Sitemizde aramak istediğiniz konuyu
                                      "

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Hatm-i hâcegân Yapanların Akıbeti

“Bize el-Hakem İbnu'l-Mübârek haber verip (dedi ki) bize Amr b. Yahya haber verip dedi ki; “Babamı, babasından (naklen) şöyle rivayet ederken duydum: (Babam) Dedi ki sabah namazından önce Abdullah b. Mesud'un kapısının önünde oturur­duk. Çıktığında, onunla beraber mescide giderdik. Neyse (bir gün) Ebu Musa el-Eş'arî yanımıza geldi ve; "Ebu Abdirrahman (yani Ab­dullah b. Mesud) şimdiye kadar yanınıza çıktı mı?" dedi. "Hayır." dedik. O da bizimle beraber oturdu. Nihayet (Abdullah) çıktı. Çıkınca toptan ona ayağa kalktık. Sonra Ebu Musa ona şöyle dedi: "Ebu Ab­dirrahman! Biraz önce mescidde yadırgadığım bir durum gördüm. Ama yine de, Allah'a şükür, hayırdan başka bir şey görmüş değilim. (Abdullah) "Nedir o?" diye sordu. O da; "Yaşarsan birazdan görecek­sin!" dedi (ve) şöyle devam etti: "Mescidde halkalar hâlinde, oturmuş, namazı bekleyen bir topluluk gördüm. Her halkada (idareci) bir adam, (halkadakilerin) ellerinde de çakıl taşları var. (idareci): "Yüz defa "Allahu ekber" deyin." diyor, onlar da yüz defa "Allahu Ekber" diyor­lar. Sonra, yüz defa Lâ İlahe İllallah, deyin diyor, onlar da yüz defa Lâ ilahe İllallah diyorlar. Yüz defa Subhanallah deyin diyor, onlar da yüz defa Subhanallah diyorlar." (Abdullah b. Mesud); "Peki onlara ne dedin?" dedi. "Senin görüşünü bekleyerek -veya "Senin emrini bek­leyerek" -onlara bir şey söylemedim." dedi. Dedi ki; "Onlara kötülük­lerini sayıp (hesap etmelerini) emretseydin ve, (bununla) iyilikle­rinden hiçbir şeyin zayî edilmeyeceğine dair onlara güvence versey­din ya!" dedi. Sonra gitti, biz de onunla beraber gittik. Nihayet o, bu halkalardan birine geldi, başlarında durdu ve şöyle dedi: "Bu, yaptı­ğınızı gördüğüm nedir?" Dediler ki; "Ebu Abdirrahman! (Bunlar) ça­kıl taşları. Onlarla Allahu Ekber, Lâ ilahe İllallah ve Subhanallah deyişleri sayıyoruz." (Bunun üzerine Abdullah b. Mesud) dedi ki; "Ar­tık kötülüklerinizi sayıp (hesap edin)! Ben, iyiliklerinizden hiç bir şe­yin zayî edilmeyeceğine kefilim. Yazıklar olsun size! Ey Ümmet-i Muhammed, ne çabuk helak oldunuz! Peygamberinizin -sallallahu aleyhi ve sellem- şu sahabesi (içinizde hâlâ) bolca bulunmakta. İşte onun elbiseleri, (henüz) eskimemiş; kapları, (henüz) kırılmamış. Ca­nım elinde olan (Allah'a) yemin olsun ki, sizler kesinlikle (ya) Muhammed'in dininden daha doğru yolda olan bir din üzerindesiniz (-ki bu imkânsızdır.) veya bir sapıklık kapısı açmaktasınız." Onlar; "Val­lahi, Ebu Abdirrahman, biz, başka bir şey değil, sadece hayrı (elde etmeyi) istedik." dediler. (O da) Şöyle karşılık verdi; "Hayrı (elde etmek) isteyen niceleri vardır ki onu hiç elde edemeyeceklerdir. Resûlullah -salallahu aleyhi ve sellem- bize haber vermişdi ki; Kur’ân'ı okuyacak olan bir topluluğun (bu okuyuşları sadece dilde kalacak), onların köprücük kemiklerinden ileriye geçmeyecek. Vallahi, bilmiyo­rum, belki onların çoğu sizdendir." Sonra (Abdullah) onlardan yüz çe­virdi.(Amr b. Yahya'nın dedesi) Amr b. Selime, bundan sonra şöyle de­di: “Bu halkalardaki (insanların) tamamını, en-Nehrevân olayında, Haricîlerin yanında bize karşı vuruşurken gördük.”16 

Bu konuda Rasulullah (s.a.s.) şu sözlerine kulak verelim:
“…Ebu Hureyre (r.a)’dan; Rasûlullah (s.a.s.) dedi ki:“Kim nefsinden veya hevâsından bir iş ortaya koyarsa, Allah’ın, meleklerin ve insanların hepsinin laneti onun üzerinedir. Onun farz ve nafile (amelleri) kabul olmaz.”(Müsnedi İshak b. Rahuveyh (s.173), Hds no: 395 & Ahmed b. Hanbel, Müsned (2/267), Hds no: 959,  Şuayb Arnavut hadis için:  "Hadis sahihtir..” demiştir. Hadis Ali (r.a.)'dan gelmektedir.)
Bu hadisin zahirî manasından anlaşılan odur ki bidat ehli kişilerin farz ve nafile olarak işledikleri hiçbir ibadeti kabul olunmaz. Bu mevzuda bidatı kendisini dinden çıkarmış olanı konuşmuyoruz!.. Bidatçı olarak dinin içinde kalan kişileri konuşuyoruz. İşte bu kişiler amel işleseler bile Allah (c.c.) katında kabul olacak bir amelleri yoktur. Ta ki bu ortaya koymuş oldukları bidatları terk edip insanların o bidatı unutup işlemeyinceye kadar! Bu da mümkün mü acaba?!

(Darimi 1/281, Abdurrazzak 5408, 5409, Ahmed bin Hanbel Zühd 2116, Taberani 9/8628, 8639, İbni Vaddah el-Bid’a 8, 13, Ebu Nuaym el-Hilye 4/380, 381, Ziya el-Makdisi İttibau’s-Sunen 1, Eslem bin Sehl Bahşel Tarihu Vasıt 198, Ebu Şame el-Bais 14, Suyuti el-Emru Bi’l-İttiba 83, İbnu’l-Cevzi Telbîsu İblîs 17, Heysemi Mecmau’z-Zeva’id 1/181 Albânî Silsiletu’l-Ehadîsi’s-Sahiha 5/4, Et-Tarhuni Kasımi Cem’u’l-Fevâid 9 )

Önemli Bir Not: En-Nehveran olayında ki Hariciler bilindiği gibi kâfirdir! Çünkü onlar sahabeye kâfir diyorlardı! Bir grup insanın hayrı elde etmek istediklerini söyleyerek Allah’a ibadette mübalağa kastettiklerini anlıyoruz. Tabiî ki bu yanlıştır ve bid’attır.
Burada bu halkadaki insanlar eğer gerçekten hayrı istiyorlar ise daha sonra neden Hariciler safına katılarak sahabelere karşı savaştılar? Bizce onların asıl amacı dinde insanları sapıklığa düşürmektir! Onlar hayrı istediklerini öne sürüyorlar fakat yaptıkları şerdir!
Biz Müslümanlar hayrı elde edeceğiz diye Kur’an ve Sahih Sünnet’in yolundan sapmamalıyız! Bizler zaten Kur’an ve Sahih Sünnet’e göre yaşarsak, Allah-u âlem hayrı elde ederiz. O yüzden bu gibi dinde saptırıcı şeylere mü’minlerin ihtiyacı yoktur!
Bu duruma düşmemek için Rasûlullah (s.a.s.)’in ve ashabının (r.anhum) bulunduğu dini öğrenmek zorundayız!!! Onların din dediği şeyi din diye yaşamalıyız. Yoksa tersten bir yaşantıyla içinde bulunduğumuz zamanın din anlayışını yaşarsak bidatçı olarak dine başlayacağımız neredeyse kesin!
Çünkü Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur.”(Tevbe, 9/100)
Kim kendisine 'dosdoğru yol' apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü'minlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o!..”(Nisa, 4/115)

Derleme @Dinierk

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*