
Din Pazarında Sarıklı Sakallı Tacirler
Hazreti Adem aleyhisselam, Şit aleyhisselam, Nuh aleyhisselam, İbrahim, Musa, İsa aleyhisselam ve en son Allah Rasulü (s.a.v) insanları İslam’a çağırdı. Münafıklar sureten, müminler ise hakikaten inandı
Sonunda münafıkları anlatan “Münafikûn Suresi” müminlere bir uyarı olarak nazil oldu.
Ebu Leheplerin önceden ve sonradan olduğu hakikati her zaman var oldu. Tebbet suresi nazil oldu.
İnsanlara bu zındıkları her zaman haber verdi.
Cahil, öğrenmeyen, öğrendikleri boğazlarından aşağıya geçmeyen sözde Kur'an okuyanlar, sahtekar alimler arkalarına takılanlarla sahte bir mümin kisvesi altında İslam'ın yolundan, İslam adına konuşarak insanları saptırmaya çalıştılar.
Peygamber efendimizin döneminden , hatta daha gerilere çok gerilere giderek Hazret Adem aleyhisselamdan bugüne münafık ve kafir milleti hiç ama hiç durmadı.
Kabilin çocukları yıllarca, asırlarca Habillerle uğraştı.
Küfür cephesi hiç boş durmadı, geliştirdiği yeni senaryolarla İslam’a engel olmak için, yayılmasını engellemek, inananların kafalarını karıştırmak için hiç durmadı. Asırlarca bu çalışmalarına devam etti. Bu noktada kıyafetiyle Müslüman, hakikatiyle ise zındık olan pek çok isim din tahripçiliği yaptı.
Farklı ırklar İslam ile bir ümmet olmak için birleştikçe, küfür milleti azdıkça azdı.
İslam’ın önünü kesemeyeceklerini anlayan güç merkezleri, İslam’a karşı İslam projesiyle Ümmet yapısını parçalamayı hedefledi.
Küfür cephesi hiç boş durmadı, geliştirdiği yeni senaryolarla İslam’a engel olmak için, yayılmasını engellemek, inananların kafalarını karıştırmak için hiç durmadı. Asırlarca bu çalışmalarına devam etti. Bu noktada kıyafetiyle Müslüman, hakikatiyle ise zındık olan pek çok isim din tahripçiliği yaptı.
Farklı ırklar İslam ile bir ümmet olmak için birleştikçe, küfür milleti azdıkça azdı.
İslam’ın önünü kesemeyeceklerini anlayan güç merkezleri, İslam’a karşı İslam projesiyle Ümmet yapısını parçalamayı hedefledi.
Bunun için “daha içerden bir söylem ve eylem” geliştirdi. “Mescid-i Dırar”lar inşa ettiler. Yine 'de Allah'ın gücünü anlamayan zındıklar asırlarca bu savaşın sürdürürken her yere tarikat, cemaat, dernek adı altında partileşme yoluna gittiler. Haddini aşan küfür cephesi, Mescitleri karargah yaparak İslam’a saldırmayı sürdürdüler.
Bir küfür karargahı olan Peygamber efendimizin yıktığı Mescidi Dıraların sayısını artırarak daha da azdılar. Nifak mescidleriyle ümmet yapısına zarar vermeye, içlerinde sakladıkları küfrü güçlendirmeye, Müslümanların kardeşlik yapısını dağıtmaya çalışanlar , ‘Biz bununla sadece namaz, zikir ve Müslümanların rahat etmesi gibi iyilikler yapmayı istiyoruz’ diye yemin yaptıkları işleri güzel göstermek için yemin üzerine yemin etmeye de devam ediyorlar.
Bir küfür karargahı olan Peygamber efendimizin yıktığı Mescidi Dıraların sayısını artırarak daha da azdılar. Nifak mescidleriyle ümmet yapısına zarar vermeye, içlerinde sakladıkları küfrü güçlendirmeye, Müslümanların kardeşlik yapısını dağıtmaya çalışanlar , ‘Biz bununla sadece namaz, zikir ve Müslümanların rahat etmesi gibi iyilikler yapmayı istiyoruz’ diye yemin yaptıkları işleri güzel göstermek için yemin üzerine yemin etmeye de devam ediyorlar.
Kur’an-ı Kerime şüphe ile baktırmak için hileler düzenlediler, kitaplar yazdılar. Allah Rasulü’ne ihanet ettirmek, İslam’ı çökertmek için namazı, ezanı, zikri kullanan zahirde mescid, hakikatte ise küfre karargah olan yerlerle ihanet savaşlarına devam etmektedirler.
İslami değerleri istismar edip Müslümanlar arasına sızıp, onları bölen yapılanmaları Mescid-i Dırar’ları artırdılar..
İslam'ın emir ve yasaklarını inkar eden, çevirdiği tiyatrolarla onu aşağılayan, hakim olduğu noktalarda propaganda yapan inkarcı yapı, sözde Müslümanız diye özde zındıklık ederek apaçık bir küfür diliyle Müslümanları safına çağırdı. Müftülerden, imamlardan, medrese hocalarından, başını örten kadınlardan bir güruhu ikna ederek, kendine taraftar yaptı, onları da sahneye çıkararak, aldatamadığı Müslümanlara, “İşte biz de Müslümanız. Geliniz.” dedi.
Kur’an-ı Kerim’i sadece ibadet niyetine okuyanlar, Mescid-i Dırar’ın bu gün hayatın neresine tekabül ettiğini, kimlerle nasıl bir kirli ittifak içeride olduğunu anlayamadı. Ümmet yapısı ağır darbeler almaya hatta çözülmeye başladı. Başına sarık saran bazı hocalar yıkıcı, kafir ve münafık yapıyı desteklemek için kürsü, kürsü dolaştı, nutuk attı. Yerden biter gibi bir anda inançları sınavdan geçmemiş, torpilli dayatmalarla imamlar, mollalar. sarıklı din bezirganları zuhur etti. Bütün sermayesi birkaç sarf ve nahiv kitabı okumaktan ibaret olanlar, molla, şeyh, şıh, gavs, hoca, imam vs oldu.
İslam'ın emir ve yasaklarını inkar eden, çevirdiği tiyatrolarla onu aşağılayan, hakim olduğu noktalarda propaganda yapan inkarcı yapı, sözde Müslümanız diye özde zındıklık ederek apaçık bir küfür diliyle Müslümanları safına çağırdı. Müftülerden, imamlardan, medrese hocalarından, başını örten kadınlardan bir güruhu ikna ederek, kendine taraftar yaptı, onları da sahneye çıkararak, aldatamadığı Müslümanlara, “İşte biz de Müslümanız. Geliniz.” dedi.
Kur’an-ı Kerim’i sadece ibadet niyetine okuyanlar, Mescid-i Dırar’ın bu gün hayatın neresine tekabül ettiğini, kimlerle nasıl bir kirli ittifak içeride olduğunu anlayamadı. Ümmet yapısı ağır darbeler almaya hatta çözülmeye başladı. Başına sarık saran bazı hocalar yıkıcı, kafir ve münafık yapıyı desteklemek için kürsü, kürsü dolaştı, nutuk attı. Yerden biter gibi bir anda inançları sınavdan geçmemiş, torpilli dayatmalarla imamlar, mollalar. sarıklı din bezirganları zuhur etti. Bütün sermayesi birkaç sarf ve nahiv kitabı okumaktan ibaret olanlar, molla, şeyh, şıh, gavs, hoca, imam vs oldu.
Din pazarında dolaşan sarıklı sakallı din tacirlerinden, dırar mescidi cemaatlerinden Allah ve peygamberine iman eden mümin kullarını korusun. Amin
Erol Kara - @Dinierk
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız