Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Peygamber, İşçinin Hakkını Vermeyene Düşmandır

Yazımıza öncelikle ayet ve hadisleri hatırlatmakla başlamak istiyorum. Belki bunlar dahi Allah celle celalahunun korkusu ile yaşayanlara yetebilir.

"Ölçü ve tartıyı tam yapın, insanlara vereceğiniz şeyleri eksik vermeyin, düzelttikten sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin; inanıyorsanız bilin ki, bunlar sizin için hayırlıdır." (A'râf: 7/85)
"Zayıfın hakkını kolaylıkla alamadığı bir millet şerefli olamaz". Hadis-i Şerif
"İşçinin teri kurumadan ücretini veriniz ve kendisine işte iken ücretini bildiriniz". Hadis-i Şerif
"Kıyamet günü Allah katında insanların en kötüsü, fenalığından korkularak kendisine hürmet edilen kimsedir." Hadis-i Şerif
"İnsanlara mal ve ücretin eksik vermeyin” (Araf:85)
"Üç kimse kıyamet günü beni karşısında bulacaktır. Benim adımı anıp haksızlık eden, insanı satıp parasını yiyen, birini çalıştırıp da on ücretini vermeyen” (Kutsi Hadis – Buhari Büyu:106) buyurur.
"İşçiyi çalıştırıp hakkını ödemeyenlerin kıyamet gün hasmıyım” (Buhari Büyu:6/1020)
"Elinizin altında bulunanlara iyi muamele edin.” (Nisa:36)
"Allah rızık verirken kiminizi diğerine üstün tutmuştur. Üstün kılınanlar emirleri altında bulunanların rızıklarını vermezler? Oysa rızıkta (temel ihtiyaçların karşılanması hakkında) hepsi eşittir. Allah'ın nîmetini bile bile inkâr mı ediyorlar?" (Nahl: 16/71)
"Toplulukları idare edenler adaletten ayrılıp zulüm ve haksızlık yaptıkları zaman, Allah o ülkede bereketini azaltır." Vehd bin Münebbih
"Her değersiz adam tenkit ve şikâyet eder. Değersizlerin çoğu da böyle yapmaktadır."
***
Haram yemenin türlü türlü yolu vardır. 
İlk akla gelenler hırsızlık ve gasp etmek. Bunlar büyük cesaret ve şiddet içeren eylemlerdir.
Son yıllarda buna kapkaççılıkta eklenmiştir. Bunlar görünen ve halkın sakındığı eylem biçimi olup bir de sessiz sedasız yapılan ve cesaretin en büyüğüne sahip insanlar tarafından uygulanan ve sırası geldiğinde de "Asla haram yemem" diyen bir takım insanların yaptığı eylem çeşididir.
Bunların içinde beş vakit namazını kılan ya da kıldığını sananlar, hac ibadetini yapmış "hacı" lakaplı ama kazandığı sevabı bir çırpıda harcamış insanların da bulunduğunu görürsünüz.
Öyle haram yerler ki, ibadetlerini yaparken bile bu haramın tadına doymadıkları için planlar kurarlar. "Şuradan nasıl yapsam", "şuradan nasıl kırpsam da kazancıma kazanç katsam" planları yaparlar. İmam efendi ya da kendileri namaz kılarken bile “vay o namaz kılanların haline “ diye başlayan ayeti kerimeyi (maun süresi ) okudukları halde...
Pekâlâ, onlar bu ayeti okudukları zaman anlamını bilmiyorlar mı? 
Hayır. 
Bilseler kendilerine çeki düzen verirler.
Dediğimiz gibi o denli çok kendisini inanmış kabul eden insanlar var ki onlar bile bu haramı yemekten kendilerini alı koyamıyorlar. Zaten harama bir başladılar mı ardı arkası kesilmiyor. Bu haram türleri neler. 
Tartıda hile yapmak, aşırı karla mal satmak. İyi malın altına kötüsünü yerleştirmek, sağlam malların arasından defoluyu ayırmamak, ticareti yaparken yemin etmek, faiz yemek, faizle mal satmak, stok yapmak, Piyasanın yükselen değerdeki değişim aracı ne ise döviz gibi onunla malını satmaya kalkmak. Ve konumuz olan işçinin hakkını yemek...
Konumuz işçi hakkını yemek...
Diğerleri konusunda pek çok yerde bilgi bulunabilecektir. Ama bilhassa kapitalist rejimlerin hâkim olduğu sistemlerde ve sermaye sahiplerinin bazı konuların açıklanmasını engellemeleri konusunda etkin rol almalarından dolayı bu konuya fazla değinilmemektedir.
Diyanet görevlilerinden tarikat başlarına, cami imamlarından irşat görevlilerine kadar ilahi kanunları, ilahi emir ve yasakları anlatırken dikkat ederseniz suya sabuna dokunmayan konularda sohbetler vermektedirler. Bu sohbetlerde cehennem anlatılırken korkular saçılmakta, ateşin şiddeti verilmektedir. Cümle Kuran-ı Kerim'in her emri anlatılsa çok farklı toplum anlayışına sahip olacağımız inanıyorum. Türkiye halkının Kuran dilini anlamaması, hadisi şeriflere gereken önemin verilmeyişi bizleri dinden uzaklaştırmakta sonunda tam bir Mümin Müslüman olamadığımız gibi bir Hıristiyan, bir Yahudi, bir Mecusi vs. dahi benzemediğimiz gün gibi ortaya çıkmaktadır.
Aslında Türkiyeli insanların kimliklerinde yazmasa Müslüman olduğu pek de anlaşılmayacaktır. Yaklaşık 300 yıldır kendi öz kimliğinden ve kendi öz dininden uzaklaşma savaşı veren milletimiz dünya kimliğinde dahi ne Avrupalı ne de Doğulu olabilmektedir. Maddi ve manevi kimliksiz ve kişiliksiz bir millet olup çıkıyoruz...

İŞÇİ HAKLARI
Geçmiş günlerde bizzat şahit olduğum olaylardan söz edeceğim. Sadece bir örnek.. Şu zamanda bu örnekleri artırmak için araştırma yapmaya gerek yok. Elinizi uzattığınız, girdiğiniz herhangi bir işyerinde durum ne yazık ki böyle…
Bir işverenle görüşüyoruz. Çalışma saatlerini sordum. Sabah sekiz buçuktan akşam sekize kadar. Yani hemen hemen 12 saat. Ne yasanın verdiği 45 saatlik süreye uyuyor ne de piyasanın fazlaca uyguladığı 50 saatlik çalışma süresine... "Fazla çalışma ücreti ödüyor musunuz" dedim. "Hayır. Biz de çalışanlara fazla ücret ödenmez." diye cevap aldım. Arada bir yaptıkları işe göre ikramiye tarzında biraz harçlık veriyorlarmış.
Düşünün yaklaşık günde 12 saat tuttukları çalışanlara ve bu süre haftanın 6 gününü kapsıyor. Kabaca 72 saat çalıştırıyorlarmış. Kanun haftalık çalışma süresini 45 saat olarak belirlemektedir. Fazla ücret ödemiyorlarmış. Neden diye sordum. 9 aydır muhasebede şef olarak görevlendirdikleri gençten biri söze girdi. İyi ama bazen bu insanlar akşama kadar hiç bir iş yapmadan oturuyorlar dedi. Ne alakası var diye içimden geçirdim. Sen adamı firmada akşama kadar tut sonra ücretini ödeme..
Birçok firma idari kısım adı altında lakaplar takarak büro ve idari işlerde çalıştırdıkları insanlara fazla çalışma yaptırdıkları zamanda fazla çalışma ücreti vermiyor. Bayramda olsa seyranda olsa... Bunlara bunu sorduğunuzda ücretleri yüksek ya da ne iş yapıyorlar ki akşama kadar oturuyorlar diye saçma sapan cevap verdiklerine şahit olursunuz. Bu işyerine haftada 3-6 adet arası tır geliyormuş. Yurt dışından gelen araçlar trafik yasağı yüzünden gece geliyorlarmış. Ve bu insanlar bu araçları indirmek için gece de çalışıyorlar ve yine fazla çalışma ücreti yok. Yanlış okumadınız. Hayır, bu durumda bile fazla çalışma ücreti yok.
Yazık çok yazık...
Sen insanları dilediğince çalıştır
Konu hakka gelince vurdumduymaz ol..
YAZIK ÇOK YAZIK..
Alenen işçi hakkını yemek değil mi bu. Emeğin hırsızlığı değil mi bu. Bu, o insanın ve geçindirmekle yükümlü olduğu ailesinin karısının, çoluk çocuğunun rızkını çalmak değil mi?
Hele ki bir de Müslümanlığınızı şeklen ortaya çıkartmak için her türlü cambazlığı da yaparsanız. İnsanları din kisvesi altında kandırırsanız.
Hacca her sene gitmeniz, masanızda Kuranı kerimi tutmanız, saatlerce namaz kılmanız sizi sadece cehennemin dibine boylar. Asla iflah olunmayacak bir sona yanınızda çalıştırdığınız insanların hakkını, kul hakkını vermemekle hızlı bir şekilde yaklaşırsınız.
Pekâlâ, işçinin hakkını yiyen işveren nelerle karşılaşıyor.
Kazancının bereketini göremiyor.
Ağız tadıyla evinde bir huzur bulamıyor.
Eşi ya da çoluk çocuğu sürekli huzursuz bir ortamda histeri krizleri içinde yaşıyor
Firmasında ya da evinde sürekli hırsızlıklar baş gösteriyor.
Sıkıntı ve huzursuzluk her geçen gün bir çığ gibi büyüyor
Eve gidince işi işe gidince evindeki rahatsızlıklardan mutlu bir gün geçiremiyor. Oluk oluk geliyor oluk oluk gidiyor.
En güvendiği insanlar sürekli kendisini aldatıyor
Çevresinde arkasını dönebileceği bir kimseyi bulamıyor
Dalkavuklar ve ikiyüzlüler çevresini o denli sarıyor ki hakkını gasp ettiği insanların ağlayışlarını görmüyor
Yönetici diye koydukları insanlar mallarını ve parasını devenin avurduyla götürmesine rağmen bunları görmüyor: Gariban işçin çöpe attırdığı bir iğneyi cebine koyması ile sırf hakkını vermemek için canına okuyor
Çocukları sürekli hasta
Kedi ve köpek beslemekten işçisine göstermediği ilgiyi bunlara göstermekle huzur duyacağını sanıyor
Repo ve faizde hesapsız paralar kaybediyor
Kumar ve içki hatta fuhuş yoluyla bir fabrika daha kuracak parayı harcıyor.
Karısının üzerine başka kadınlarla düşüp kalkıyor. İşçisinden kestiği paralarla ortada cirit atıyor
İşçinin maaşı ile repoda borsada üç beş gün daha para tutup kazandığı faizlerle işçin parasını vermeye çalışıyor
İşçinin sıkıntısına kulaklarını tıkıyor 
Şan olsun diye boşa para harcıyor
Ve öyle bir gün geliyor ki yıllarını verdiği firmasından ceketini bile zor alıp arkasına bile bakmıyor. Bakamıyor. Çünkü o an etrafında ne bir dalkavuk ne de bir dost sandığı insanlar kalıyor. Ağlarsa tek işini kaybeden işçisi ağlıyor.
Neymiş , Alma mazlumun ahını çıkar âheste âheste

Erol Kara - @Dinierk

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*