
Kılık kıyafetleri, halleri, davranışları, oruçları, kurbanları ve sair durumları Müslümanlara benzeyen ancak Müslüman olmayan bir topluluk bu yazımızın konusu. Bunlara Samiriler deniyor ve sayıları bin - 2000 civarında. Filistin topraklarında kendilerine göre kurtarılmış bir bölgede , İsraillerin güvenliği altında yaşıyorlar. Kendilerini İsrailli Yahudi saymıyorlar.
Samireleri yazımıza konu edinen olay bundan bir kaç yıl önce gittiğim Kudüs'te gördüğüm bir kişiyi görmem üzerine oldu.
Davud aleyhisselamın kabrini ziyaret ettikten sonra dışarı çıkmıştık. Karşımızda yaşları 70 gibi, uzun boylu bembeyaz elbiseleri, beyaz uzun sakalları ve sarıklı bir hali ile yüzü nur kaplamış derler ya, o durumda bir adamı gördük. Şaşırdık. Müslüman ve yaşı bir hayli ilerlemiş biri buraya neden geldi ki.. Yaklaştıkça bunun bir Müslüman değil bir Yahudi olduğunu görünce daha da şaşırmıştık.
Araştırmalarımıza göre, İslâmiyet ile Yahudilik arasındaki karma bir dini topluluk olan Samaritanlar sadece bizi değil tüm görenleri şaşırtıyor. Samaritan cemaati mensuplarının ilk bakışta Müslüman mı, yoksa Yahudi mi? oldukları anlaşılmıyor. Müslümanlarla ortak paydalarından birisi de giymiş oldukları kıyafetlerin benzerliği.
Kaftanlı yaşlıları, beyazlara bürünmüş gençler, beyaz takkeleri, uzun elbiseleri sanırsınız her biri nurlu.. Tertemiz insanlar.
Öğrendiğimize göre bunlar, Kudüs'ten yaklaşık 80 kilometre uzakta, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde "Küçük Şam" olarak da adlandırılan tarihi Nablus’un kuzey kesiminde, Gerizim Dağı’nın tam tepesine konuşlanan yerde yaşıyorlar.
Sâmirîler, Mûsa aleyhisselama vahyedilmiş inancın hakiki temsilcileri olarak, kendi inanç esaslarının hak olduğunu, esas Tevrat'ın kendilerinde olduğunu iddia etmekte ve yaşamlarını buna göre şekillendirmektedir.
Sâmirîler’in temizlenmeye (tahâret) özel bir önem vermekte olup, kıblelerinin diğer İsrâiloğulları’ndan ayrı olarak Allah’ın gösterdiği Gerzîm dağı olduğunu ifade etmektedir..
Müslümanlardaki abdeste benzer bir abdest alma ve namaza benzer hareketleri olan bir ibadet biçimleri vardır ve Samiriler’e ait ibadet yerleri de Müslümanların mescidine benzerlik gösterirken, Yahudilerin Sinagogları gibi içeride masa veya sıra bulunmuyor..
Samiriler, inanışlarına göre Davud aleyhisselamı da zalim olarak görmektelermiş. Buna neden olan olayında, Allah’ın Dâvûd’a Nablus dağında (Cebelinablus veya Tûr) bir mâbed (beytülmakdis) yapmasını emrettiğine, Dâvûd’un buna karşı çıkmasına bağlıyorlar.
Sâmirîler ile diğer Yahudiler arasında kullanılan takvim ve bayramlarda farklı.
Sâmirîler’le yahudiler arasında peygamberlik ve kutsal kitap konularında da farklılık mevcuttur. Hz. Mûsâ’dan sonra peygamberlik silsilesinin devam ettiğini kabul eden Yahudiler çeşitli peygamberlerin almış olduğu vahiyleri Kitâb-ı Mukaddes’e dahil ederler. Mûsâ’nın ardından peygamberliğin son bulduğuna inanan Sâmirîler ise ilâhî vahiy olmadığı gerekçesiyle Tevrat’ın dışındaki kitapların kutsallığını kabul etmemekteler. Şöyle ki, Samiriler'de Allah'ın varlığı ve birliği ilkesi (Tevhid) tıpkı İslam inancında olduğu gibi inancın temelini oluşturuyor. Hazreti Musa'yı peygamberlerin en büyüğü olarak kabul eden Samiriler, Hazreti Muhammed'in (sav) peygamberliğini tasdik etmekle beraber inanç konusunda kendilerini bağlamadığını belirtiyor.. Dolayısıyla sadece kendi Tevrat nüshalarını kutsal sayıp Rabbânî ve Karâî geleneğine mensup yahudilerin benimsediği şekliyle Kitâb-ı Mukaddes’in üç bölümünden (Tora, Neviîm ve Ketuvim) son ikisini reddederler.
Konuşma dili olarak Sâmirî İbrânîcesi ve Arapçası’nı benimseyen bu grup ibadet dili olarak Sâmirî Ârâmîcesi’ni devam ettirmektedir.
Nüfuslarının artması için dışarıdan getirilecek olan gelinlere de izin veren anlayışla bazı Samirielr cemaat dışında kadınlarla evlenebilmektedir. Ancak evlenmeleri için alınana kadının Samirilik inancını kabul etmesi istendi. Cemaate dışarıdan gelen gelinlerin, Yahudiler için kutsal "Şabat" gününe uymaları, Gerizim Dağı'nın kutsallığını kabul etmeleri, Samirilerin kutsal bayramlarına uymalarını, Samirilerin Tevrat'ındaki duaları öğrenmeleri gerektiği belirtiliyor..Öte yandan kendi içlerindeki evliliklerin, akraba evliliklerinin varlığı yüzünden doğan çocukların büyük bir kısmı sakat olarak doğmaktadır.
Samiriler arasında yaygın olan bir uygulamaya göre de, cemaatteki kadınların adet dönemlerinde çocukları da dahil evdeki herhangi bir şeye dokunmalarının veya yemek hazırlamalarının yasak olması... Kendilerine ait özel bir köşesi olan kadınlar doğum yaptıklarında da aynı şekilde yasaklanıyor. Erkek çocuk doğurursa 41 gün, kız çocuk doğurursa 80 gün boyunca bu köşede kalıyor. Ancak bu süreçte eğitimini, işlerini cemaatin dışında olacak şekilde sürdürebiliyorlar.
Editörün notu. Sosyal medyada Samirelere ait bazı videolar paylaşılmaktadır. Bu videolardaki insanların fiziki olarak Müslümanlara benzemeleri dikkat çekmektedir. Aşağıdaki linkte göreceğiniz videoda bir kutlama sırasında bira ve rakı gibi alkol tüketen Samireleri Müslüman gibi göstererek yayınlayanlar yüzünden insanlar tepki göstermektedir. Bu konuda da uyanık olmak lazımdır.
Editörün notu. Sosyal medyada Samirelere ait bazı videolar paylaşılmaktadır. Bu videolardaki insanların fiziki olarak Müslümanlara benzemeleri dikkat çekmektedir. Aşağıdaki linkte göreceğiniz videoda bir kutlama sırasında bira ve rakı gibi alkol tüketen Samireleri Müslüman gibi göstererek yayınlayanlar yüzünden insanlar tepki göstermektedir. Bu konuda da uyanık olmak lazımdır.
Kaynaklar :
DİB İslam Ansiklopedisi için tıklayınız
Wikipedia için tıklayınız











Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız