
Geçmiş yıllarda hacca ya da umreye giden insanlar ne kadar maneviyat, farz ve sünnet züere o mübarek topraklara giderken hassas ise görevlilerde öyle idi. Ne yazık ki, son yıllarda cahil görevlilerin sayısı giderek artmaktadır. Diyanetin ve özel şirketlerin yetişmemiş, bilgisiz , cahil denecek seviyede görevlileri kutsal topraklara gönderdiği artık gün gibi ortada..
Bu yüzden siz siz olun, elinizde kitaplar, interneti açık telefonlardan faydalanmanızı ya da deneyimli olduğundan şüphe etmeyeceğiniz kimselerle yola çıkınız.
İşte cahil umre görevlilerinden duyduğumuz fantezilerden bazıları..
*****

Her grup kendi hocasının yanında otobüslere bindi.
Otobüsler hareket ettikten sonra görevlimiz ilk önce Arafat'a gideceğimizi söyledi. Arafat hakkında kısa bir konuşma yaptı.
Yaklaşık 10 dakikalık bir yolculuktan sonra ineceğimiz belirtildi.
İndiğimiz yer Arafat değil idi.
Sadece grup hocasının yanlış bilgilendirmesi idi. Zaten hiçbir turda program hiç bir zaman Arafat'tan başlamamıştır. neyse, otobüsten indik.
Sağ tarafımızda bulunan yeşillik alana bir başka grup gelmiş biz de onların hemen sağındaki yere geçtik. Onlar yeşillendirilmiş alanda olmasına rağmen bizim bulunduğumuz alan toprak idi. Fazla önemsenmedi. İki grubun hacıları aynı yerde toplandık
Grup otobüsten inip toplanınca grubumuzda bulunan 2 numaralı grubun hocası karşımızda duran birbiri ardına sıralanmış 3 dağı göstererek, "şu ortada duran Sevr dağıdır" dedi.
Bir cami imamı olduğunu öğrendiğim ve Diyanet tarafından görevlendirilmiş bulunan genç hoca anlatıyor.
"Sevr dağı olarak bilinen bu dağın dinimizdeki yeri " diye konuşmasına başlarken ben diğer karşı tarafta bulunanlara baktım. Onlarda gösterilen dağa bakarak resim çekiyorlar, kimisi selfie çekiyor. Onlarda bizim taraftakilerin yaptığı gibi pür dikkat dağa bakıyorlar.
Ben bir dağa bakıyorum. Bir hocaya bakıyorum. Bu işte bir gariplik var. Daha önce iki kez çıktığım Sevr dağı gösterilen dağlardan hiç birine benzemiyordu. Sağa sola bakındım. Tam aksi istikametimizde , yani hocanın gösterdiği dağa yüzümüzü çevirirsek sırtımız Sevr dağına bakıyordu.
Hoca ise hızını almamış anlatmaya devam ediyor "Bu gördüğünüz üç dağ Sevr, Nur ve Hira dağlarıdır. Sırasıyla bu şekildedir. "
İster istemez ağzımdan " yok artık" cümleleri döküldü. Yanımdaki hacılardan bazıları ister istemez bu tepkime döndüler. "Ne oldu" diye sordukları zaman "bu dağ "Sevr dağı" değil dedim. Nur dağı da değil Hira da değil. Hiç biri değil" dedim. Hem Hira mağaradır, dedim. Sevr ile Nur dağı arasında kilometreler var, dedim. Öyle bir dağ yok."
Bir hocaya, bir dağa, bir bana baktılar. İçlerinden biri "hocadan iyi mi bileceksin" dedi. "Şu anda hocadan iyi biliyorum. Bu dağ Sevr dağı olmadığı gibi, Hira ya da Nur dağı da değil " Onlar sıra dağ gibi durmazlar, dedim.
Hacılardan bir başkası yine bana tepki gösterdi.
"Hacı sen iyi misin. Hocadan iyi mi bileceksin. Sus ki dinle, dedi. Biraz kızarcasına...
O arada genç hocada söylediklerimin farkına vardı. Bana, "ne oldu hacı ağabey" dedi. "Dağları yanlış anlatıyorsun, söylediklerini hiç biri doğru değil" dediğimde, "ben hocayım. Böyle biliyorum. Sen yanlış öğrenmişsen ben ne yapayım," dedi.
Hem Suçlu, hem güçlü,hem cahil ve hem de ukala..
Sustum.
Bu kez kafile başkanımız ve grup hocamız olan görevliye bakındım. Bir kaç metre ötemde idi. Yanına gittim, "hocam Sevr dağı bu değil, arkamızdadır" dedim. Verdiği cevap, "yok hacım, bu dağ Sevr dağıdır, hem bak yan taraftakiler de oraya bakıyor, Hem onların arasında buraları iyi bilen hocamız var," dedi.
Ben halen ısrarlıyım, dinletemiyorum. O ara kafile sorumlumuz gösterdiğim taraftaki yola doğru gitti, karşıya geçti. Gösterdiğim dağın yanındaki kalabalığa doğru gitti. 5-10 dakika sonra geldi.
"Neymiş hocam, dağı buldun mu," dedim.
"Ya hem orası hem burası Sevr dağı imiş. Fark etmiyormuş" demez mi ?
Alın size kafile sorumlusu, alın size rehber. Ölür müsün öldürür müsün.
İlk defa gelenleri kandırırlar da bir kaç kez gelmişleri asla..
Ama hacılarımız halen ilgisi olmayan dağa bakarak resim çekmeye devam ediyor.
Onlarda haklı, hocalardan daha iyi bilecek değilim ya...
Daha sonra Arafat'a doğru yola çıktık.
******
Aşağıda yer verdiğimiz bilgiler de sosyal medyadan
Hudeybiye'de umre öncesi yapılan konuşmada İhramlı iken kadın ve erkeğin elele tutuşması kurban cezası gerektirirmiş. Denildi.
Şirketin reklam yüzüi olan görevli şahıstan uyduruk fetva..
Umre yasaklarında böyle bir durum var ama işin aslı şu..
El ele tutuşmak değil kadın ve erkeğin ihramlı iken birbirine şehvetle yaklaşmasıdur
Söz konusu şehvet olup hadlerini aşıp birlikte olmalarıdır. Bu kurban gerektirir.
Ola ki bu çok nadir görülen durumu insanlara masumca el tutmalarına kadar indirgemek cehalettir. Fitnedir. Akıl yoksunluğudur.
******

Umre İçin Mikat Sınırına Gitmek Gerekmez(miş)
Bugün Kafile umre yapmak için Ayşe Mescidi (Tennim)'e gitmek üzere üç otobüs yola çıktık. İki otobüs Tennim' e giderken bir otobüs umreye Mescidi Haram'dan girecekmiş
Söylenene göre, Firmanın reklam yüzü olan görevli Umre niyetlerini ve namazını Harem girişinde yapabileceklerini ve Mikat Sınırına gitmeye gerek olmadığını söylemiş
İnsanın aklına şu soru geliyor
Siz Hazreti Ayşe Annemizden de mi torpillisiniz.
Peygamberimizin kıymetli eşi Mekke’de oturduğu ve Peygamber eşi olduğu halde umre yapmak istediğinde Tennim'e giderken siz bu fetvayı nereden aldınız
Din bozguncuları....
******
Bir izleyiciden
Ramazan Umresinde sayımızı yaptıktan sonra namaz için Merve tepesinde bekliyoruz. Namaza 20 dakika bir zaman var. Bir grup Türk umreci geldi. Hemen namaza durdular. En yakınımızda bulunan yaşı 30'larda bulunan kişi namazını bitirince sordum. "Ne namazı kıldınız." "Say namazı" diye cevapladı. "Say namazı var mı ?" deyince "neden olmasın" diye yanıtladı. "İnternetin var mı", diye sordum. Varmış. "Google sor bakalım, say namazı var mı ?.". Google'a sordu. "Yokmuş," dedi. "Hocanıza söyleyin, diğerlerini engellesin". dediğimde. "Grubun hocası benim" , dedi. Evet, grup hocası say namazı olup olmadığını bilmiyormuş ve diğerlerini de bu namazı kılmaları için uyarmış.
Bu grup hocasına bu kez "kerahat vaktinde namaz olur mu?, diye sordum, bu kez. "Olmaz , Mekkede olur ama" dedi.
Bu grup hocasına bu kez "kerahat vaktinde namaz olur mu?, diye sordum, bu kez. "Olmaz , Mekkede olur ama" dedi.
Daha fazla konuşmadım. Kabe imamı kamet getiriyordu. Namaza kalktık. Namaz sonrası bu görevli hocamız (!) selam verir vermez yanımdan uzaklaştı.
******
Sizlerin de anıları varsa sayfamızda yayınlayalım.
Derleme @dinierk
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız