
Oysa öyle değil tabi.. ..
Uzun zaman restore edilmeyi bekleyen ve sonunda restore edilerek hayat bulan yer bir minare.
Hem de saati olan bir minare..
Erzurum Kalesi'ndeki tarihi mescit 2015 yılında restore edilme kararı sonrası yeniden hayat bulmuştu.
Yeni yapılan yürüyüş yolları ile Erzurum Kalesine ve dolayısıyla başta Erzurumlular olmak üzere meraklı vatandaşlar kolaylıkla Kale Camiine gitmiş olacaklar.
Saltuklulardan kadim şehir Erzurum'a bırakılan yüzlerce eserden biri olan Kale cami ve burçlarında yükselen Tepsi Minare 1120'li yıllardan beri yerini koruyor.
Zaman zaman kıymet bilmez insanlar tarafından tahrip edilse de, yine bugüne ulaşan minareye en büyük kötülüğü Sultan II. Abdülhamit zamanında Müşir (vali) Fosfor Mustafa Sıdkı Paşa yapmış.
Saltuklu beyi Ebu'l Muzaffer Gazi İnanç Beygu Alp Tuğrul Bey tarafından yaptırılan minareye Fosfor paşa herhalde saatleri çok seviyor olacak ki, minarenin bir yerine saat yapılmasını emir buyurmuş. Ustalar da halden hatırdan, eserden anlamamış olacak ki, minare üzerindeki kufe yazının bir yerine hem de önemli bir yerine, yapılış tarihini yazan yerine, oyuk açıp saati yerleştirmişler.
Oysa, denilene göre, minare üzerinde bulunan Arapça yazılı kûfî kitabe kaligrafik özelliğinin yanı sıra İslamiyet'in erken dönemlerinden bugüne sürekli el değiştiren Erzurum şehrinin Türk-İslam tarihine ebedî olarak katılışını belgeler nitelikte imiş.
Buraya konulan saat Kırım Savaşı sırasında Ruslar tarafından söküp götürülüyor. İngilizlere satılıyor ya da hediye ediliyor.
Ne hikmetse, 1877'de de İngilizlerin bugün kalede olan saati Londra'da yaptırıp hediye ettiği belirtiliyor.
Yine de fazla talana uğramayan kale mescidinin minaresinde Erzurum'u bir daha geri vermemek üzere alan Saltukluların ilk beyi Ebu‟l Kasım'ın ismi kitabede günümüze kadar ulaşmayı başarmış.
Kitabede, "İkbal dinin ışığı, İslamın kutbu, devletin yardımcısı, milletin zahiri, arkası, meliklerin ve emirlerin güneşi Ebil Kasım oğlu Ebil Muzaffer Gazi İnanç Beygu Tuğrul içindir." yazdığı belirtiliyor.
Minare zaman içerisinde, farklı zamanlarda görüntüsü ve kullanımı üzerine "Tepsi Minare", “Kesik Kule”, “Minare Kule” ve “Saat Kulesi” gibi isimlerle anılmıştır (Konyalı, 1960, s. 135; Arık, 1969, s. 150).
Demek ki, neymiş sevgili Erzurumlular.. Bu bir saat kulesi değil. Bir minare..
Son olarak, kalenin bir yerine de seyir terası yapılacakmış.
Seyir terasından bu minareden insan sesiyle nice ezanlar duymanız dileğiyle.
Derleme @dinierk
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız