Bismillahirrahmanirrahim
Aziz Müslümanlar
Bildiğiniz gibi, genellikle yatsı namazları sonunda okuduğumuz Amener Resülü, yani Bakara süresinin son iki ayetini hepiniz işitmişsinizdir.
Hem bu surede hem de Kur'an-ı Kerim içerisinde bir çok ayette geçen bir söz var ki, dilimizde olmasına rağmen yüreğimize işlemediğimiz kocaman bir anlam yüklü kelime.
"سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا"
“Semi’nâ ve ata’nâ”
“işittik ve itaat ettik”
“Semi’na ve ata’na gufraneke Rabbenâ”
“İşittik ve itaat ettik ey Rabbimiz, affını dileriz.”
Hatta
İnnemâ kâne kavle-lmu/minîne iżâ du’û ila(A)llâhi verasûlihi liyahkume beynehum en yekûlû semi’nâ veeta’nâ(c) veulâ-ike humu-lmuflihûn(e) (Nur Süresi 51 )
Hem "işittik itaat ettik" diyeceğiz, hem "bana itaat edin" ilahi emrini işiteceğiz ve kendi bildiğimizi okuyacağız.
"Bunlar 1400 yıl önce o zamanın insanlarına gelmiş" diyeceğiz.
Ve iz ehazna misakakum ve refa'na fevkakumut tur, huzu ma ateynakum bi kuvvetin vesmeu kalu semi'na ve aseyna ve uşribu fi kulubihimul icle bi kufrihim kul bi'se ma ye'murukum bihi imanukum in kuntum mu'minin. (Bakara 93 )
"Hani, Tur'u tepenize dikerek sizden söz almıştık, "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın; ona kulak verin" demiştik. Onlar, " (Kulağımızla) Dinledik, ( Kalbimizle ) karşı geldik" demişlerdi. İnkarları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat'a beslediğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!" (*)
“işittik ve itaat ettik”
“Semi’na ve ata’na gufraneke Rabbenâ”
“İşittik ve itaat ettik ey Rabbimiz, affını dileriz.”
Hatta
اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ اَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَاۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
İnnemâ kâne kavle-lmu/minîne iżâ du’û ila(A)llâhi verasûlihi liyahkume beynehum en yekûlû semi’nâ veeta’nâ(c) veulâ-ike humu-lmuflihûn(e) (Nur Süresi 51 )
"Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak "işittik ve itaat ettik" demeleridir. İşte bunlar asıl kurtuluşa erenlerdir."(*)
Neyi işittik ve itaat ettik?
Peygamberlere gelenlere,
Allâh’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna Bunları işittik ve kabul ettik.
Peygamberlere gelenlere,
Allâh’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerrin Allah'tan olduğuna Bunları işittik ve kabul ettik.
Bu sözü başta insan olmak üzere tüm kainat söylüyor.
“Semi’na ve ata’na gufraneke Rabbenâ”
“Semi’na ve ata’na gufraneke Rabbenâ”
Biz de söylüyoruz, sizde, onlarda.. Yani her Müslüman..
Söylüyoruz ama dilimizle..
Söylüyoruz ama dilimizle..
Bir kez olsun kalbimize indirmedik. İndiremedik, indirseydik
İndirseydik eğer ey cemaat...
Evlerimizde, işlerimizde, sokaklarda, ülkemizde, ülkelerde huzur olurdu. Asrı Saadet olurdu..
Sahabe gibi yaşardık.
Camiler boşalmazdı, aileler huzursuz olmazdı, fuhuş artmaz, faizler belimizi bükmezdi.
Kazancımızda bereket olur, gelen musibetlere sabrın örneği Hazreti Eyyup aleyhisselam gibi sabrederdik.
Sevgili Müslümanlar
Tegabun suresi 16. ayette Allahu Teala kendisine itaat etmemizi emreder.
“Öyleyse gücünüz yettiğince Allah’a isyandan kaçının, işitin, itaat edin kendiniz için bir infakta bulunun Kim nefsinin ihtirasından korunursa, işte onlar kurtulanların ta kendileridir.”(*)
“Öyleyse gücünüz yettiğince Allah’a isyandan kaçının, işitin, itaat edin kendiniz için bir infakta bulunun Kim nefsinin ihtirasından korunursa, işte onlar kurtulanların ta kendileridir.”(*)
Hem "işittik itaat ettik" diyeceğiz, hem "bana itaat edin" ilahi emrini işiteceğiz ve kendi bildiğimizi okuyacağız.
"Bunlar 1400 yıl önce o zamanın insanlarına gelmiş" diyeceğiz.
Faiz için bankaya koşacağız. Hatta hacca bile faiz alıp gideceğiz. Helali haram yapacağız. Zekatımızdan çalacağız. Fitrelerimizi, fidyelerimizi eksilterek vereceğiz. Yetimi hor görüp camilerde bile fitne peşinde koşacağız. Bize verilen görevi aksatacağız. İşverene ihanet edeceğiz. İşçiye hakkını vermeyip ondan çalacağız. Gömlek değiştirir gibi eş değiştireceğiz. Terazide hile yapıp eksik tartacağız. Bozuk ürünleri, sağlıksız ürünleri imal edip satışa koyacağız. Stokçulukta, fahiş fiyatla mal satmada yarış edeceğiz. Nikahsız evlilikler kurup, sokaklara nesebi belli olmayan bebekler bırakacağız. Evliyken çoluk çocuk sahibi iken başkanlarının yataklarına gireceğiz.
Sadece bunlar mı.. Yetmez. Siz de bunlara ekleyin. Sayın bakalım, dindarız deyip, Müslümanız deyip hatta her cuma hutbesi sonunda hepimize hatırlatılan o uyarıyı da es geçip daha neler yapıyoruz düşünün.
Cuma günü hutbede hoca efendilerin okuduğu Nahl suresi 90.ayeti bir kez daha hatırlayalım
"İnnallahe ye'muru bil adli vel ihsani ve itai zil kurba ve yenha anil fahşai vel munkeri vel bagy, yeizukum leallekum tezekkerun."
إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالإِحْسَانِ وَإِيتَاء ذِي الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء وَالْمُنكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
"İnnallahe ye'muru bil adli vel ihsani ve itai zil kurba ve yenha anil fahşai vel munkeri vel bagy, yeizukum leallekum tezekkerun."
"Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.".(*)
Ortalık bereketsizlikten kaynıyor, kazançlarımızda haramların sayısına bakacağız. Emanetlere hiyanet edip birbirimizi gözünün üstünde kaşın var , deyip boğazlayıp öldüreceğiz.
Sonra da cuma günü hocaefendinin minberden okuduğu yukarıda zikrettiğim ayeti kerimeyi bile duyup duymazlıktan gelip her haltı yiyeceğiz.
Oysa Allah-u Zul Celal , akrabayı, yetimi, anne babayı terk etmeyin diyor. Anne babaya isyan etneyin diyor. Anne babaya öf deme diyor. Bugün ne acıdır ki , anneler babalar öldürülüyor. Boğazlanıyor, sokaklara atılıyor. Yetim malı nedir bilinmiyor. Bebeler çöp tenekelerinde kurda kuşa yem ediliyor. Fuhşiyatın her türlüsünü yapıyoruz. Paraya tapar olduk, ibadetler dünya meşguliyetinin gerisinde kaldı. Allah ve peygamberi unuttuk. Eşlerimizi, çocuklarımızı, malımızı, binalarımızı, arabalarımızı, makamlarımızı, erkeklerimizi, kadınlarımızı, mevkilerimizi daha çok sever olduk. Dünya bizim için daha değerli oldu. Z kuşağı diye bir kuşak ortaya atıp gençleri sanal aleme teslim ettik. "Emek kazancın en hayırlısıdır" ilkesini bıraktık, kolay para kazanmanın yollarını arar olduk. Meslekleri unuttuk. tarlayı, bağı, bahçeyi, ekin üretmeyi , hayvancılığı elimizin tersi ile iter olduk.
Ve yüzsüzlük odur ki, bir kısmımız namaz kılıyoruz. Oruç tutuyoruz.Ama namazı gösterişe, camiye gidiyor, secdeye varıyor desinler diye camilerde yer ediniyoruz., Orucu kilo verelim diye tutar olduk.
Ey Müslümanlar.
Kalplerinizde olanı bilen Allah c.c 'dan hangi yüzle merhamet bekleyeceğinizi şimdi düşünün.
Oysa, bu bugün hepimizin yaptığını daha önce gelen peygamberlerin, ki Allah'ın selamı hepsinin üzerine olsun onlarda gönderildikleri topluluklara ilahi emirleri bildirmiş. "Ey Müslümanlar, kendinize çeki düzen verin. Allahın yolundan ayrılmayın" diye uyarmış. Lakin "semina""işittik" diyenler önce "İşittik" " İman ettik" "Dinledik" dediler ve sonra heva ve hevesleri doğruşltusunda azınca, bugün bir ksımımız gibi yoldan çıkınca onları hiç bir topluluğu görmediği bir azapla azaplandırmıştı, Allahu Teala..
Unutmayın ki, o helak edilenlerin içinde peygamberlerin azgın oğulları, kızları, yoldan çıkmış karıları bile vardı.
İşte size sadece bir örbnek vereyim.
İşte size sadece bir örbnek vereyim.
Allah-u Teala bir zamanlar Musa peygamberin milletine hitaben
وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَاقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمُ الطُّورَ خُذُواْ مَا آتَيْنَاكُم بِقُوَّةٍ وَاسْمَعُواْ قَالُواْ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَأُشْرِبُواْ فِي قُلُوبِهِمُ الْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُمْ بِهِ إِيمَانُكُمْ إِن كُنتُمْ مُّؤْمِنِينَ
Ve iz ehazna misakakum ve refa'na fevkakumut tur, huzu ma ateynakum bi kuvvetin vesmeu kalu semi'na ve aseyna ve uşribu fi kulubihimul icle bi kufrihim kul bi'se ma ye'murukum bihi imanukum in kuntum mu'minin. (Bakara 93 )
"Hani, Tur'u tepenize dikerek sizden söz almıştık, "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın; ona kulak verin" demiştik. Onlar, " (Kulağımızla) Dinledik, ( Kalbimizle ) karşı geldik" demişlerdi. İnkarları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat'a beslediğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!" (*)
Sonra ne oldu. İnkar edenler helak oldu.
Bugün bizler “Semi’nâ ve ata’nâ” “işittik ve itaat ettik” diyoruz. O halde söz vermeliyiz. İşittiysek, itaat edelim. Münafık olmayalım. Kafirleşmeyelim.
Bakın alemlerin efendisi, doğruluğun en güzel örneği, hak ve hakikatin yegane örneği, dünya ve ahiretin efendisi, rehberimiz, en güzel örneğimiz, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (salli aleyhi ve sellem)’in ahlaki anlayışını, imani sadakatini, binlerce kafirin anlatılamaz eziyetlerine, çilesine baskısına, açlığa, boykotuna rağmen "RABBİM ALLAH, DİNİM İSLAM" sözünde nasıl direttiyse öyle davranalım.
Silkelenelim.
Üzerimizdeki ölü topraklardan kurtulalım. Tevbe edelim. Bir Milat yapalım. Her geçen gün zarar ediyor, ziyana uğruyor, cennetten uzaklaşıyoruz. Allahın rahmetinden, bereketinden, mağfiretinden uzaklaşıyoruz.
Ne olursunuz ey Müslümanlar.. Asr-ı Saadeti tekrar yaşayabiliriz. Sadece bir kelime "tevbe estağfurullah" diyelim “Semi’nâ ve ata’nâ” diyelim ve itaate devam edelim.
Allah-u Tealanın af ve mağfireti üzerinize olsun. Cumanın feyzi bereketi üzerinize sağanak sağanak yağsın.
El Fatiha..
(*) Mealler. Diyanet İşleri Başkanlığı mealindendir)
Erol Kara @Dinierk için Hazırladı
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız