Krematoryum nedir, derseniz, cesetlerin yüksek sıcaklıklarda yakıldığı yer olarak tanımlanmaktadır.. İslamiyette caiz olmayan ancak pek çok batıl din ve kültürde ölü yakma işlemine rastlanır. Bazı kültürlerde ölünün külleri hatıra olarak saklanır. Bunun haricinde bazen salgın hastalık riski taşıyan cesetler de krematoryumlarda yakılmaktadır.
ÜLKEMİZDE KREMATORYUM
Osmanlı'nın son dönemlerinde Anadolu Kavağı sınırları içinde bir adet krematoryum denebilecek yer bulunurken, Atatürk'ün talimatıyla Zincirlikuyu Mezarlığı'nda da bir krematoryumun yapıldığı, talep olmadığı için sonraki yıllarda yıkılarak otoparka çevrildiği bilinmektedir. Şöyle ki, O dönemde, Kimyager Nureddin Münşi ve Salih Murad Bey isimli iki girişimci 1931 yılında Ölüleri Yakma Cemiyeti’ni kurmuş ve gazetelere ilanlar vererek öldükten sonra yakılmak isteyenlere hizmet verdiklerini açıklamışlardır. Mısırlı zengin bir kadının Şişli’deki bir araziyi derneğe bağışladığı ve burada yeni bir krematoryum yapılacağı da söylenmiştir. Fakat işler istenildiği gibi gitmemiş ve hiç kimse öldükten sonra yakılmak istememiştir. Zincirlikuyu’daki krematoryumda da beş yıl boyunca hiçbir cenaze yakılmamış ve birkaç yıl sonra krematoryum atıl kaldığı ve örf-âdetle bağdaşmadığı için kapatıldığı kaynaklarda belirtilmektedir. Krematoryumun bulunduğu yere de bir garaj ve müdürlük binası inşa edilmiş durumdadır.
YASALAR NE DİYOR
Türkiye’de cenazeler için kremasyon işleminin yapılacağı bir krematoryum bulunmamasına rağmen, 1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda, 224. ve 225. maddelerde, cesetlerin yakılmasına izin verildiği bilinmektedir. Bu maddelere göre, kremasyon işleminin yapılabilmesi için, ölen kişiye ait bedeni bir fırında yaktırabilmek için belediyeye yakma işleminden en geç yirmi dört saat önce ibraz edilmesi gereken belgeler bulunmaktadır. Bu belgeler:
- “Ölen kişinin hastalığı sırasında, söz konusu kişinin tedavisi ile ilgilenmemiş, hastadan ve hastalıktan bağımsız bir doktor tarafından verilen ve ölümün olağan sebeplere bağlı gerçekleştiğini gösterir rapor ve defin ruhsatı (ölü gömme belgesi),
- Ölen kişinin, ölümünün ardından bedeninin yakılmasını istediğini sağlığında yazılı olarak beyan ettiği bir belge ya da bu husustaki arzusuna şahitlik edecek üç kişinin yeminli beyan ve tasdikleri,
- Ölen kişinin ölüm sebebinin adli bir vaka olmadığını bildiren ve mahalli polis idaresi tarafından
- verilen bir belge” şeklindedir (1930/1489 Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, md. 224).
bölümlerde saklanmasını da öngörmüştür12 (1930/1489 UHK, md.226; Aytulu, 2012). Ek olarak,
yakılma izni istenilen kişiye daha önce gömme işleminin uygulanmamış olması zorunluluğu vardır. Yani gömülmüş kişilerin gömülmelerinin ardından mezarlarından çıkarılarak yakılmalarına izin verilmez (1930/1489 Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, md. 225).
Yapmamız gereken, kaç kişinin yakılmak istediğini belediyelere bildirmek. Eğer çok kişi olduğumuzu görürlerse “talep yok” bahanesi ardına sığınamayacaklardır. Nasıl defnedileceğine karar vermek herkesin kendi hakkıdır. Herkesin kendi istediği şekilde defnedilmesini sağlamalıyız."
Dinimize göre cenazelerin yıkanıp kefenlenmesi ve toprağa gömülmesi gerekir. Kur'ân-ı Kerim'de bu işlemin insanoğluna Allah tarafından öğretildiği, kardeşinin cesedini ne yapacağını, bir karganın hareketlerinden öğrenen Hz. Âdem (as)'in oğlunun şöyle dediği anlatılır:
"Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten de mi aciz kaldım!" (Maide, 5/31)
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız