İstanbul Müftülüğüne Devasa Gelir Kaynağı

Zamanında çıkartılan kanunlar ya da yönetmeliklerle bazı kurumların hakları hiç ilgisi bulunmasa da başka kurumlara sadece siyaseten, kurnazlıkla devredilmiş. Bunlardan biri de İBB yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi.
Yazımıza söz edeceğimiz yer otopark ve kafeterya
Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce ya da Diyanet İşleri Başkanlığı, İstanbul Müftülüğü ya da Diyanet Vakfı'nca işletilmesi gerekirken nedense İBB'nin para kaynağı olmuş.

Yıllar yılı gelip geçtiğim Beyoğlu ilçesi Azapkapı semtinde bulunan Sokollu Mehmet Paşa Cami (Azapkapı Camii) her zaman kafamı kurcalamış ve bir türlü anlam veremediğim bana göre işgal ancak sorsanız hak edilmiş bir kazanç kapısı İBB'ye aktarılmaktadır.

Bilenler bilir, geçenler görür Azapkapı semtinde bulunan ve fotoğraflarda da göreceğiniz gibi Sokollu Mehmet Paşa Cami Haliç'in kıyısında ve Atatürk Köprüsü'nün hemen ucundadır. Bir yanı ticaret hayatının en önemli merkezlerinden Perşembe Pazarının olduğu yere bakar. Bir tarafı deniz, sahil ve Haliç Metro Köprüsünün ve istasyonunun, hemen önündeki büyük bir alan da otopark olarak işletilmektedir.

Bu arada geçen yıllarda caminin alt katı da bir kafetaryacıya ihale dilmiş ve buna bağlı olarak otoparkın hemen yanındaki alan da bu işletmeci tarafından masa ve şemsiyelerle kapatılmış.
Kafeteryacının devasa bir ışıklı tabelayı 450 yıllık cami duvarına çakması dahi zamanında tepki çekmiş. Bir haber sitesi bununla ilgili "Ecdat yadigarı camiye zulüm: 450 yıllık camiye kafe yaptılar. Mimar Sinan'ın eseri Sokullu Mehmet Paşa Camii'nin alt katındaki mahzenler kafeye çevrildi. Yaklaşık 450 yıllık geçmişe sahip camiye yapılan saygısızlık İstanbulluların tepkisini çekti. Mekan sahipleri iş yerinin gerekli izin ve ruhsatlara sahip olduğunu belirtirken tarihi değeri yüksek bir yapıya ışıklı tabela asarak nadir bir mimari eserin dokusunun bozulmasına vatandaşlar sessiz kalmadı. Birçok kişi sosyal medyadan yetkililere "Camiyi bu zulümden kurtarın" çağrısı yaptı." haberini yapınca işletme sahipleri zabıtanın uyarısı üzerine tabelayı sökmüştü.

Hali hazırda faaliyete devam eden işletmenin yanı sıra caminin Perşembe Pazarı yönüne bakan ve tarihi sebil çeşmesi ve hatta yolun hemen karşısında bulunan cami müştemilatından sayılan Yeşildirek Hamamı'nın olduğu alana kadar mesafe camiye aittir.

Yıllardır kullanılan otoparkın, hamam ve cami mahzenindeki kafeterya'nın geliri kimin olmalıdır sorusuna cevabı vatandaşlar "öncelikle ya Vakıflar Genel Müdürlüğü ya da Diyanet almalıdır. İspark ne alaka" demektedirler. Cami alanı içerisindeki herşey camiye ait kuralından yola çıkılırsa buradan sağlanan her türlü menfaatte caminin hakkıdır

Camiye gelir gelmesi amacıyla yapılan ve bir kısmı bugün olmayan yapılardan geriye kalanve özel kişilerce işletilen alanların ve de Azapkapı Cami bahçesinin her türlü tasarrufu Diyanet İşleri Başkanlığı'na ait olması gerekmez mi ?

İBB tarafından binlerce lira rant elde edilen otoparkın Diyanet Vakfı'nca işletilmesi tün Diyanet yatırımları için büyük bir kaynak olacaktır. Hatta, İtanbul Müftülüğü buraya sahip çıkarsa vatandaşlardan sadaka istemeyecektir. İstanbul Müftülüğünün bu para kaynağına sahip çıkarak bu yönde girişime geçerek bu hakkını alması gerekmez mi ?

Diyanet'in hukukçuları temen harekete geçerek cami alanı sayılan ve bansinin camiye gelir gelsin diye yaptırdığı yapıları sahiplenmesi lazım.

Camiye gelen cemaat otopark parası veriyor

Son olarak, camiye ibadet etmek için gelenlerin araçlarını park etmek zorunda kaldıkları için en az 200 TL ücret vermek zorunda kalındığını da yetkililere buradan iletip camiye gelen vatandaşlara ücretsiz otopark sağlanması hakkının verilmesi gerekmiyor mu? diye sormak istiyoruz.

Erol Kara - @Dinierk