadını ikinci adı olarak alırsa, bu da caizdir ve 'soyunu değiştirmek' ve 'kendini babasından başkasına atfetmek' anlamına gelmez. Buradaki atıf ebeveynlikle ilgili değildir; sadece kocasıyla olan eş ilişkisini yansıtır ve babasına olan soyunu inkar etmez.
Özetle, kadının evlendikten sonra kocasının soyadını veya adını alması caizdir, ancak zorunlu değildir.
Ve Allah en iyisini bilir
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız