Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Somuncubaba Gerçeği.. Kimdir, Nedir, Nerededir

25 Ağustos 2021'de gittiğimiz Malatya Darende'deki Somuncubaba külliyesini ziyaret ettikten sonra ve sonraki günlerde yaptığım araştırmalarda merak ettiğim konuların en başında , bu veli kişinin yerleşmek amacıyla geldiği ve vefat ettiği iddia edilen bu yerin seçilme sebebi gelmektedir. Somucubaba, bu kuş uçmaz kervan geçmez denilen yeri neden tercih etmişti.
Bugün yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği söylenilen yere gelme sebebi ne idi ?
O'nun düşüncelerini benimseyen biri , az ötesinde curcunaların yaşadığı bir yeri kabullenebilir miydi ?
Adeta bir velinin bulunduğu yerden çok turizm merkezi haline getirilmesi doğru muydu ?
Yoksa, gösteriş ve şöhretten uzak olmayı yaşamı boyunca  tercih eden bu alim kişi bugünkü durumu görseydi ne tepki verirdi.?
Ve en önemlisi onlarca belgede Aksaray ilinde kabri bulunduğu belirtilen zatın kabri diye Darende'nin gösterilmesi doğru muydu?

SOMUNCUBABA'NIN GERÇEK KABRİ AKSARAY'DA

Her ne kadar Aksaray Kültür ve Turizm il Müdürlüğünün tanıtımında (*) ve İslam Ansiklopedisinde kabrinin Aksaray ilinde olduğu belge ve kanıtlarla ispatlanmasına rağmen, Malatya Darende'de olduğu külliyedeki kabrin Somuncubaba'ya ait olduğu ifade edilen web sitesinden başka bir kaynak bulunmamaktadır. Hal böyle olunca torunlarından birinin beyanı ile buranın koca bir külliyeye çevrilmesi, etrafında yüzme, rafting gibi faaliyetlerin yaptırılmasına olanak sağlanması, lokantaların, alışveriş dükkanlarının çokluğu ve sürekli reklam edilmesinin arkasında ne olabilirdi. Hatta, kabrinin bulunduğu alanda fotoğraf ve video çekim yasağının uygulanması neden olabilirdi ? 

DARENDE'YE SIĞINAN VELİ
Kayseri, Bursa, Aksaray ve Malatya halkının benimsediği veli insanlardan, Kayseri Talas ilçesine bağlı Akçakaya mahallesinde dünyaya gelen fakat ilim tahsil etmek için diyâr diyâr dolaşan, manevi büyüklüğü nerede ortaya çıkarsa orayı terk eden ve nihayetinde herkesten uzaklaşarak yerleştiği ve 1412 yılında Malatya’nın Darende ilçesinde vefat ettiği iddia edilen Asıl adı Hamid Hamidüddin olan Somuncu Baba Hazretleri ya da diğer adı ile Şeyh Hamid-i Veli'nin hakkında araştırma yapanların, o mübarek zatı merak edenlerin takıldığı konulardan biri kerameti diğeri ise nedeni belli olsa da dile getirilemeyen sarp dağlar arasında yer alan Darende'deki yerleşim yeri.. 

Malatya’nın Darende ilçesi ( Fotoğraf kaynağı internet)

SOMUNCUBABA, ŞÖHRETTEN KAÇINAN VELİ
Tabiri yerinde ise Somuncubaba'nın, kuş uçmaz kervan geçmez Malatya Darende ilçesindeki bu beldeye gelmesinin nedeni ne idi. Neden yerleşime ve ulaşıma açık alanlar değil de böylesine yolu yordamı olmayan, kartalların bile yuva yapmaktan kaçındığı bu yere böylesine alim bir zatın yerleşmesi neden olabilirdi. Kaldı ki en ünlü talebesi olan Hacı Bayram veli hazretlerinin , Ankara'nın göbeğindeki kabrini gördükten sonra, hocasının bu kaçısı nedendir.?
Mütevazi, alim ve insan duyarlı kalbe sahip olan ve her fırsatta Yaradanına karşı kulluk vazifesinde alçakgönlülüğü ile ibadet etme hazzına kavuşabilmeği arzu eden, ünlenmekten, şöhretten haya eden biri için hemen hemen her gittiği yerde çilehanelere kapanan, insanlarla diyalogdan çok zikrin dilinde kalbinde oluşması ile kalabalıklar arasında huzuru olmadığı için mekanlar değiştiren Somuncubaba neden insanlardan uzak olmayı tercih ediyordu
Hele hele, Darende'deki kabrinin olduğu yere gitmenin zorluğunu gördükten sonra bu nedenler artıyor, artıyor ve kimseye sorulamıyordu.
Oysa, sorulsa da onun duygusunu, düşüncesini ifade edecek olan soyundan insanlar da olsa bunu açıklayamayacaktı. Bu tesisleri gördükten sonra da anlayamadıkları gün gibi ortaya çıkıyordu. 
"Neden açıklayamazlar" deseniz de, ilk etapta sizlere vereceğimiz cevap, O mübarek zatı anlasalardı, insanların akın akın oraya gelmesine sebep olmazlardı. Onu ahir mekanında sakin bir ortamda bırakmaya devam ederlerdi. Orayı turizm beldesi yapmazlardı. Oradaki ırmakta, şelalelerde insanların çıplak dolaşmalarına izin verilmezdi. Çığlık çığlığa bağırmalarına müsaade edilmezdi ? Lokantalardan , dükkanlardan müzik sesleri yükseltilmezdi. Orası, sade, mütevazi ve dua alanı olarak düzenlenir. Hatta, yeşilliğin, suyun ve Allah'ın verdiği güzelliklerin birleşimi ile ruhun dinlendiği mekan haline getirilirdi.
Ama, olmamıştı. Ve daha şimdiden daha fazla süsleme, daha fazla cazibe haline gelme ve kurulan vakfın daha fazla hizmet, daha fazla gösteriş için kasasının oluşması da göze hoş gelmemektedir.

DARENDEDEKİ KÜLLİYE VE ÇEVRESİNDEKİ CURCUNA

Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesi / Darende – Malatya - Kaynak)

Zira, Darende'deki yeri , kabrin çevresindeki yapılaşmaya, lokantaların bolluğuna, ticareti amaçlı bakımlı bakımsız yerlerin varlığına ve onu anlayamayacak düşüncedeki görevlilerin varlığına ve az ötede insanların Tohma Kanyonu¸ Kudret Havuzu ve Günpınar Şelalesi ve Tohma ırmağındaki bağırış çağırış çılgınlıklarına sebep olmazlardı.

Tohma Kanyonu¸ Kudret Havuzu ve Günpınar Şelalesi (Fotoğraf kaynağı internet)

Yaşamında, insanlardan uzak durmayı tercih eden Şeyh hazretleri, inanıyoruz ki, bu günleri de bilse idi, ulaşılmaz bir dağın tepesine gitmeyi dahi tercih ederdi. Bugün her sınıftan insanın ziyaret ettiği, herhangi bir etikete, unvana sahip olmayanların bir fotoğraf çekmesine dahi izin verilmeyen, ancak  makam ve mevki sahiplerinin bol bol fotoğraf çekerek propaganda amaçlı paylaşımlara izin verilmesi Somuncubaba'nın da kabul etmeyeceği "torpil"anlayışı, insanlar arasında "ye kürküm ye" mantığının varlığı ve üzerinden rant sağlanmış olması, O mübarek insanın anlaşılmadığının sonucudur. Ve içimizdeki teselli bulduğumuz nokta, burada o mübarek zatın kabrinin olmadığını öğrenmemiz olmaktadır. Zira işin en doğrusu burada Somuncubaba olarak tanınan veli değil bir başka alim kişi Hulusi efendi bulunmaktadır. 

SOMUNCUBABA "ŞÖHRET AFETTİR"
Edindiğimiz bilgilere göre, Menakıb-ı Akşemseddin ve Şakayık-ı Numaniye adlı eserlerde onun zahiren Erdebil’de Hace Alaaddin Ali‘ye intisap ettiğini esasen Sultanü’l-arifin Bayezid-i Bestami’nin ruhaniyetinden terbiye aldığını ve Hızır (as) ile sohbetlerinin olduğunu yazarlar. Bu üveysî meşreplikten olsa gerek Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba hayatı boyunca nerede manevi kimliği ortaya çıkmış ve meşhur olmuş ise oradanŞöhret âfettiruyarısı mucibince uzaklaşmış farklı diyarlara hicret etmiştir.
Hayatı boyunca manevi sırrı nerede ortaya çıktı ise oradan uzaklaşan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri yerleştiği merkezlerde halvethanesinin yanına veya yakınına çilehanesini de inşa etmiş hem kendisi hem de talebeleri tarafından bu çilehaneler kullanılmıştır.

Somuncubaba Çilehaneleri ( Kaynak : İnternet)

Zahiri ve batınî ilimlerde çok üstün bir bilgiye sahip olduğu ve çeşitli kaynaklarda Anadolu’ya gavsu’l azâmlığı getiren kişi olduğu söylenen Somuncubaba'nın ömrü boyunca bulunduğu yerlerde "aradığı huzur-u kalp (kalp huzuru) ve kanaat-ı fikriyeyi bir türlü elde edemeyince bir çok şehre hicret etmeyi tercih etmesi de söylemlerimizin kanıtıdır.
Somuncubaba, her demde kalp huzuruna ulaşacağı yerleri tercih etmişti. Ve bugünkü Malatya Darende ilçesinde kendisine atfedilen yerin de arzu etmeyeceği duruma getirilmiş olmasıdır. Yani, her kim hangi düşünce içinde burayı bugünkü duruma getirmiş ise, orada Somuncubaba'nın olmadığındandır.

ŞEYH UÇMAZ MÜRİT UÇURUR
Öte yandan, "Şeyh uçmaz mürit uçurur" lafzının da burada gündeme geldiğini görmek ve yıllar yılı, asırlarca Gül sembolü olarak İslam peygamberi efendimiz Hazreti Muhammed aleyhisselama atfedilen sembolün Somuncubaba'ya da izafe edilmesinin anlamı, sözde 600 yıldır solmayan güllerin propagandasını yapmanın onu daha fazla ünlenmeye iterek merak konusu yapmak pek anlamlı da gelmemektedir. Zira ünlenmek, Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri’nin fikrinde ve zikrinde olmayan bir düşüncedir.
Külliye ile ilgili web sitesinde dahi buranın tanıtım ve davetinde yer alan "Balıklı Kuyular ve Kudret Havuzu¸ Hasbahçe’si¸ Hamidiye Çarşısı¸ Tohma Çayı ve heybetli kanyonlarıyla Darende’ye¸ Zaviye’deki Somuncu Baba Külliyesi’ne mutlaka uğramalısınız." sözleri üzerinde düşünmek gerekir.

SOMUNCU BABA'NIN BURSADAKİ FIRININDA anlatılan KERAMETİNİN ASLI

Somucubaba'nın Bursadaki Fırını ( Kaynak : internet)

"Hamiddetin, Bursa’da bir fırın yaptırdı. Dağdan getirdiği odunla ekmekleri pişirdi. Ekmek küfesini sırtına alarak; “Somun! Müminler somun” diyerek sattığı ekmeklerle geçimini sağlardı. Halk, bu fırıncıya “Somuncu Baba” der ve ekmeğinin lezzetine doyamazlardı. Somuncu Baba ekmek satmaya başlayınca, herkes peşinden koşar, ekmeğini kapışırlardı. Fırını, Molla fenâri mahallesinde. İki gözlü idi. Somuncu Baba, bir gün fırına ekmeklerini sürdü. Pişmesini beklerken yanına Padişah Yıldırım Bâyezid Hân’ın damadı Seyyid Emir Sultan geldi. Elinde bir çömlek vardı. “Selâmün aleyküm baba! “dedi. O da “ Ve Aleykûm-selâm” diyerek birbirlerine bakıştılar. Başka hiçbir kelime konuşmadan tanıştılar. Emir Sultan, elindeki yemek çömleğini Somuncu Baba’ya verip, içindekinin pişirilmesini rica etti. Somuncu Baba, bütün denemelerine rağmen çömleği fırının içine sokamadı. Emir Sultan’a döndü ve “Anladım ki bu çömleği fırına sen süreceksin!” dedi. Emir Sultan “Peki” diyerek çömleği aldı ve fırının içine rahatlıkla sürdü. Fakat fırında hiç ateş yoktu. Somuncu Baba fırının ağzını kapattıktan sonra; “Birazdan pişer bekleyiniz” buyurdu. Bir müddet bekledikten sonra kapak açıldı. Fırında hiç ateş olmadığı halde yemeğin piştiğini gören Emir Sultan, Somuncu Babanın büyük velilerden olduğunu  anladı. Orada tasavvuf üzerine biraz sohbet ederek dost oldular" (Kaynak )  Yıllar yılı anlatılan ve keramet olarak dilden dile dolaştırılan olayın iç yüzü de bir restore çalışması sonucunda çürütülmüş oldu. Fırında meydana gelen olay, aslında keramet değil bir aklın eseri, yapılan bir sanat idi. 

Keramet 640 Yıl Sonra Açığa Çıktı
Bursa Somuncu Baba'nın fırınının sırrı çözüldü.
Devrin büyük alimlerinden Somuncu Baba'nın iki gözlü inşa ettiği fırında, günümüzde yeni yeni kullanılan önemli bir detay keşfedildi. Fırının bir gözünde yanan ateşin, diğer gözdeki ekmekleri pişirdiği ancak ateş ve dumanın ekmeklere temas etmediği belirlendi.Asıl adı "Hamid'üd-Din-i Veli" olan Somuncu Baba'nın ekmek fırını, Osmangazi ilçesinde İvazpaşa ile Mollafenari Mahalleleri arasında bulunuyor. Bursa ve şehir dışından her gün yüzlerce insanın ziyaret ettiği 6 asırlık fırın, Osmangazi Belediyesi tarafından restorasyon için ziyarete kapatıldı. Çalışmaların devam ettiği fırınla ilgili büyük bir sır da aydınlığa kavuştu. Tarihi Somuncu Baba Fırını Sorumlusu Baki Süha Banaz, şu bilgileri veriyor: "Ateşi, fırının sağ tarafındaki küçük gözünde yakmış, sol tarafında da sıcak hava ile somunlarını pişirmiştir. Ki bu son 30 senedir uygulanan sistemi Somuncu Baba 640 sene evvel hediye etmiştir. Fakat biz bunun imkanından mahrum kalmışızdır (Kaynak

(*) BAKANLIK YAZISI "SOMUNCUBABA'NIN KABRİ AKSARAY'DA

 Aksaray İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada, bir diğer gerçeğinde Somuncu Baba'nın , yeni ve günümüz kaynaklarının ittifak ettikleri tarih olan 20 Eylül 1412 tarihinde Aksaray’da vefat ettiği ortaya çıkmış. Ve haliyle de kabrinin de Aksaray’da bulunduğu gerçeğidir. Bakanlık web sitesindeki yazıda şunlar ifade edilmektedir.
"Tabakat kitaplarının en erken tarihlisi olan Molla Câmi’nin Nefehât adlı eseri, Taşköprüzâde’nin Eş- Şakâık’un Nu’mâniyye adlı eseri, Mecdî Efendi’nin Tercümesi, Kâtip Çelebi’nin Süllem’ül Vusûl illa Tabakât’il- Fuhul adlı eserleri ve son dönem tabakat kitaplarından Hüseyin Vassâf’ın Sefine-i Evliyâ ile muasır araştırmacılar Somuncu Baba’nın ömrünün sonuna kadar Aksaray’da kaldığını ve buraya defnolunduğunu söylemektedir. Bunların yanında Âli, Künh’ül-Ahbâr adlı eserinde, Somuncu Baba’nın Bursa’dan Aksaray’a gittiğini ifade etmektedir. Bursalı İsmail Hakkı da Silsile-i Tarîk-i Celvetî adlı eserinde Somuncu Baba’nın Aksaray’da ihtifâ ettiğini yazmaktadır. Osmanlı arşiv belgeleri incelendiğinde de Hz. Pîr’in kabrinin Aksaray’da olduğu anlaşılmaktadır.
Darendeli ve Somuncu Baba neslinden geldiği iddia olunan Hanefi Hoca tarafından yazılan Darende Tarihi adlı çalışma dışında hiçbir matbû’ veya mahtût yani Terâcim-i Ahval kitabı, Somuncu Baba’nın Darende’de medfun olduğunu yazmamaktadır. Dolayısıyla istisnasız bütün tabakat ve tarih kitapları Somuncu Baba’nın Aksaray’da medfun olduğu konusunda hemfikirdir. Bu bilgilerden hareketle Somuncu Baba’nın Darende’de medfun olduğunu iddia etmek herhangi bir iddiadan öteye gitmemektedir. Ancak Somuncu Baba’nın büyük oğlu Yusuf Hakiki Aksaray’da kalırken, küçük oğlu Halil Taybî Abdurrahman-î Erzincanî hazretlerinin kızı Dürriye Banu ile evliliği vesilesiyle Darende’ye gidip orada kalmıştır ( Kaynak) "

Sonuç olarak, Malatya Darende'de adına külliye yapılan Somuncubaba'nın yaşam felsefesine aykırı bir yapılanma, şöhrete maruz bırakılma, cehaletin varlığı, böylesine mübarek bir alim zatın 600 yıl sonra adının demode edilir bir seviyeye indirgenmesi onu anlamayanların eseri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu konuda en doğruyu Allah-u Teala bilir diyoruz ve bu Allah dostu veli zatın kabrinde nur içinde yatmasını diliyoruz.

*****************

Malatya Darende ilçesinde bulunan Somuncu Baba türbesi zaman içinde yenilenen çalışmalar ve yapılan tanıtımlarla giderek artan bir ziyaretçi katılımına sahne olmaktadır. Yakından uzaktan binlerce kişinin merak ederek geldiği, dualar ettiği mekanda kurum ve kuruluşların desteği ile çok büyük düzenlemeler yapılmış, bulunduğu konum itibarıyla da egzotik bir ortam oluşmuş. 

Bununla  birlikte her türbe çevresinde olduğu gibi burada da lokantalar, sergiler, irili ufaklı bakımlı bakımsız dükkanlar yer etse de külliyenin bakım ve temizliğine diyecek yoktu. Hatta tuvalet ve şadırvan olması gereken Müslümana yakışan şekilde idi. Tertemiz, bakımlı ve özenle teşrifat yapılmış. Fotoğraftaki gibi



25 Ağustos 2021 günü 15 saatlik uzun bir yolculuk sonrası Malatya Darende ilçesindeki Somuncubaba türbesine sabah erken saatte ulaşmıştık. Yollarda ve külliyenin içinde kimseler yoktu. Bakımlı tuvaletinden sonra şadırvanda aldığımız abdest sonrası öncelikle güneş doğmadan hemen önce sabah namazımızı cami içerisinde eda ettik. Ve günlerce beklediğimiz heyecan ve merak içinde türbeye yöneldik. Ve bu gizemli, otantik, dört dörtlük bir düzenlemenin içerisinde yakışmayan o sesi duyana kadar her şeyin güzel olduğunu söyleyebilirdik.
"Yassak" diyen ses bir güvenlik görevlisinin. Sert, uyaran ve engelleyen tutumu ve hatta ortama yakışmayan agresif davranışı.. Güzelim ortamı germeye yetti..
"Telefonla çekim yapılmaz. telefonları kapatın"
Telefon kapattırmak, bir iki kare resim çekilmesine engellemek iş değildir. Zira türbeye gelenlerin içinde hiç kimsede koca koca kameralar, spot lambaları, film çekim setleri yoktu. Herkeste bulunan bir cep telefonu..
"Yasak hemşerim, telefon yasak."
Malatya Darende ilçesinde dağlar arasında yer alan, toplu taşıma aracının gelmediği, Özel aracı olmayanın gelmekte zorlanacağı bu mevkide tozlu topraklı yolu aşıp farklı bir yere girdiğinizde verilen emek için dua ederek yürüdük. Bir iki güvenlik görevlisiyle selamlaşma ardından "hoş geldiniz" yaklaşımı, yol göstericiliği gönülleri okşuyordu. Ne var ki, her yerde olduğu gibi nerede olduğunu kavrayamamış, ne için görev verildiğini idrak edememiş, ne oldum delisi olanların varlığı gibi burada da biri, bir güvenlik görevlisinin varlığı rahatsız edici idi. İzandan, saygıdan, gelenin niçin geldiğinden bihaber ve de inisiyatiften uzak "yassah hemşerim" tarzı seslendirmenin belki de anlamsız bulduğumuz bir yasak tabelasının gözümüze sokulması da hiç hoş olmuyordu.
Burayı ziyarete niyetlendiğimiz günden beri sosyal medyadan, youtube'dan, belgesellerden izlediğimiz SomuncuBaba türbe ve külliyesi hakkında video, fotoğraf bolluğu olmasına rağmen "madem geldik, bir iki hatıramız olsun.. Dosta düşmana, çoluk çocuğumuza hatta torunlarımıza vardığımızı, ziyaretimizi gösteren bir belge olur" düşüncesi ile cep telefonu ile bir iki kare alma eylemimiz üzerine engelemeye çalışan görevliye "ne olur, bir iki kare alsak" dediğimizde bizi "provakatörlük" yapmakla suçlaması neyle ifade edilir. Fotoğraf çekimimizi engelleyen güvenlik görevlisi ruh haletimizi yerle bir etmişti.
Kendince haklı olabilirdi.


Külliye yönetiminin almış olduğu ve hatta tabela yaparak "Lütfen fotoğraf ve video çekimi yapmayınız" yasağının uygulanmasını ve buna teşebbüs edenleri engellemeyi kendine amaç edinmiş  görevlinin tutumunu çirkin davranış olarak nitelesek de, kafasına sokması gereken ilk düşüncenin türbeye gelenlerin aslında Somuncubaba'nın ziyaretçisi, misafiri olduğunu kabullenmesi gerekirdi. "Misafirin kalbi kırılmaz" kuralını bellemiş olması gerekirdi.
Kilometrelerce öteden gelen bir kimsenin amacı o sarp dağları, arasından akan suları, sonradan yeşillendirilmiş alanı görmek için değil belki bir sıkıntısına çare arayan, "bir dua ederiz de bu zatın yüzü suyu hürmetine" umduğuna nail olmanın amacıyla gelen biçare kulun gelişi muhakkak ki Somuncubaba'nın varlığına olan inancıdır. Kısaca, oraya gelen her kişi o velinin varlığı için gelmektedir. Onun misafiridir. Gelene iyi davranılması, incitilmemesi, kırılmaması gerekendir. 
Bir insan evine gelen kötü kişi de olsa iyi davranır. Onu kırmamaya çalışır. Ama anlamsız ve şüphe uyandıran bir yasak kararını alanlar herhalde böyle bir olaya sebep olunacağını düşünmemiştir. 
Fotoğraf ve video yasağını anlamamız da mümkün değildi. Neden derseniz. Onlarca geziye çıkmış, sayısı türbe, kabir, müze hatta başta Resullulah aleyhisselam'ın kabri şerifleriyle birlikte çok sayıda peygamber kabri ziyareti etmiş ve bir ki müze dışında bu tür yasağa denk gelmemiş biri olarak şaşırmadım değil. Bir yasak neden getirilir.

Peygamber (as) kabirlerinde fotoğraf çekim yasağı yok iken bir velinin türbesindeki resim yasağı anlamsız gelmiyor mu ?

Bir yerin fotoğrafının çekilmesinin yasak olma nedenlerinden biri genellikle o yerin kamuya açık olmaması, askeri bölge gibi yerlere ilişkindir. Bununla ilgili yasal düzenleme 2565 Sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununda belirtilmiştir. . Bunun dışında  ticari amaçla foto ve video çekimi yapılması haliyle ücrete tabi olup, gerekli izin alındıktan sonra çekilebilir. Ancak kendi cep telefonu ile ziyarete gelmiş amatör amaçlı, sadece hatıra olsun diye bir kimsenin çekeceği bir iki fotoğraf veya bir kaç dakikalık video çekimi neden yasak olur, anlaşılır gibi değildir. Böyle bir yasak kamuya açık bir alanda yapılırsa şüphe oluşur. Mesela, Somuncubaba türbesi ve benzeri yerlerde herkes hatıra bazında çekim yapma engeliyle de karşılaşıyorsa o zaman orada bir bit yeniği aramak lazımdır. Ve soru da bu.. Somuncubaba türbesinde yapılan bir çekimde göze batacak, rahatsız edecek, açığa çıkmaması gereken bir durum mu söz konusudur. şüphesi ister istemez hasıl oluyor. Bu biz de oluştu ve bunu sosyal medya sayfası üzerinden ilgilisine sorduk. Verilen cevap da tatmin edici değildi.


Verilen cevaba baktığınızda "yoğunluktan gelen misafirlerinin huzurunun bozulmaması"  düşüncesinde şunu görüyoruz ki, gerçekten kalabalık olsa kimse buna yeltenmez belki kapı önünde belki içeri girmeden huzur bozmamak için dualar edilir, gidilir. Ne var ki gittiğimiz saatte ve türbeye girdiğim anda ben ve güvenlik görevlisi dışında hiç kimsenin olmadığını özellikle belirtirim. Rahatsız edilecek ya da huzur bozulacak bir durum söz konusu değildi. Daha sonra beraber yolculuk ettiğimiz kişilerin de bu anlamsız yasağa tepki gösterdiğini "onca uzaktan gel, bir resim çekmemek olur mu, Bu neyin yasağı " sözleri de havada uçuştu. 
Yine verilen cevapta "misafirlerimizin talepleri halinde istediği bölümün fotoğraflarını ücretsiz göndeririz" sözü de mantıklı değil. Zira yukarı da da belirttim. İnternette sayısız video ve fotoğrafa ulaşmak mümkün. Sizden neden istensin. Önemli olan içinde şahsımın olduğu bir görüntü. İçinde ben olmasam, ziyaret edenin kendisi olmasa o fotoğrafın ne anlamı olur. İşgüzarlık yerine insanlara imkan tanımamak, türbenin gerçek sahibi olanın misafirine yasak koymak, incitmek, o zatın sayesinde rant elde edenlerin haddi olmaması gerekir.
Belki de bu kararı alanlar türbeye gelenlerin ruhlarını anlamayacak durumdadır.
Dileriz bu yanlıştan dönülür.. Somuncubaba'nın misafirlerine huzurlu bir ziyaret etme imkanı verilir.

*****

Aslında gezimizin bir durağı olan Somuncubaba türbesinden farklı bir şekilde bahsetmek isterdim ancak ziyaretimiz sırasında yaşadığımız bu elim olay üzerine burası hakkında bilgi almak isteyenlere aşağıdaki linkleri vermekle yetinmiş oldum. Affola..

Somuncu baba külliyesi hakkında bilgi için tıklayınız

Somuncu baba külliyesi hakkında bilgi için tıklayınız

Şeyh Hamid-i Veli Somuncu Baba Türbesi ve Külliyesini 3d Sanal Tur sistemi ile gezebilirsiniz.

Yazı Erol Kara / @dinierk

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*