Peygamberimizin Oda Kapısının Örtüsü İstanbul'da
Hücre-i Saadet, Resûl-i Ekrem’in defnedildiği Hz. Âişe’nin odasının adı olup, Resûl-i Ekrem’in (salli aleyhi ve sellem) buraya defninden dolayı önem kazanmış ve “hücre, el-hücretü’ş-şerîfe, el-hücretü’l-mukaddese, el-hücretü’l-muattara, hücre-i münîfe, hücre-i saâdet” gibi adlarla anılan yeridir.
Arapça hücre (oda) ve saâdet (mutluluk) kelimeleri anlamına gelen "hücre-i saâdet” Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in kabirlerinin bulunduğu türbe için de kullanılır.
Arapça hücre (oda) ve saâdet (mutluluk) kelimeleri anlamına gelen "hücre-i saâdet” Hz. Peygamber, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in kabirlerinin bulunduğu türbe için de kullanılır.
Hücrelerin kapılarında kıldan dokunmuş birer kalın perde bulunmaktaydı. Sadece Hz. Âişe’nin odasının Hint ardıcından yapılmış tek veya çift kanatlı bir kapısı olduğu rivayet edilir
İşte Hücre-i Saadet kapılarına zamanında örtülen örtülerden biri de bugün İstanbul Çamlıca semtinde bulunan Çamlıca Caminin alt katında faaliyet gösteren İslam Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
İşte Hücre-i Saadet kapılarına zamanında örtülen örtülerden biri de bugün İstanbul Çamlıca semtinde bulunan Çamlıca Caminin alt katında faaliyet gösteren İslam Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
Hücre-i Saâdet Perdesi, başlarda odalarının kapılarına kıldan dokunmuş kalın perdeler asılırken, Hz.Osman (rah) zamanından itibaren Hücre-i Saâdet'in örtüleri ve kapı perdeleri, kıymetli kumaşların süslenerek üzerine altın simle yazıların işlendiği giydirilmesi adet haline geldi.
Abbasi Halifesi Harun Reşid’in annesi Hayzuran bin Ata’nın, hac görevi sonrası Hücre-i Saadet’e örtü asmasıyla günümüze kadar gelecek olan bir adet başlamış ve bu adete her devirde önem verilmiştir.
Her biri birer sanat şaheseri olan ve yaklaşık 200 yıllık olan kapı perdesi, Osmanlı medeniyetinin Hz. Peygamber’e duyduğu sevginin günümüze ulaşan nadide örnekleri arasında ziyaretçilere açık olarak sergilenmektedir.
Abbasi Halifesi Harun Reşid’in annesi Hayzuran bin Ata’nın, hac görevi sonrası Hücre-i Saadet’e örtü asmasıyla günümüze kadar gelecek olan bir adet başlamış ve bu adete her devirde önem verilmiştir.
Her biri birer sanat şaheseri olan ve yaklaşık 200 yıllık olan kapı perdesi, Osmanlı medeniyetinin Hz. Peygamber’e duyduğu sevginin günümüze ulaşan nadide örnekleri arasında ziyaretçilere açık olarak sergilenmektedir.
Osmanlı Dönemi arşiv belgelerini incelediğinde eski örtülerin 1880 senesinde İstanbul’a getirildiği ve Yeni Camii’de üç gün boyunca halkın ziyaret etmesine müsaade edildiği belirtilir.
İslam Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen Hücre-i Saadet örtüsü, 19.yy Osmanlı Dönemi’ne ait bir örtüdür. Daire içerisinde kelime-i tevhid (lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah), bitkisel motiflerle süslü olan örtünün ortasında ise dikdörtgen içerisinde “Es Salatu ve’s-selamu aleyke ya imame’l-muttakin” (Salat ve selam sana, ey müttakiler imamı) yazılıdır.
Yazı ve fotoğraflar @Dinierk / Erol Kara
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız