
Son günlerde yine bazı çok bilmişler tarafından sosyal medyada paylaşılan cariye hadisini hatırlayalım.
قَالَ وَكَانَتْ لِي جَارِيَةٌ تَرْعَى غَنَمًا لِي قِبَلَ أُحُدٍ وَالْجَوَّانِيَّةِ فَاطَّلَعْتُ ذَاتَ يَوْمٍ فَإِذَا الذِّيبُ قَدْ ذَهَبَ بِشَاةٍ مِنْ غَنَمِهَا وَأَنَا رَجُلٌ مِنْ بَنِي آدَمَ آسَفُ كَمَا يَأْسَفُونَ لَكِنِّي صَكَكْتُهَا صَكَّةً فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَعَظَّمَ ذَلِكَ عَلَىَّ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللهِ! أَفَلاَ أُعْتِقُهَا؟ قَالَ ائْتِنِي بِهَا فَأَتَيْتُهُ بِهَا فَقَالَ لَهَا أَيْنَ اللهُ قَالَتْ فِي السَّمَاءِ قَالَ مَنْ أَنَا قَالَتْ أَنْتَ رَسُولُ اللهِ قَالَ أَعْتِقْهَا فَإِنَّهَا مُؤْمِنَةٌ
1) Muaviye el-Hakem es-Sülemi (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
…Benim bir cariyem vardı. Uhud ile Cevvâniyye taraflarında benim koyunlarımı güderdi. Bir gün kendisini dolaşmaya gittim. Bir de ne göreyim! Onun koyunlarından birini kurt alıp götürmüş! Ben de Âdemoğullarından biriyim. Onların üzüldüğü gibi ben de üzülürüm! Lakin ben o cariyeye bir tokat vurdum! Buna müteakiben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu tokat vurmamı aleyhime çok büyüttü.
Ben:
−Ya Rasulallah! Cariyeyi azat edeyim mi? dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Sen onu bana getir.”
Buna müteakiben cariyemi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e getildim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona şöyle dedi:
−“Allah nerededir?”
Cariye:
−(Allah) semadadır, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Ben kimim?”
Cariye:
−Sen Allah’ın Rasulüsün, dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Onu azad et! Çünkü o mü’minedir.”
Müslim 537/33, Ebu Avane 2/141, Ebu Davud 930, 931, Nesei 1217, Darimi 1/353, Ahmed bin Hanbel Müsned 5/447, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 390
Gelelim bu hadisin analizine
İlk önce bu hadisi İmam Buhari “Sahih”inde rivayet etmemiştir. Bunu “Halk Efaalul İbad“ adlı kitabında rivayet etmiştir. Bu kitaptaki bütün hadisler sahihtir dememiştir. Ondan sonra İmam Müslim bu hadisi “İman Bölümü”nde değil “Namazdaki Sözler Bölümü”nde rivayet etmiştir. Bundan dolayı Hafız Subki “es-Esakil” adlı kitabında bu hadis için “Amellerde alınır ama itikatlarda kullanılmaz” demiştir.
Bu hadis hakkında Hafız Abdullâh B. Ahmed el-Ğumâri “el-Fevâid el-Maksudah” adlı kitabında şöyle demektedir: ”İlk önce bu hadis ŞAZ’dır. Çünkü mütevatir hadislere muhaliftir. İmam Malik “Muvatta” adlı kitabında İbni Mesut’tan rivayet ettiğine göre Peygamber efendimiz o cariyeye “Allâh’tan başka ilâh olmadığına şahadet ediyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz tekrar “Muhammed’in Allâh’ın Resulü olduğuna şahdet ediyor musun?" diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz “Ölümden sonraki Ba’as’a inanıyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz “Onu azat et” dedi. “
Hafız el-Ğumâri şöyle devam ediyor: “Cariyenin hadisinin başka rivayetinde elleriyle semayı gösterdi, çünkü dilsizdi. Bu rivayetin senedinde Said B. El-Marzaben B.İkrimeh bulunur. Bu da Metruk Münkiril hadis ve Mudellis’tir. Bundan dolayı bu hadis zaif ve şaz’dır.”
Hafız el-Ğumâri şöyle devam ediyor: Muaviyeh B. El-Hakam’den gelen bu rivayet karşı birkaç tane rivayet bulunmaktadır.
1 - İmam Beyhaki’nin “es-Sünen” adlı kitabında Avn B. Utbeh Bin Abdullâh dedesinden rivayet ettiğine göre Peygamber efendimiz o cariyeye “Rabbin kimdir?” diye sordu. O da “Rabbim Allâh’tır” dedi. Peygamberimiz tekrar "Dinin nedir?" diye sordu. O da “İslam’dır” dedi. Peygamberimiz “Ben kimim?” diye sordu. O da “Allâh’ın Resulüsün” dedi. Peygamberimiz “Onu azat et” dedi.
2 - İmam Beyhaki’nin “es-Sünen” adlı kitabında Süveyd es-Sakafi’den rivayet ettiğine göre Peygamber efendimiz o cariyeye “Rabbin kimdir?” diye sordu. O da “Rabbim Allâh’tır” dedi. Peygamberimiz “Ben kimim?” diye sordu. O da “Allâh’ın Resulüsün” dedi. Peygamberimiz “Onu azat et” dedi.
3 - İmam Ahmed “el-Müsned” adlı kitabında. Ubaydullâh B. Abdullâh’tan rivayet ettiğine göre Peygamber efendimiz o cariyeye “Allâh’tan başka ilâh olmadığına şahadet ediyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz tekrar "Muhammed’in Allâh’ın Resulü olduğuna şahadet ediyor musun?" diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz “Ölümden sonraki Ba’as’a inanıyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz “Onu azat et” dedi.
4 - Hafız Bezzar, İbni Abbas’tan rivayet ettiğine göre Peygamber efendimiz o cariyeye “Allâh’tan başka ilâh olmadığına şahadet ediyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz tekrar "Muhammed’in Allâh’ın Resulü olduğuna şahadet ediyor musun?" diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz “Ölümden sonraki Ba’as’a inanıyor musun?” diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz “Onu azat et” dedi.”
NETİCE
Hafız Abdullâh B. Muhammed el-Harari “Şerhus Sıratul Mustekim” adlı kitabında şöyle diyor: ”Bu hadis iki sebepten dolayı sahih değildir:
1 - Bu hadis Mudtarıb bir hadistir. Çünkü birbirinden farklı rivayetleri vardır. Bir rivayet göre “Allâh nerede?” diye sormuş, başka bir rivayette “Rabbin kimdir?”, başka bir rivayette “Allâh’tan başak İlâh olmadığına şahadet ediyor musun?” ve başak bir rivayette de “Dilsiz olduğu için semayı gösterdi” şeklindeki rivayetleri Mudtraıb olmasına bir sebeptir.
2 - Bu rivayet usul kurallarına aykırıdır. Çünkü dinimizin kurallarına göre Kelime-i Şahadet’i söyleyen mü’min ve Müslüman olur. Sadece “Allâh semadadır” demekle değil. On beş sahabenin rivayet etmiş olduğu mütevatir bir hadis-i şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: “İnsanların, Allâh’tan başka İlâh olmadığına ve benim Allâh’ın Resulü olduğuma şahadet edinceye kadar savaş etmeye emrolundum.”
Bu hadisi zahirine göre alındığı takdirde mütevatir hadise muhaliftir. O zaman ya te’vil edilir ya da reddedilir. Çünkü muhaddisler ve âlimler mütevatir hadislere muhalif ve te’vil kabul etmeyen reddedilir. O zaman İmam Malik’in rivayeti usule uygundur. Bu rivayet şöyledir: “Peygamber efendimiz o cariyeye: ‘Allâh’tan başka ilâh olmadığına şahadet ediyor musun?’ diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz tekrar ‘Muhammed’in Allâh’ın Resulü olduğuna şahadet ediyor musun?’ diye sordu. O da “Evet” dedi. Peygamberimiz ‘Onu azat et’ dedi.” Hafız el-Harari’nin sözü burada bitiyor.
Hafız Beyhaki “el-Esma’ ves Sıfat” adlı kitabında şöyle diyor: ”Bu hadis uzundur, cariye kısmına kadar sahih çıkartmıştır. Rivayetçiler, hadisin metni konusunda ihtilaf ettikleri için bu bölümü sahih kısmında saymamıştır.”
Allame Muhaddis Muhammed Zahit el-Kevseri: ”Bu kitabı tahkik ederken bu bölüm hakkında şöyle dedi:” Ellerimizde bulunan Sahih Müslüm’deki bu cariye olayı sonradan eklenmiş olabilir. İmam Beyhaki bu hadis Mudtarib olduğunu zikretmiştir.
İmam Beyhaki “es-Sünen el-Kubra” adlı kitabında Muaviye B. el-Hekem’in (Allâh nerede) rivayetine muhalif olan rivayetleri zikretmiştir.”
Ehli Sünnet vel Cemaat âlimlerinin icmâıyla Allâh, mekândan münezzehtir. O halde bu hadisi kabul eden âlimler şöyle dediler: Peygamber efendimiz o cariyeye “Allâh nerede?” derken bu hâşâ mekân hakkında bir soru değildir. Çünkü Arapçada أين (ayn, yani nerede) sadece mekân için kullanılmamaktadır. “Şanı nerededir”, yani “ne kadardır” diye sormuş manasında olup, o cariye de “Semadadır” derken, yani “çoktur” veya “çok yüksektir manasındadır” şeklinde tevili yapılmaktadır.
Bu kelime أين hem mekân için kullanılır hem de Mekaneh (Şan). Bu hadiste geçen أين kelimesi mekânla değil şanla açıklayan alimlerin bazıları şunlardır:
1 - İmam Râzi-Esasut Takdis
2 - Hafız Subki-es-Seyfus Sakil
3 - Hafız İbni Forak-Muşkel el-Hadis ve Beyanuhu
4 - İman İbni Arabi-el-Kabes Şerh el-Muvatta’
5 - İman İbni Arabi-Şerh et-Tirmiz
6 - Hafız İbnil Cevzi-el-Baz el-Eşheb
7 - İmam Kurtubi-et-Tezkar
8 - İman Nevevi-Şerh Sahih Müslim
9 - Hafız Suyuti-Şerh Sünen Tirmizi
10 - Hafız Suyuti-Tenviril Havâlik Şerh Muvatt’ Mâlik
11 - Müfessir İmam Ebu Hayyan Endelusi-el-Bahrul Muhit tefsiri
12 - İmam et-Taybi-Şerh et-Taybi
13 - Mulla Ali Kâri-Mirkatul Mefatih Şerh Mişket el-Mesabih
14 - Hafız Askalani-Riselet el-Kazvini
15 - İmam Ebul Velid el-Bâci-el-Muntekâ
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız