Hazreti Meymune Bint Hâris Kabri
Hz. Meymune Annemiz ( Radıyallahu anha) Efendimiz Aleyhiselâmın evlendiği son zevcesidir. Hazreti Meymune binti Haris (Allah Ondan Razı olsun))in kabri şerifleri Efendimiz aleyhisselâm ile nikahının kıyıldığı ağacın altıdır. Ancak orada şu anda bu ağaç mevcut değildir.
Meymune Annemizin Efendimiz (as) ile evlenmeden evvelki ismi Berre olup, nikah sonrasında Efendimiz aleyhi selam kendisine Meymune ismini vermiştir. Efendimiz aleyhi selam kendisine Mekke’de bir ev açmak istemiş ancak Mekkeliler müsaade etmedikleri için mümkün olmamıştır.
Meymûne (r.a.) Ailesi
Babası: Haris bin Hazn bin Bucer
Annesi: Hind bint Avf bin Zübeyr
Annesi, evlilik bağları nedeniyle “akrabalık itibarıyla ülkenin en asil kadını” olarak anılırdı. Bu şeref, Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Ali, Hz. Cafer, Hz. Abbas, Hz. Hamza ve Hz. Ebû Bekir gibi önemli şahsiyetlerle akraba olmasından kaynaklanıyordu.
Mü’minlerin Annesi Meymûne bint Haris (r.a.), Hz. Muhammed’in (s.a.v.) “Mü’min kız kardeşler” diye andığı dört kız kardeşten biriydi. Diğer kardeşleri Lübâbe el-Kübrâ, Esmâ ve İzze idi.
Meymûne (r.a.) Gençliği
Meymûne (r.a.), Peygamberliğin başlamasından 6 yıl önce Mekke’de doğdu. Çok genç yaşta İslam’ın zuhuruna şahit oldu.
Meymûne (r.a.) Önceki Evlilikleri
İlk eşi: Mes’ûd bin Amr es-Sakafî (Müslüman olduktan sonra ayrıldılar).
İkinci eşi: Ebû Ruhm bin Abdüluzza (Kureyş’ten). Kendisi vefat edince, Meymûne (r.a.) 26 yaşında dul kaldı.
Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Evliliği
O zamanlar Berre olarak bilinen Meymûne (r.a.), Peygamberimizle (s.a.v.) evlenmek istedi. Bu arzusunu kız kardeşi Lübâbe’ye iletti. Lübâbe de kocası Hz. Abbas (Peygamber’in amcası) vasıtasıyla bu isteği Resûlullah’a (s.a.v.) iletti.
Hudeybiye Antlaşması yılında yapılamayan umrenin telafisi için Umretü’l-Kazâ niyetiyle Mekke’ye giden Peygamberimiz (s.a.v.), Avs bin Havlî ve Ebû Râfi’yi Hz. Abbas’a göndererek Meymûne’yi (r.a.) istetti. Hz. Abbas, hemen Peygamber’e (s.a.v.) Meymûne’nin (r.a.) evlenme arzusunu iletti. Resûlullah (s.a.v.) kabul edince, Hz. Abbas, eşi Lübâbe’ye müjdeyi verdi (Meymûne o sırada orada değildi).
Bu müjdeyi aldığında bir devenin üzerindeydi. O kadar sevindi ki, deveden atlayarak:
“Bu deve ve üzerindeki her şey, Allah’ın Resûlü’nün (s.a.v.) olsun!” dedi.
Bunun üzerine Allah Teâlâ şu ayeti indirdi:
“Bir mü’min kadın, kendisini Peygamber’e hibe ettiğinde, eğer Peygamber onunla evlenmek isterse, bu hakkı vardır.” (Ahzâb Sûresi, 50. ayet meali).
Lübâbe (Ümmü’l-Fazl), Hz. Hatice’den (r.a.) sonra İslam’ı kabul eden ikinci kadın olarak bilinir. Abdullah ibn Abbas‘ın annesiydi ve sahabeler arasında en bilge kişilerden biri sayılırdı. Ayrıca, Hz. Peygamber’in amcası ve İslam’ın azılı düşmanlarından Ebû Leheb’e vurmasıyla da meşhurdur.
Meymûne (r.a.) Gençliği
Meymûne (r.a.), Peygamberliğin başlamasından 6 yıl önce Mekke’de doğdu. Çok genç yaşta İslam’ın zuhuruna şahit oldu.
Meymûne (r.a.) Önceki Evlilikleri
İlk eşi: Mes’ûd bin Amr es-Sakafî (Müslüman olduktan sonra ayrıldılar).
İkinci eşi: Ebû Ruhm bin Abdüluzza (Kureyş’ten). Kendisi vefat edince, Meymûne (r.a.) 26 yaşında dul kaldı.
Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Evliliği
O zamanlar Berre olarak bilinen Meymûne (r.a.), Peygamberimizle (s.a.v.) evlenmek istedi. Bu arzusunu kız kardeşi Lübâbe’ye iletti. Lübâbe de kocası Hz. Abbas (Peygamber’in amcası) vasıtasıyla bu isteği Resûlullah’a (s.a.v.) iletti.
Hudeybiye Antlaşması yılında yapılamayan umrenin telafisi için Umretü’l-Kazâ niyetiyle Mekke’ye giden Peygamberimiz (s.a.v.), Avs bin Havlî ve Ebû Râfi’yi Hz. Abbas’a göndererek Meymûne’yi (r.a.) istetti. Hz. Abbas, hemen Peygamber’e (s.a.v.) Meymûne’nin (r.a.) evlenme arzusunu iletti. Resûlullah (s.a.v.) kabul edince, Hz. Abbas, eşi Lübâbe’ye müjdeyi verdi (Meymûne o sırada orada değildi).
Bu müjdeyi aldığında bir devenin üzerindeydi. O kadar sevindi ki, deveden atlayarak:
“Bu deve ve üzerindeki her şey, Allah’ın Resûlü’nün (s.a.v.) olsun!” dedi.
Bunun üzerine Allah Teâlâ şu ayeti indirdi:
“Bir mü’min kadın, kendisini Peygamber’e hibe ettiğinde, eğer Peygamber onunla evlenmek isterse, bu hakkı vardır.” (Ahzâb Sûresi, 50. ayet meali).
Nikahlanması
Bu evlilik, hicrî 7. yılda (Hudeybiye sonrası) gerçekleşti. "Resûl-i Ekrem (s.a.) efendimiz hicretin altıncı yılında Umre yapmak istemişti. Kureyşliler o sene Efendimizin Mekke'ye girişine izin vermediler. Daha sonra Hudeybi'yede antlaşma yapıldı. Bir sonraki sene Mekke'de üç gün kalmak üzere geri dönüldü.
Hazreti Meymeune Annemizin Kişiliği
Aişe Annemiz (radıyallahu anha) Meymune Annemizin takvasından övgü ile bahsetmiştir. Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ- 'nın, "Meymûne bizim en müttakimiz, akrabalık bağını en çok gözetenimizdi” demiştir
Bu evlilik, hicrî 7. yılda (Hudeybiye sonrası) gerçekleşti. "Resûl-i Ekrem (s.a.) efendimiz hicretin altıncı yılında Umre yapmak istemişti. Kureyşliler o sene Efendimizin Mekke'ye girişine izin vermediler. Daha sonra Hudeybi'yede antlaşma yapıldı. Bir sonraki sene Mekke'de üç gün kalmak üzere geri dönüldü.
Hicretin yedinci senesi Zilkade ayında Efendimiz Umre için Medine'den ayrıldı. Kureyşliler antlaşma gereği Müslümanların ziyareti süresince Mekke'yi boşalttılar. Halk şehrin yamaçlarında çadırlar kurdu ve peygamberin gelişini seyretti. Resûlullah (SAV) önce kurbanlıklarını gönderdi. Sonra Kasva adındaki devesine binerek etrafında ashabı ile birlikte Mekke-i Mükerreme'ye girdi.
Beytullah'ı deve üzerinde tavaf eyledi. Kureyşliler de uzaktan seyrediyorlardı. Tavafdan sonra yine deve üzerinde Safa ile Merve tepeleri arasında sa'y yaptı. Kurbanlarını kesti. Tıraş oldu ve ihramdan çıktı.
Üç günlük müddet çabuk geçmişti. Mekkelilerle gerginlik çıkartmak istemiyordu. Verilen sözde durulacaktı. Fakat onlarla daha dostça bir temas kurma imkânı ve sıcak bir ortam oluşturmayı arzu ediyordu. Amcası Hz. Abbas (r.a.)'ın baldızı Berre ile evlenme teklifi de tam bu döneme rastlamıştı. Rasûlullah (s.a) hem amcasının isteğini yerine getirmek hem de arzuladığı hedefin gerçekleşmesine vesile olacağını düşünerek teklifi kabul etti.
Kureyş ileri gelenleri birkaç kişi ile birlikte Süheyl İbni Amr'ı Dördüncü günü sabahı Resûl-i Ekrem (s.a.)'e elçi olarak gönderdiler. Hudeybiye'de verdikleri sözü hatırlattılar. Efendimiz de: "Evet öyle... Lâkin müsade etseniz de burada bir gün daha kalsak. Sizden bir kadını nikâhladım. Meymûne ile evlendik. Evlenme törenini aranızda yapsam, siz de düğün ziyafetinde bulunsanız..." buyurdular.
Kureyş temsilcileri: "Hayır, biz buna râzı değiliz. Senin düğün yemeğinde bulunmak bize gerekmez. Hemen çık git artık yanımızdan" dediler. Bunun üzerine Efendimiz: "Hakkınız var" diyerek onların istekleri doğrultusunda hareket etti. Ashabına Mekke'den ayrılma emrini verdi. Akşama kadar şehirde kimse kalmadı. Eşyalarını toparlayan ashâb-ı kiram guruplar halinde şehrin dışına çıktılar. Resûl-i Ekrem (s.a.) Ten'im yakınında Serif denilen yerde konakladı. Meymune (r.anhâ) annemizi getirmek üzere azâdlısı Ebû Râfi (r.a.)'ı arkada bırakmıştı. Onlar da oraya gelince sofralar kuruldu ve düğün ziyafeti verildi. Böylece Hicretin yedinci yılı Şevval ayında Efendimizin son evliliği gerçekleşmiş oldu.
Berre adı burada değiştirildi. Mekke'den ayrıldığı yedi yıldan beri ilk defa ashabıyla birlikte emniyet ve güven içerisinde mübarek belde Mekke'ye girişinin hatırası olarak Meymûne adı verildi. Annemiz o günden sonra hep bu adıyla anıldı.
Fahr-i Kâinat (s.a.) efendimize verilen evlenme izni artık Meymûne annemizle sona ermişti. Allah Teâla bunu şu âyet-i kerime ile ilân etti: "Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helâl değildir. Allah her şeyi gözetendir," (Ahzâb: 52)
Hazreti Meymeune Annemizin Kişiliği
Aişe Annemiz (radıyallahu anha) Meymune Annemizin takvasından övgü ile bahsetmiştir. Hz. Âişe -radıyallâhu anhâ- 'nın, "Meymûne bizim en müttakimiz, akrabalık bağını en çok gözetenimizdi” demiştir
Yine bir başka sahabe hanımefendimiz ise biz onu ya namaz kılarken, ya ev işleri yaparken yada dişlerini misvaklarken gördük hep demişlerdir.
Meymûne (r.anhâ) annemiz çok hayırsever bir hanımefendiydi. Köleleri azad etmeyi çok severdi. Efendimiz bu ahlâkından dolayı ona: "Allah seni bu hayrından dolayı mükâfatlandırsın." diye dua ederdi. Bazan borç para alır onu infak ederdi. Bir seferinde büyük bir meblağ borçlandı. Ona: "Ey mü'minlerin annesi! Ne cesaretle borçlanıyorsun? Bunu nasıl ödeyeceksin?" diye sordular. Meymûne annemiz de Rasûlullah (s.a.) efendimizden duyduğu bir hadis-i şerifle cevap verdi. Efendimiz buyurdu ki: "Ödemek niyyetiyle borçlanan kişiye Allah Teâlâ yardım eder."
Hz. Âişe (r.anhâ) annemiz de onun hakkında: "Meymûne bizim hepimizden fazla Allah Teâlâ'dan korkan ve sıla-i rahimi, yakın akrabaları gözetendi." derdi.
İki Cihan Güneşi efendimizle dört sene beraber yaşayan Meymûne (r.anhâ) annemiz 46 hadis-i şerif rivayet etmiştir. Bir tanesi şudur: Meymûne annemiz şöyle haber vermiştir: "Rasûlullah (s.a.) secde ettiği zaman kollarını o kadar açardı ki; arkasından koltuklarının beyazlığı görünürdü. Oturduğu vakit de sol uyluğunun üzerine otururdu."
O, hanımlarla ilgili konularda da Efendimizden nakiller yapmıştır. Abdullah İbni Şeddat (r.a.)'dan: Ben Meymûne'den işittim. Şöyle diyordu: "Bazı kere öyle olurdu ki, ben hayız bulunur, namaz kılamazdım da Nebiyy-i Ekrem (s.a.) hasır seccâdeleri üzerinde namaz kılarken secdegâhlarının hizasında uzanmış bulunurdum. Secdeye vardığı zaman giydiği elbisesi bana dokunurdu."
Meymune Annemizin Kudüs Merakı
Resulullah’ın (s.a.s.) mübarek eşleri Hz. Meymune annemiz, “Ey Allah’ın Resulü bize Kudüs’ten, Kudüs’ün faziletinden bahseder misiniz?” diye sorar. Allah Rasûlü şöyle buyurur: “Orası mahşer ve menşer, yani yeniden diriliş yeridir. Oraya gidin ve içinde namaz kılın. Çünkü orada kılınan bir namaz başka yerdeki bin namaza bedeldir.” Hz. Meymune: “Peki oraya girmeye gücümüz yetmezse ne yapalım ya Rasûlallah” dediğinde Rahmet Elçisi şu cevabı verir: “Kandillerini yakmak için zeytinyağı, yakıt hediye gönderin. Kim bunu yaparsa oraya gitmiş ve namaz kılmış gibi olur.’’(İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât, 196; Ebû Dâvûd, Salât, 14.)
Resulullah’ın (s.a.s.) mübarek eşleri Hz. Meymune annemiz, “Ey Allah’ın Resulü bize Kudüs’ten, Kudüs’ün faziletinden bahseder misiniz?” diye sorar. Allah Rasûlü şöyle buyurur: “Orası mahşer ve menşer, yani yeniden diriliş yeridir. Oraya gidin ve içinde namaz kılın. Çünkü orada kılınan bir namaz başka yerdeki bin namaza bedeldir.” Hz. Meymune: “Peki oraya girmeye gücümüz yetmezse ne yapalım ya Rasûlallah” dediğinde Rahmet Elçisi şu cevabı verir: “Kandillerini yakmak için zeytinyağı, yakıt hediye gönderin. Kim bunu yaparsa oraya gitmiş ve namaz kılmış gibi olur.’’(İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât, 196; Ebû Dâvûd, Salât, 14.)
Meymûne (r.a.) Vefatı ve Kabri
Meymûne (r.anhâ) annemiz Resûlullah (s.a.) efendimizin son nikâhlısı olduğu gibi hanımlarının da en son vefat edeniydi. 51 hicri (Miladi 671) yılında seksen yaşlarında iken bir Hac dönüşü Mekke'de hastalandı. Kendisini şehrin dışına çıkartmalarını istedi. Zira Resûlullah (s.a.) onun Mekke dışında vefat edeceğini haber vermişti. Tenim'e yakın "Serif" denen yere gelince ruhunu teslim etti. İki Cihan Güneşi efendimizle evliliği de burada gerçekleşmişti. Cenaze namazını yeğeni Abdullah İbni Abbas (r.a.) kıldırdı. Serifte defnolundu. Yolda onun tabutu taşınırken İbni Abbas (r.a.): "Ona yumuşaklıkla muâmele edin. Onu sarsmayın, sallamayın, edeble yola devam edin. Çünkü o annenizdir." hatırlatmalarında bulundu.
Mekke’den yaklaşık 18 km uzaklıkta, Mikat Mescidi olarak bilinen Hazreti Aişe (Tenim, Mescid-i Aişe – Mikat Mescidi) Mescidinin ilerisinde yaklaşık olarak 10 km uzaklıkta, Şerif diye bilinen yerdedir. Osmanlılar zamanında kubbeli bir kabir ve mescidin yer aldığı bu alanda, şimdi herhangi bir yapı mevcut olmayıp sadece etrafı duvarlarla çevrili şekilde bir kabir bulunmaktadır.
Ulaşımı kolay olmakla birlikte en uygunu bir taksi ile gidip ziyaret etmelidir.
Müminlerin annelerinin ilki olan Hazreti Hatîce (Radıyallahu anhe) annemizi nasıl ziyaret ediyorsak, şartlarımızı zorlayıp inşallah Meymûne annemizi de ziyaret etmeyi ihmal etmeyelim.
Allah şefaatlerine biz günahkar kullarını nail eylesin ve yüce katında onların hatrına affeylesin vesselam..




Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız