
Sıla-i rahim, Müslümanlar arasında çok duyulan, çok söylenen ve hatta önem verilmesi gereken kavramlardan biri olup genellikle akraba kelimesinin karşılığı gibidir. Sılaı Rahim denince akrabalık ilişkilerinin artması, ziyaretlerin ve hal hatır sormanın bir adı gibidir. İslam dini, sılaı rahime önem vermiş olup, iman edenlerin bu konuda zafiyet içinde yaşamamasını sürekli emreder.
Nisâ süresinin ilk ayetinde Allah’a saygısızlığın hemen arkasından akrabalık haklarına riayet etme emredilmiştir. Bununla birlikte pek çok ayette akraba önemsenmiş, akrabaya iyilik yapmanın, yakınlaşmanın, ilişki kurmanın önemine vurgu yapılarak akraba haklarına özen gösterilmesi emredilmiştir. Hatta, Resûlullah sav, sıla-i rahmi terk etmenin kötülüğüne işaret eden Muhammed sûresinin 22. âyetini " Ey münafıklar! Demek fırsatını bulup iş başına geçecek olsanız, yeryüzünde bozgunculuk yapacak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz, öyle mi?" okumalarını öğütlemiştir.
Pekala sılaı rahim akraba anlamında kullanılıyor da herkes akraba mıdır ?
Sılayı rahim kelimesi kimleri kapsamaktadır. ?
Sılaı Rahim Tabiri
Anne karnında çocuğun barındığı yere “ana rahmi”, sıla kavramı ile de “akrabalık bağı” kastedilir. Çünkü “akrabalık”, “rahim”den teşekkül eder. Doğum ve kan bağları, akrabalığı oluşturur. Bu ilişki “Sıla-i rahim” kavramıyla ifade edilir. Anne karnında, rahim ile cenin arasında nasıl bir “kordon” varsa, doğduktan sonra da aile ve akrabalar arasında bu şekilde mânevî bir bağın varlığı kabul edilir.
Anneler, şefkat kucağıdır. Bu şefkat kucağından dünyaya gelen, birbirine “rahim”le bağlanmış insanlar kardeştir. Akrabalarımız, özellikle hala, teyze, amca, dayı, gibi yakınlarımız aileden sayılır. Rasûlüllah (s.a.s): "Teyze, anne yerindedir." (Tirmizi, Birr, 5) buyuruyor. Amca da baba yerindedir.
Bazı kaynaklar sıla-ı rahimi geniş tutup evlilik ile oluşan aileleri de kapsadığını öne sürer. Ancak, İslam dininin temelinde olan insan sevgisi ve insana yardım etme kan ve evlilik bağı ile birbirine bağlananları kapsasa da komşu ilişkilerinde aynı sadakat gözükür. "Komşuyu komşuya mirascı kılaacaktı," sanıyorum" diyen peygamberimizin bu sözü ile komşular nasıl akraba ayılmıyorsa evlilik ile oluşan hısımları da sıla-ı rahimden saymaz. Sıla-ı Rahim olarak sayılacakların en başında anne baba, evlat, kardeş, torun, nine, dede, teyze, hala, amca ve dayı ve bunların çocukları gelmektedir. Yine bazı kaynaklarda, "Sıla-i rahim kan ve soy bağı, evlilik bağı ve süt hısımlığı gibi bağlarla birbirine yakınlaşan kimseler birbirleri ile derece derece akrabadırlar." denilirken burada son iki hısımlık gerçek sılaı rahimi kapsamaz. Çünkü, evliliğin bozulması ile akrabalık ilişkisi yok hükmünde oluyor. Fakat, kan bağı akrabalığı hiç bir şekilde bozulamaz.
Anne karnında çocuğun barındığı yere “ana rahmi”, sıla kavramı ile de “akrabalık bağı” kastedilir. Çünkü “akrabalık”, “rahim”den teşekkül eder. Doğum ve kan bağları, akrabalığı oluşturur. Bu ilişki “Sıla-i rahim” kavramıyla ifade edilir. Anne karnında, rahim ile cenin arasında nasıl bir “kordon” varsa, doğduktan sonra da aile ve akrabalar arasında bu şekilde mânevî bir bağın varlığı kabul edilir.
Anneler, şefkat kucağıdır. Bu şefkat kucağından dünyaya gelen, birbirine “rahim”le bağlanmış insanlar kardeştir. Akrabalarımız, özellikle hala, teyze, amca, dayı, gibi yakınlarımız aileden sayılır. Rasûlüllah (s.a.s): "Teyze, anne yerindedir." (Tirmizi, Birr, 5) buyuruyor. Amca da baba yerindedir.
Bazı kaynaklar sıla-ı rahimi geniş tutup evlilik ile oluşan aileleri de kapsadığını öne sürer. Ancak, İslam dininin temelinde olan insan sevgisi ve insana yardım etme kan ve evlilik bağı ile birbirine bağlananları kapsasa da komşu ilişkilerinde aynı sadakat gözükür. "Komşuyu komşuya mirascı kılaacaktı," sanıyorum" diyen peygamberimizin bu sözü ile komşular nasıl akraba ayılmıyorsa evlilik ile oluşan hısımları da sıla-ı rahimden saymaz. Sıla-ı Rahim olarak sayılacakların en başında anne baba, evlat, kardeş, torun, nine, dede, teyze, hala, amca ve dayı ve bunların çocukları gelmektedir. Yine bazı kaynaklarda, "Sıla-i rahim kan ve soy bağı, evlilik bağı ve süt hısımlığı gibi bağlarla birbirine yakınlaşan kimseler birbirleri ile derece derece akrabadırlar." denilirken burada son iki hısımlık gerçek sılaı rahimi kapsamaz. Çünkü, evliliğin bozulması ile akrabalık ilişkisi yok hükmünde oluyor. Fakat, kan bağı akrabalığı hiç bir şekilde bozulamaz.
Sılaı rahim de asıl olan iman birliğidir
Resulullah Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Rahim (sıla-i rahim, akrabalık bağı) Rahmân’dan bir bağdır. Kim bu bağı koparmaz ve akrabasına ulaşırsa, Allah’a ulaşmış olur. Kim de bu bağı koparırsa, Allah ondan rahmetini keser.” (Tirmizi, Birr 16, (1925)
Bununla beraber, akrabamızın iyilik etmemizi hak etmesi için iman sahibi olması önemlidir. Nuh Aleyhisselam iman eden oğulları ile birlikte inkârcı oğlu Kenan’ı da gemiye almak istedi. Kenan gelmedi ve boğuldu. Nuh (as) şöyle yalvardı: “Ya Rabbi, elbette boğulan oğlum da ailemdendi, öz evladımdı.” (Hud Suresi: 45) Ama Cenab-ı Hak şöyle vahyetti: “Ey Nuh! O senin ailenden değil. Çünkü o, salih amel sahibi değildi.” (Hud Suresi: 46)
Buradan anlaşılıyor ki sılaı rahim de olsa bir insan mümin değilse, iman etmiş değilse, müşrik, münafık, zalim, gayrimüslim ise sılaı rahimden sayılmaz.
Resulullah Efendimiz (asm) buyuruyor ki: “Rahim (sıla-i rahim, akrabalık bağı) Rahmân’dan bir bağdır. Kim bu bağı koparmaz ve akrabasına ulaşırsa, Allah’a ulaşmış olur. Kim de bu bağı koparırsa, Allah ondan rahmetini keser.” (Tirmizi, Birr 16, (1925)
Bununla beraber, akrabamızın iyilik etmemizi hak etmesi için iman sahibi olması önemlidir. Nuh Aleyhisselam iman eden oğulları ile birlikte inkârcı oğlu Kenan’ı da gemiye almak istedi. Kenan gelmedi ve boğuldu. Nuh (as) şöyle yalvardı: “Ya Rabbi, elbette boğulan oğlum da ailemdendi, öz evladımdı.” (Hud Suresi: 45) Ama Cenab-ı Hak şöyle vahyetti: “Ey Nuh! O senin ailenden değil. Çünkü o, salih amel sahibi değildi.” (Hud Suresi: 46)
Buradan anlaşılıyor ki sılaı rahim de olsa bir insan mümin değilse, iman etmiş değilse, müşrik, münafık, zalim, gayrimüslim ise sılaı rahimden sayılmaz.
Derleme @dinierk




Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız