Sitemizde aramak istediğiniz konuyu
                                      "

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Kabe Put mudur ? Kabe'yi Put Görenler Haklı mıdır ?


Kabe-i Muazzama put mudur ? Bu sorunun cevabını vermeden önce bazı bilgileri bilmekte yarar olduğunu görüyoruz.

Kabe Nedir ?
Kâbe (Arapça: الكعبة المشرفة, Kâbe-i Şerif, Kâbe-i Muazzama veya Beyt-i Atik), Mekke'de Mescid-i Haram'da yer alan ve İslâm dininde en kutsal sayılan kübik yapıdır.
İslam'da Beytullah (Allah'ın evi), beyt (ev) veya Beyt-atik (eski ev) diye de anılır.
İslâm dininin ilk ve en kutsal mekânı kabul edilir
Kâbe'nin ilk olarak hazreti Adem aleyhisselam tarafından yapıldığına ancak Nuh tufanında yıkılan Kâbe'den geriye sadece temellerinin kaldığına inanılır. Hazreti İbrahim'e Kâbe'nin yeri gösterilmiş, Kur'an'da da, Kâbe'nin Hazreti İbrahim (aleyhisselam) ve oğlu Hazreti İsmail (aleyhisselam) tarafından inşa edildiği ifade edilir.

Kıble Nedir ?
Kâbe'nin olduğu yöne "kıble" denir.
Hanefi mezhebine göre Kâbe ve onun üzerinden semaya doğru olan boşluk kıbledir, Şafii mezhebine göre sadece Kâbe'nin bina kısmı kıbledir.
Dünyadaki bütün Müslümanlar, nerede olurlarsa olsunlar, namazlarını Kâbe'ye dönerek kılarlar. Bu namazın şartlarındandır. 

Kur'anı Kerim'de Kabe
Kur’ân-ı Kerîm’de adı iki defa geçen Kâbe’ye (el-Mâide 5/95, 97) bir kısmı yine Kur’an’da yer alan Beyt (el-Bakara 2/125, 127, 158; Âl-i İmrân 3/96, 97; el-Enfâl 8/35; el-Hac 22/26; Kureyş 106/3), Beytullah, el-Beytü’l-atîk (el-Hac 22/29, 33), el-Beytü’l-harâm (el-Mâide 5/2, 97), el-Beytü’l-muharrem (İbrâhîm 14/37), el-Mescidü’l-harâm (el-Bakara 2/144, 149, 150; el-Mâide 5/2; et-Tevbe 9/7, 19, 28), el-Beytü’l-ma‘mûr (et-Tûr 52/4), el-Meş‘arü’l-harâm, Beniyye, Devvâre, Kādis, Kıble, Hamsâ, Müzheb gibi çeşitli isimler de verilmiştir; halk arasında daha çok Kâ‘be-i Muazzama tabiri kullanılmaktadır.
İşte bazı ayeti kerimeler
  • Biz Kâbe’yi, insanlar için toplanıp sevap kazanma yeri ve emniyetli bir mekân kıldık. Öyleyse siz de İbrâhim’in makâmını namazgâh edinin. Zâten İbrâhim’le İsmâil’e de: “Tavaf edenler, ibâdet kastıyla orada kalanlar, rükû ve secde edenler için evimi tertemiz tutun!” diye emretmiştik. Bakara / 125. Ayet
  • Yeryüzünde insanlar için yapılan ilk mâbed, bütün insanlık için bir bereket kaynağı, bir hidâyet rehberi ve bir yönelme merkezi olan Mekke’deki Kâbe’dir. Âl-i İmrân / 96. Ayet
  • Orada apaçık deliller, alâmetler ve İbrâhim’in makâmı vardır. Oraya giren herkes emniyette olur. Bundan dolayı hacca gitmeye gücü yeten insanlara, Beytullâh’ı ziyâret etmek Allah’ın bir emridir. Kim Allah’ın emrini inkâr ederse, şunu bilsin ki, Allah’ın hiç kimseye ve hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.Âl-i İmrân / 97. Ayet
  • Allah Kâbe’yi, o Beyt-i Harâm’ı, haram ayları, Kâbe’ye hediye edilen kurbanı ve kurbanlıklara takılan gerdanlıkları insanlar için maddî-manevî bir kalkınma ve geçim vesilesi kılmıştır. Şunu bilesiniz ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Mâide / 97. Ayet
  • Bir vakit İbrâhim’e Kâbe’nin yerini hazırlayıp göstermiş ve şöyle buyurmuştuk: “Bana hiçbir şeyi ortak koşma. Evimi, onu tavaf edecekler, huzurumda ibâdete duracaklar, rukûya varıp secde edecekler için her türlü kirden temiz tut!” Hac / 26. Ayet
  • “İnsanlar arasında haccı ilân et ki gerek yaya olarak gerekse nice uzak yol ve diyarlardan yorgun argın gelen, zayıf develer üzerinde, kendilerine ait birtakım yararları müşahede etmeleri, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın ismini anmaları -kurban kesmeleri- için sana -Kâbe’ye- gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yiyin hem de fakir ve yoksullara yedirin. Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve eski evi tavaf etsinler. Kim Allah’ın yasaklarına saygı gösterirse bu, rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır” Hac / 27-29. Ayet
Kabe'ye Tepkiler
Sünniler dışında hemen hemen her farklı sapkın topluluklar Kabe'ye ve üzerinde bulunan Hacer-ül Esved'e karşı çıkmıştır. Tarihte olduğu gibi günümüzde de bazı dinî gruplar Kâbe ve Hacer-ül Esved'in kutsallığı çerçevesinde icra edilen dini uygulamalara karşı çıkmaktadırlar. Kabe tarih boyunca birçok müşrik saldırısı olmuştur en bilineni Fil Vakasıdır

Kabe Müminler İçin ne İfade Eder
Gerçekten iman eden Müslümanlar için Kabe, 
  • Sadece bir yapı değil; kalbin, duaların ve ibadetlerin yönüdür.
  • Rabbin evine, yani Beytullah’a gönülden bağlandığı, O’na yakın hissettiği bir huzur yeridir.
  • Her namazda döndüğü bu kıble, aslında sadece fiziksel bir yön değil, tüm maneviyatın odak noktasıdır.
  • Kabe’yi düşünmek, onu anmak bile ruha bir dinginlik verir. Çünkü Kabe, inancın ve teslimiyetin simgesidir.
  • Kabe, Müslümanları birleştiren manevi bir bağdır; dünyanın neresinde olursa olsun, aynı kıbleye yönelir ve bir olan Rabb'e secde ederler. Bu aynı zamanda Kabe’nin tüm ümmetin uhuvvet merkezi olduğunun en güzel kanıtıdır.
  • Kabe, sadece bir yapı değil, peygamberlerin emek ve duaları ile şekillenen bir ibadet merkezidir.
Kabe Put Mudur ?
Genellikle Kabe etrafında görülen manzaralara göre bazı insanlar Kabe'ye tapıldığını sanır ki, aklı başında hiçbir Müslüman Kâbe’ye tapmaz. Namaz kılan bir kimse önüne ağaç alınca ağaca mı tapıyordur. Bir direk arkasında namaz kılan kimse namaza mı tapıyordur. Namaz kılan kimse secdeye varınca seccadeye mi tapmış oluyor. Bir Müslüman camlı bir resmin, bir aynanın önünde namaz kılmaz. Bunların mekruh olduğunu bilir. Kaldı ki, bugüne kadar ben Kâbe'ye tapıyorum diyene rastlanmamıştır. Kâbe’yi tavaf eden kimse bunu Allah'ın emri olduğu için yapar. Kabe'ye dönmekle sadece Allaha yöneldiğini bilir. Gözle görünmeyen Allah, hakiki Mabud olarak, yeryüzünün ilk mabedi olan Kâbe’yi inşa ettirmiş ve insanların kulluklarını onu tavaf etmelerini emretmiştir. Allah cc bir ara Müslümanlara Mescidi Aksa'ya yönelerek namaz kılmalarını emretmiştir. Mescidi Aksa put mu olmuştur. Dünyanın bir ucunda, Kabe'ye çok uzakta yaşayan bir insan namaz kılmak için Kabe'ye ( Kıbleye) yönelince nasıl ona tapmış olur. Kabe, bir semboldür. Mesela bir Hristiyan Hazreti İsa aleyhisselam'ın aslında olmayan kabrini ziyaret ederek o kabri öpüyor. ir Yahudi Ağlama Duvarını öpüyor, ona dileklerini yazıp bırakıyor Bunu kimse yadırgamıyor, destanlar yazmıyor. Ancak bir Müslüman Kabe'yi, Hacer-ül Esved'i öpünce kıyamet kopuyor. 
İnsan sevdiğine ait bir nesneyi öpünce, koklayınca putperest sayılmıyor. Kabe ve değerlerini öpünce, dokununca putperest oluyor. 
Haydi Hristiyan ve Yahudilere putperest diyelim. Bunlar ne yapıyor ya da bir putperest ne yapıyor ona bakalım.
Putperestler, putlarına taparken, onlar için kurban keser, onlara adak adar, onlara dua eder, şifayı onlardan bekler. Allah'ın kendiişlerine karışmalarını asla istemezler. Zorlandıkları  işlerini putlarıyla çözerler. Dua etmek istediklerinde putlardan medet umup tanrılayla iletişime geçmek istiyorlardı.
Hangi Müslüman "Allah bu işe karışmaz" diyebilir. Ya da Allah'ın dışında bir varlığa Kurban adar. Dediğinde Müslüman sayılmayacağını bilir. Kabe'ye Kurban adandığını duyan var mı ? Her şey Allah içindir.
Tavaf ise, aşk ile yürümeyi, Müslümanların birliğini temsil eder. 

Hacer-ül Esved Put mudur ?
Kâbe'deki Hacer-ül Esved'e gelince, o bir put değildir ve kimse ona tapmaz. O sadece 'siyah bir taş'tır ve hac sırasında Kâbe'de başlıca kullanım amacı işaret taşı olarak kullanılmasıdır.
Hacer-ül Esved hiçbir zaman bir put olarak kabul edilemez; zira canlı hiçbir şeye benzemez ve kendisine hiçbir şekilde tapınılmaz.
Hacer-ül Esved'den Kuran'da bahsedilmemektedir. Sadece tavafın (Kâbe'yi tavaf) başladığı ve bittiği noktayı gösteren bir işarettir. Hadisler, tavaf sırasında taşı öpmekten veya ona dokunmaktan bahseder ; ancak bu zorunlu değildir. Âlimlerimiz, o yöne doğru el sallamanın yeterli olduğu konusunda hemfikirdir.
Ömer bin Hattab'ın (rah) Hacerü'l-Esved'e yaklaşıp onu öptüğü ve şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Şüphesiz biliyorum ki sen sadece bir taşsın ve kimseye ne fayda ne de zarar verebilirsin. Allah'ın Resulü'nün seni öptüğünü görmeseydim, seni öpmezdim." (Buhari)
Hiçbir Müslüman, Hacer-ül Esved'in ibadet edilmemesi veya bir işaretten başka bir şey olarak görülmemesi gerektiği konusunda şüphe duymaz. Hac zamanı, Kâbe'nin etrafındaki alan o kadar kalabalık olur ki çoğu hacı onu göremez bile. Birçok hacı ise tavafı Kâbe'nin zemin katında değil, üst katlarında yapar. Bu, Hacer-ül Esved'i hiç göremedikleri anlamına gelir. Tavaflarına başlarlar ve yerde işaret çizgisinin olduğu yerde bitirirler. Ve hiç kimse bu nedenle haccının tamamlanmadığını söyleyemez.

Özetle, 
Müslümanların Kâbe’nin etrafında dönmeleri ona tapmalarından değil, Allah Teala’nın «Beyt-i Âtik’i tavaf etsinler.»[Hacc, 29.] emrinden dolayıdır. Kâbe’ye dönerek namaz kılmaları onun tuğlası kutsal olduğu için değil, Cenab-ı Hakk’ın «Artık namazda yüzünü Mescid-i Haram’a dön»[Bakara, 144] emr-i ilahisinden kaynaklanmaktadır. 
Tüm eğilmeler, secdeler, etrafta dolaşma, kapıda sürünme, birkaç taşı öpme, bunların hepsi sembolik hareketlerdir.
Dolayısıyla Müslümanlar, Yüce Allah'tan başka hiç kimseye veya hiçbir şeye ibadet etmezler. Bu, Hz. Adem'den (as) son peygamber Hz. Muhammed'e (s.a.v.) kadar tüm peygamberlerin öğretisiydi

Derleme : Erol Kara - @Dinierk


Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*