
Hanefi mezhebinde olan bir Müslüman bu ayı nasıl yaşamalıdır, nelere dikkat etmelidir, neleri yapmalı yahut yapmamalıdır
Muharrem ayının İslam tarihinde belli başlı üç önemli üzelliği vardır. Birincisi oruç, ikincisi Hicrî takvimin başlangıcı olması, diğeri de Hz. Hüseyin ve evlatlarının (Allah onlardan razı olsun) Kerbela'da şehit edilmesidir.
Bu ayda tutulan oruç, müstehab bir oruçtur.
“Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Müslim, Ebu Davud)
Ebu Hureyre (ra)'dan: Allah Resulu (asm) buyurdu ki:
"Ramazan'dan sonra en üstün oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlarından sonra en değerli ve üstün namaz gece yarısında kılınan (teheccüd) namazıdır." (Müslim)
“Ramazan ayından sonra (başka bir ayda) oruç tutacaksan, Muharrem’i tut. Çünkü o Allah’ın ayıdır.” (Tergib ve Terhib)
“Zilhiccenin sonuncu günü ile Muharremin ilk gününü oruçlu geçiren kişi geçen seneyi oruçla bitirmiş, gelecek seneyi de oruçla karşılamış olduğundan Allah-ü Teala ona elli senelik kefaret yazar.” (Gunyet’üt Talibin)
Enes (ra)’ dan rivayet edildiğine göre Resulullah (asm) buyurdu ki:
“Kim haram aylarda(n olan Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb’de) üç gün oruç tutarsa, o kişi için 900 yıllık ibadet sevabı verilir.”Resulullah buyurdu ki her kim herhangi bir haram aydan Perşembe, Cuma ve Cumartesi olmak üzere üç günü oruçlu geçirirse, kendisine (her güne karşılık) 900 sene ibadet sevabı yazılır.” (Taberani)
Yahudilere benzememek için Aşura gününden önceki günle sonraki gün ilave edilerek oruç tutmalıyız. Ya birgün önce ve aşura günü veya aşura günü ve birgün sonra veyahut aşuradan bir gün önce, aşura ve aşuradan sonraki gün birlikte 3 gün oruç tutmak sünnet olarak uygulanır
Peygamberimiz, ne Sahabiler, ne mezhep imamları ve müctehidler ne de daha sonraki İslam âlimleri Muharrem ayının ilk on günü oruç tutulması konusunda bir beyanda bulunmamışlardır
Peygamberimizin ifadesiyle “Şehrullahi'l-Muharrem- Allah'ın ayı Muharrem” olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, bollaştığı bir aydır. Allah'ın ayı, günü, yılı olmaz, ama Allah'ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde bildirilmiştir. Muharrem ayının peygamberler tarihinde de ayrı bir yeri vardır.
Hz. Hüseyin (r.a) ve evlatlarının hunharca şehit edilmesi meselesine gelince, esas itibariyle şehitler mükâfatını almış, en yüce mertebelere ulaşmıştır, Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kaderî hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları onu birtakım taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir “yas merasimi” haline dönüştürmek sünnetin ruhuna uygun düşmemektedir
Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü’minin aile efradına Âşure Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.
Bîr hadiste şöyle buyurular: “Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.”(9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder.
Derleme @dinierk
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız