Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Hadis Uyduranların Patlıcan Yalanı

“Hz. Peygamber’e ait olmayan sözlerin onun ağzından uydurulması” üzerine Resullullah aleyhisselamın, muhtelif hadislerinde ileride birtakım yalancıların ortaya çıkacağını, onların daha önce duyulmamış sözleri hadis diye ortaya atacaklarını, fitneye düşmemek için onlardan sakınılması gerektiğini, kendi ağzından yalan uydurmanın başkasının ağzından yalan uydurmaya benzemediğini (Müslim, “Muḳaddime”, 1, 7), bunu bilerek yapanların cehenneme gireceğini (Buhârî, “ʿİlim”, 38) söyleyerek ashabını uyarması salih din görevlileri tarafından sıkça hatırlatılır. ( DİB Diyanet Ansiklopedisi Mevzu bahsi)
Buna rağmen, kendisinden sonra günümüze ve günümüzden kıyamete kadar sanki o söylemiş gibi bir çok sözlerin türeyeceğini biliyoruz.
Hz. Osman’ın şehid edilmesiyle “fitne” diye anılacak olan ilk büyük ihtilâf başlamış, çok geçmeden Hz. Ali’yi tekfir eden Havâric ile Hz. Ebû Bekir ve Ömer’e söven pek çok fırka, Kaderiyye, Mürcie, Cehmiyye ve Müşebbihe gibi bâtıl mezhepler ortaya çıkmıştır. Hadis uydurma hareketi, sahâbe asrının sonu ve büyük tâbiîler devrinin başlangıcı olan böyle buhranlı bir devirde çeşitli tesirlerle başlayıp gelişmiştir.( DİB Diyanet Ansiklopedisi Mevzu bahsi)
Hadis uyduranlar hatta ayet dahi uydurmaya çalışanlar son bulmayacaktır. İnternet denilen bilgi çöplüğünde bu türlere adeta kaynak olmaktadır. Uydurulan bilgiler hemen yayılabilmektedir.
Taklidi Müslümanlarda hoşlarına gidince de bu bilgilere dört koldan sarılmaktadır. Tanıdıkları herkese ulaşacak şekilde paylaşmaktadır.
Konumuz patlıcan..
İnternette dolaşan bir anekdeto göre, peygamber efendimizin (aleyhisselam) kendisine ilk iman eden sebzenin patlıcan olduğunu sahabesine açıkladığı belirtiliyor. Önce o olaya bakalım..

PATLICAN.
Allah'a iman eden ilk sebze fidanıdır .Hadisi şerif : Kim onu zararlı niyetine yerse, o zararlı olur. Kim de onu deva niyetiyle yerse deva olur.
Abdullah b. Abbas r.a.dan
Ensardan bir zatın ziyafetinde Rasulullah S.A.V. ile beraberdim. Bir tabak içerisinde sofraya patlıcan getirmişlerdi.
Orada bulunanlardan biri dediki
– Ey Allahın Rasulu patlıcan safra yapar, ağız kokusunu çirkinleştirir ve ondan maraz hasıl olur.
Bunun üzerine Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyurdu ;
” Sus ! Sus ! Sus ! böylece onu susturduktan sonra şöyle buyurdu :
” Mirac gecesi Cennet-i Mevaya girdim. Sidre-i müntehayı gördüğümde bir de baktım ki altında patlıcan dallarında asılıydı.
Cebrail a.s. a sordum
– Bu patlıcandır değil mi ?”
– ” Evet ey Muhammed ! Bu Allah'ın birliğini, senin de peygamberliğini ikrar ve itiraf eden ilk ağaçtır .” dedi.
Hadis-i şerif : Ne güzel yeşilliktir o ! Onu iyice pişirin. Onu iyice süsleyin. Ondan yiyin. Hemde çok yiyin. Çünkü o, Allaha iman eden ilk ağaçtır. [Bu sözün hadîs-i sahîh olmayıp, İbni Râvendî’nin sözü olduğu Fevâid-i Câmia’da yazılıdır.]. Bu sözde hadisin Osmanlının son dönem alimi olarak tanınan SufiZade Seyyid Hulusi efendinin Mecma'ul Adab /Adab Kitabında yer aldığı belirtiliyor.
Bir başka rivayetlerde de
Kâdî Yahya bin Eksum (rahimehullah), Halîfe Me’mun bir kimsenin akıllı olduğunu patlıcanı sevmesinden anlardı demiştir.
Ca’fer-i Sâdık (radıyallahü anh), Merkep, üstünde taşıdığı patlıcanın ne olduğunu bilseydi, diğer merkeplere övünürdü demiştir.
Resullulah aleyhisselam'a atfedilen Tıbbı Nebevi adlı tıp kitapta yer alan bir hadîs-i şerîf'de: "Patlıcan ne güzel bitkidir. Onu yumuşatınız, zeytinyağlı yapınız ve çok yiyiniz. Onu yiyen hikmetli sözler konuşur, ayrıca damağı tazeler, mesaneyi takviye eder cimaı kuvvetlendirir." denildiğine rastlıyoruz.
Hadis denilerek bugüne kadar aktarılan ancak sahih hadis olmadığı yönünde ağırlık kazanan bu rivayetlere aldanarak patlıcanın ilk iman ettiğini, her türlü derde deva bulunduğu şeklinde bir saplantıya kapılmayın.
Konu hakkında DİB İslam Ansklopedisinde "Nüfuz ticareti yapmak isteyenlerin arzularına alet olan bazı kimseler, onların uygunsuz işlerine dinî bir dayanak bulmak maksadıyla veya makam ve mevki sahibi kişilerin hareketlerini Hz. Peygamber’e onaylatarak çıkar sağlamak düşüncesiyle hadis uydurmuşlardır. Meselâ bunlar ayvanın kalbi temizlediğine, patlıcanın her derde deva olduğuna dair hadisler uydurup bu mallara ilgiyi arttırmayı amaçlamışlardır. Birinden intikam almak, verdiği asılsız bir fetvaya dinî bir mesnet bulmak için hadis uydurmaktan çekinmeyenler yanında isteğe bağlı olarak hadis uydurmaya hazır yalancılar da görülmüştür.
Bazı hadis uydurmacıları ve halk hikâyecileri eski peygamberlere, Benî İsrâil âlimlerine, filozoflara, hakîmlere, tabiplere, İslâm büyüklerine ait hikmetli sözleri, Tevrat ve İncil’de geçen bazı ifadeleri, halk arasında yaygın bir kısım cümleleri, bir görüşün propagandası olmak üzere hazırlanmış bazı düşünceleri, hatta eskilerin savaşlarına dair hikâye, mesel ve atasözlerini Resûl-i Ekrem’in sözü diye nakletmişlerdir.
***
Uydurma sözleri Resûl-i Ekrem’in hadislerinden ayırmada ihtisas kazanmış âlimler bu hususta bazı ipuçları tesbit etmişlerdir. Hadis diye nakledilen bir haberin dil kurallarına aykırı olması, “Yeşile ve güzel kadına bakmak görme duyusunu arttırır” cümlesinde olduğu gibi peygamber sözünde bulunmaması gereken bir anlamsızlık veya yatsı namazını kılmayan kimseye Allah Teâlâ’nın, “Ben senin rabbin değilim, kendine başka bir ilâh ara” diyeceğini belirten sözdeki gibi bir ölçüsüzlük taşıması, güvenilir hadis kitaplarında bulunmaması, birçok sahâbînin görmesi gereken bir olayı sadece bir kişinin gördüğünü ileri sürmesi, “Zinadan doğan çocuk cennete girmez” sözü gibi Kur’an’a ve sahih sünnete aykırı olması, “Patlıcan her derde devadır” sözünde olduğu gibi akla ve gözlemlere ters düşmesi, tarihî gerçeklerle bağdaşmaması onun hadis diye kabul edilmesine engel teşkil eden başlıca hususlardır." şeklinde açıklamalar olduğundan konuya yorum getirmek istemiyoruz.

Erol Kara - @Dinierk

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*