
Halk arasında söylenilen ve bir çocuğun ölümün ardından anan babaya teselli olarak söylenen" Artık, o cennetliktir. İnşaallah, size de şefaatçi olarak hepiniz, anne baba olarak ikiniz onunla cennette buluşacaksınız"
Bu sözün gerçekliği konusunda tarih boyunca tartışmalar olmuş. Büyük alimlerinde de zaman zaman tartıştığı "çocukların cennetlik meselesi" konusunda zaman zaman hemfikir zaman zaman karşıt fikirler sunduğu gerçeğidir. Konuyu @Dinierk olarak araştırdığımız da karşımıza çıkan muhtelif kaynakların ortak noktasında bir buluşmayı sağlayamadığımızdır. Çünkü, sahih olup olmadıkları konusunda tereddütler olan hadisi şeriflerden ortak bir noktaya çıkmak zor olduğu kadar Kur'an-ı Kerim'de bu konuda tek bir ayetin olmadığını görmek de o kadar kolay oldu.
Allah azze ve celle, Kur'an’da çocuk yaşta ölenlerin durumunu açıkça bildirmediği konusunda herkes hemfikir. Çünkü böyle bir ayet yok. Demek oluyor ki, Allah'ın bildirmediği bir konuda insanların araştırma yapması da önemli bir konu değil. Çünkü, hakkında pek az bir bilgiye sahip olduğumuz ahiret hayatı ile ilgili olarak fikir tartışmak abesle iştigal olmaktadır.
Her zaman, her durumda Allah c.c. dilediğini yapandır. Bunun sorgulaması insana düşmez. İnsana düşen tek bir konu var iyi bir amelle, iyi bir dünya hayatı ile ümitvar olarak salih bir kul olma çabası içinde yaşamasıdır.
Allah’ın açıkça bildirmediği, bize bir yararı olmayan ve ahirete gidene kadar da aslını bilemeyeceğimiz bu meseleyi tartışmanın yararı kimseye olmayacaktır. Gaybı bilen Allah c.c. neticede son kararı veren tek makamdır.
Bir çok kaynakta bazı alimler Kur'an’da geçen “(cennetlik olan insanların) Etraflarında öyle ebedî çocuklar (veya gençler) dolaşır ki onları gördüğün zaman, saçılmış inci sanırsın.” (İnsan 19) ayetinde geçen “Vildânün muhalledun” “ebedi çocuklar” ya da "ebedi gençler" kelimesinden cennette çocukların ya da gençlerin varlığından söz eder. Bu kimselerin "cennetlik" olanlara "hizmetçi" olacağı da ayet tefsirlerinde, meallerde geçer. Ayetin kelime kelimesine çevrilmesinde ise bunlardan "hizmetçi" olarak söz edilmez, "çevrelerinde dolaşan" anlamı çıkar. Şöyle ki, anne baba etrafında yavrularımız pervane olmuyor mu ? Anne babaya hizmet ederken onlar hizmetçi midir?. Düşünmek lazım.
Allah’ın açıkça bildirmediği, bize bir yararı olmayan ve ahirete gidene kadar da aslını bilemeyeceğimiz bu meseleyi tartışmanın yararı kimseye olmayacaktır. Gaybı bilen Allah c.c. neticede son kararı veren tek makamdır.
Bir çok kaynakta bazı alimler Kur'an’da geçen “(cennetlik olan insanların) Etraflarında öyle ebedî çocuklar (veya gençler) dolaşır ki onları gördüğün zaman, saçılmış inci sanırsın.” (İnsan 19) ayetinde geçen “Vildânün muhalledun” “ebedi çocuklar” ya da "ebedi gençler" kelimesinden cennette çocukların ya da gençlerin varlığından söz eder. Bu kimselerin "cennetlik" olanlara "hizmetçi" olacağı da ayet tefsirlerinde, meallerde geçer. Ayetin kelime kelimesine çevrilmesinde ise bunlardan "hizmetçi" olarak söz edilmez, "çevrelerinde dolaşan" anlamı çıkar. Şöyle ki, anne baba etrafında yavrularımız pervane olmuyor mu ? Anne babaya hizmet ederken onlar hizmetçi midir?. Düşünmek lazım.
Bunun da doğrusunu Allah c.c bilir.
Bizim konu edindiğimiz ölen Müslüman ya da Müslüman olmayan çocukların öldükten sonra cennetlik olduğuna dair insanlar arasında geçen "ölen çocuk cennetliktir" sözünün doğruluğundaki gerçeklik payıdır.
Gaybı bilen Allah c.c dedik. Dünya hayatını da , insanın öncesi sonrasını da, ahiret hayatını da bilen sadece Allah c.c olduğuna göre, cennetlik ve cehennemliklerin de kim olduğunu sadece Allah c.c bildiğine göre, çocukken ölenlerin de cennetlik olup olmadığını sadece Allah c.c bilir. Bu konuda konuşan insan ziyanda da olabilir. Günaha da girebilir. Allah c.c adına karar vermiş de olabilir ki, bu da insanın ne kadar salih kul olmak için özenli bir yaşama sahip olsa da , Allah adına konuştuğu için cehennemlik de olabilir ( Maazallah)
Allah, ölen bir çocuğun yaşasaydı nasıl bir insan olacağını muhakkak bilir. İyi, salih bir kul olarak yaşayacağını mı, yoksa zalim bir insan olarak mı yaşayacağını da bilir. Belki canını aldığı çocuk ileride insanlara karşı zalim biri olacaktı, o yüzden aldı.
Yeri gelmişken, Kur'an-ı Kerim'de geçen bir Musa aleyhisselam kıssasını hatırlatalım.
Bizim konu edindiğimiz ölen Müslüman ya da Müslüman olmayan çocukların öldükten sonra cennetlik olduğuna dair insanlar arasında geçen "ölen çocuk cennetliktir" sözünün doğruluğundaki gerçeklik payıdır.
Gaybı bilen Allah c.c dedik. Dünya hayatını da , insanın öncesi sonrasını da, ahiret hayatını da bilen sadece Allah c.c olduğuna göre, cennetlik ve cehennemliklerin de kim olduğunu sadece Allah c.c bildiğine göre, çocukken ölenlerin de cennetlik olup olmadığını sadece Allah c.c bilir. Bu konuda konuşan insan ziyanda da olabilir. Günaha da girebilir. Allah c.c adına karar vermiş de olabilir ki, bu da insanın ne kadar salih kul olmak için özenli bir yaşama sahip olsa da , Allah adına konuştuğu için cehennemlik de olabilir ( Maazallah)
Allah, ölen bir çocuğun yaşasaydı nasıl bir insan olacağını muhakkak bilir. İyi, salih bir kul olarak yaşayacağını mı, yoksa zalim bir insan olarak mı yaşayacağını da bilir. Belki canını aldığı çocuk ileride insanlara karşı zalim biri olacaktı, o yüzden aldı.
Yeri gelmişken, Kur'an-ı Kerim'de geçen bir Musa aleyhisselam kıssasını hatırlatalım.
Kehf Suresi 60-82. ayetlerinde anlatılan Hz. Mûsâ’nın, ‘kendisine Allah katından rahmet ve ilim verilmiş bir kul’ (muhtemelen Hızır Aleyhisselam ( Allah bilir) ) ile olan yolculuğunda öldürülen çocuk ve onun öldürülme olayı...
Kıssanın bizi ilgilendiren kısmını alarak izah edelim.
Hz. Mûsâ (aleyhisselam), kendisine Yüce Allah’ın katından özel ilim verilen kul (Hz. Hızır (aleyhisselam)) la buluşur ve ondan istifade etmek için birlikte yolculuğa çıkmak ister, ancak hiçbir şeye karışmaması ve itiraz etmemesi şartıyla kabul edilir. Yolda Hz. Hızır, bir çocuğu (gulâm (bülûğ çağına gelmiş genç veya sabî/küçük çocuk) ) öldürüverir. Hz. Mûsâ, haksız yere bir çocuğu öldürdüğü düşüncesiyle itiraz eder, Hz. Hızır da öldürdüğü çocuğun anne babasının inanmış sâlih kimseler olduğunu, çocuğun onları azdırıp yoldan çıkarmasından endişe edildiği için öldürdüğünü açıklar. ((Kehf, 79-81))
Kıssanın bizi ilgilendiren kısmını alarak izah edelim.
Hz. Mûsâ (aleyhisselam), kendisine Yüce Allah’ın katından özel ilim verilen kul (Hz. Hızır (aleyhisselam)) la buluşur ve ondan istifade etmek için birlikte yolculuğa çıkmak ister, ancak hiçbir şeye karışmaması ve itiraz etmemesi şartıyla kabul edilir. Yolda Hz. Hızır, bir çocuğu (gulâm (bülûğ çağına gelmiş genç veya sabî/küçük çocuk) ) öldürüverir. Hz. Mûsâ, haksız yere bir çocuğu öldürdüğü düşüncesiyle itiraz eder, Hz. Hızır da öldürdüğü çocuğun anne babasının inanmış sâlih kimseler olduğunu, çocuğun onları azdırıp yoldan çıkarmasından endişe edildiği için öldürdüğünü açıklar. ((Kehf, 79-81))
Allah-u Teala'nın bildirmesiyle Hazreti Hızır (as) çocuğun ileride kötü biri olacağı için öldürüldüğünü dile getirmiştir. Bu ayetten anlıyoruz ki, bir insanın geleceğini bilen Allah c.c'dır. Bu nedenle, bir insanın küçük yaşta kaybettiği çocuğunun ölüm sebebinin gerçeğini bilen Allah olduğu için onun cennetlik ya da cehennemlik olacağını insan dile getiremez. Böyle bir durumda ifade edeceği tek cümle, "Allah bilir, inşaallah cennetliklerden olur" şeklinde bir dilemesidir. Bu da yavrusu ölen anne babayı teselli etmek için kullanılır. Asla, kesin bir söz sarf etmemelidir.
Bununla birlikte, çocuğun şefaatçi olacağı, anne babasının da çocuk yüzünden cennete gideceğini dile getirilmesi de hatadır. Çünkü, çocuğu ölen bir kimse hayatında şirk koşmuşsa, büyük günahlar işlemişse
Bununla birlikte, çocuğun şefaatçi olacağı, anne babasının da çocuk yüzünden cennete gideceğini dile getirilmesi de hatadır. Çünkü, çocuğu ölen bir kimse hayatında şirk koşmuşsa, büyük günahlar işlemişse
nasıl cennete gidecektir. Peygamber efendimizin kendi çocuklarına dahi cennet güvencesi vermediği dikkate alınırsa , günaha batmış bir insana çocuğundan dolayı cennetlik demekte büyük hatadır.
Öz olarak, hangi konu olursa olsun, ölen çocukların cennetlik olacağı, anasına babasına şefaatçi olacağı, onları da cennete alacağına dair Allah'ın bir vaadi olmadığı gibi bu konuda konuşmanın da günaha girme sebebi olacağını bilmek gerekir.
Bu durumun Müslüman ya da Müslüman olmayan çocuklar için geçerli olduğunu da unutmayalım..
Öz olarak, hangi konu olursa olsun, ölen çocukların cennetlik olacağı, anasına babasına şefaatçi olacağı, onları da cennete alacağına dair Allah'ın bir vaadi olmadığı gibi bu konuda konuşmanın da günaha girme sebebi olacağını bilmek gerekir.
Bu durumun Müslüman ya da Müslüman olmayan çocuklar için geçerli olduğunu da unutmayalım..
Şüphesiz tüm doğruları, gaybı bilen sadece Allah-u Hak Teala Hazretleridir.
Erol Kara - @Dinierk için derledi.



Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız