Sitemizde aramak istediğiniz konuyu
                                      "

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Haremeyn Gaspçılarından Hacı ve Umrecilere Zulüm


“Siz, hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı inşa etmeyi, Allah’a ve ahiret gününe gönülden bağlılık gösteren ve Allah yolunda cihad eden kimse gibi mi tutuyorsunuz? Bunlar Allah katında eşit değildir. Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” ( Tevbe Suresi , ayet 19)

Hac ve son yıllarda aşırı talep gören umre yolcularının pandemi sonrası Suudi hükümetinin baskıcı tutumundan şikayetçi olduğu artık inkar edilemez düzeye geldi. İnsanlar her ne kadar kutsal topraklarda yaşadıklarının, Allah korkusundan, ibadetlerinin zayi olacağı endişesinden ve görevini savsaklayan görevlilerin korku veren tehditlerinden yaşadıkları sıkıntıları ülkeye döndükten sonra ifade etmemesi bu kutsal yolculuğun güzellikler içerisinde geçtiği varsayımını artırmaktadır.

Kabe Yolcularına Siyonistçe Yaklaşım
Ne yazık ki, Siyonist Suud yönetimi hac ve umre ibadeti için mübarek yolculuğa çıkmış olan insanların ibadetlerini rahatça yaptırmamak için adeta emek sarf etmeye başladı. Bir de bunlara, hacılara ya da mutemirlere (umre yapanlara) yolculuğa çıkmadan vaatlerde bulunup, gittiklerinde ihanet eden şirketlerin ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın organizasyonun zayıflığı orada yaşanan sıkıntılara, zulme, zorluğa, güçleştirme taktiklerine tuz biber ekmektedir. Bir de korsan firmaların sağlık hizmetlerini veremeyişi, hastalanan hacıların çaresizliği yaşayana zor, dinleyene masal gibi gelmektedir.
Hac ve umre organizasyonu yapanların yolculara vaat ettikleri mesafelerde otellere götürmediği, yenilen yemeklerin kalitesizliği, yatılan yerlerin hijyenik ortamdan uzak olması, 10 dakikalık mesafe diye 1 saatlik, 3 km diye 3 saatlik yollardan taşınanların çektiği eziyet anlatılır gibi değil.
Binlerce dolar alarak organizasyon düzenleyenlerin para kazanma hırsı hacıya hizmet etmenin ibadet olduğunu unutturuyor.

Kâbe'ye Gidip Görmeden Gelmek 
Yukarıda verdiğimiz ayeti kerimdeki gibi, su vermekle, bina inşa etmekle, uçağa bindirip getirmekle, yemek diye "ne verdiysem onu yersin" demekle  sevap kazanacağını sananların nasıl bir akıbet beklediğinin, nasıl zalimler topluluğundan sayılacağını Yüce Allah c.c net olarak bildirmektedir. Asla hidayete eremeyecek olan kutsal toprakların yolcusuna zulüm edenlerin akıbeti çok acı olacaktır. Bunu Allah c.c bildirmektedir. İster Diyanet İşleri Başkanlığının, ister yasal ya da korsan olarak hizmet veren şirketlerin çalışanlarının nasıl bir hezeyana düşeceklerini Allah c.c. bildiriyor.
Organizasyon bozukluğu, yetersizlik, önüne gelenin bilgisizlerin görevli olduğu bu organizasyonlara bir de Suudi rejiminin Hac Bakanlığı tarafından belirlenen politikalarının resmen zulme döndürülmüş olması ile Kabe'nin misafirlerini isyan noktasına getirmeye yetmektedir.
Suud kraliyetinin Mescidi Haram'a yaptığı ek binalar, pek çok umrecinin Kabe'yi göremeden ülkesine dönmesine sebep olmaktadır. Hareme girişin "kalabalığı önlemek için" bahanesine sığınılarak bir veya iki kapıdan girişlerin sağlanması, umre yapanların sadece tavaf alanına alınması, namaz dışında tavaf alanında oturulmasının engellenmesi, uzatılan yollar, metrelerce kuyruklar oluşturarak insanların geliş ve gidişlerde sıkıntı, eza, hakaret, iteklenme gibi davranışlara muhatap olması zulmüm görünmeyen kısmı olmaktadır.

Kura dışı Akredite Gidişler Yasaklansın  
Ülkemizde, hacca gitmek 2004'ten itibaren kuraya bağlı olarak ve Suudi'nin verdiği kontenjana uymaya çalışmanın sonunda isteyen her kişi için imkansız oldu. Tamam, belki kapasite denilecek ama Ramazan umresinde 11 Milyon insanın alındığı Mekke'de hac mevsiminde neden 3 milyon kişiye izin veriliyor. Bir de Diyanet'in vatandaşı kuraya sokup, yaklaşık 5 - 10 bin kişiye neden akredite uyguluyor, sorgulamak gerekir. Vatandaş kuraya razı iken, çok sayıda üst düzey devlet memurunun, halkın vekillerinin ve bunların yakınlarının istediklerinde her yıl hacca gitmesi nasıl sağlanıyor. "Bu yıl 83 bin vatandaşımız hacca gitti" açıklaması yapan Diyanet akredite olarak götürdüklerinin sayısını neden açıklamıyor. O insanların herhangi bir TC vatandaşından ne üstünlüğü var. Hele hele seçilmiş olanların.
Son iki yıldır umreye her isteyen hiç bir şirketin organizasyonuna kayıt olmadan gidebiliyor. Bu da hem Diyanet'i hem de şirketleri düşündürüyor. Büyük bir kârdan olmaya başlayan organizatörler şimdi de bunun engellemesi yolunda sinsi çalışmalar yapıyor. 

Diyanet, Hangi Hacılara Sağlık Hizmeti Veriyor, Kimler Mağdur
Diyanet, günümüz bedeli ile 60 dolar veren şirketlere kimlik kartı satıp, bu kartı taşıyanlara Mekke ve Medine'de sağlık hizmeti (! Bu sağlık hizmeti de aile hekimliği gibi ilaç yazmaktan öteye gitmiyor. Hac zaman 5 katlı tam teşekküllü olduğu söylenen hastanede sadece küçük ameliyatlar yapılır) verebiliyor. Öte yandan tek başına giden, ya da korsan dediği fakat Diyanet'ten daha iyi hizmet vermeyi sağlayan yıllanmış şirketlerle Diyanet kaydı olmaksızın giden şirket yolcularına sağlık hizmeti vermekten kaçınmaktadır. Bu milletin parasıyla kurulan, her zaman bu milletin parasına göz diken, infak diye diye vatandaşın sırtından krallık kuran Diyanet kendi vatandaşına gurbet sayılan o topraklarda neden hizmet vermiyor. Bu milletin vergisiyle kurulan hizmeti neden kendi vatandaşından esirgiyor. Oysa, Mekke ya da Medine'ye hac ve umre ibadeti için giden herkese ayrım yapılmadan Diyanet hizmet vermekle yükümlü olmak zorundadır.

Nusuk Uygulaması ve Medine Ziyaretleri
Ülkemizde Diyanet'in ve şirketlerin organizasyonları olduğu gibi pek çok memlekette yapılan organizasyonlarının artmasını fırsat bilen, çok eskiden hacıdan para istemeye utanan Suudi artık, hac ve umre yolcularını soyulacak kaz gibi görmektedir. Lüks oteller, vip haclar , klimalı çadırlar yaparak hac yolculuğunu en yüksek meblağlar ile yapılmasını sağlamaya başladı. Uyduruktan müzeler kurarak hacılardan ziyaret için ücret dahi almaya başladı. Nusuk uygulaması gibi bir saçma uygulamayı getirerek hacıların Medine ziyaretlerini kısıtlamaya, cennet bahçesine girmeyi engellediğini artık görebiliyoruz.
 
Suudun Gözünü Para Bürümüş
Nerede ise, zemzemi de para ile satacak, Uhud, Kıbleteyn, Kuba gibi mescitlere ve hatta Baki mezarlığına girişleri dahi ücrete çevirecek bir uygulamaya doğru gidiyor. Elinde interneti olmayan hacıya NUSUK ne kadar faydalı olur. Elinde interneti olmayan hacı ne kadar çaresiz kalacaktır. Nusuk üzerinden Mescidi Nebevi'ye nasıl girecektir. 

Suud, hacılara zul etmektedir. Sıkıntı vermektedir. Eza etmektedir. Buna hangi Müslüma lider, hangi ulema, hangi dini otorite "dur" diyecek.

Hiç beklemiyoruz.

Erol Kara - @dinierk

Nusuktan Randevu alamayan Nebevi hasretini böyle gideriyor

Hareme girebilmek için uzatılan yollar

Hareme girebilmek için uzatılan yollar

Mescidi Haram'a ya da Ayşe Mescidine evvelde 2 Riyale giderken 8 Riyal almak..

Engeller - Peygamberin Evine Uzaktan Bakmak

Engeller...

Uzatmalar .. Yollar Uzar Hacı Yürür


Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*