Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Mini Banner

                                  "

Müslümanların İlk Kıblesi Mescidi Aksa Değildir

Kur’ân-ı Kerîm’de el-Mescidü’l-Aksâ adıyla anılan ve çevresinin mübarek kılındığı belirtilen yerin (el-İsrâ 17/1) Beytülmakdis olarak anılan içersinde Kubbetü’s-sahre, Kıble Cami, Burak mescidi ve Burak duvarrının yer aldığı Mescid-i Aksa için Müslümanlar'ın ilk kıblesi denilmektedir.
Ve tüm mesele burada noktalanmaktadır.
Mescid-i Aksa gerçekten Müslümanların ilk kıblesi midir?
Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa aleyhisselam ilk zamanlarda Kabe'ye dönerek ibadet ederken neden Mescid-i Aksa'yı kıble edinmiştir.?
16 aylık bir sürede Müslümanların kıblesi olan Mescid-i Aksa, Mûsevîliğe göre dünya yaratılmadan önce de vardı ve gökte idi. Rab dünyayı onun gölgesinin düştüğü yerden yaratmaya başlamış, ardından o noktada Hz. Âdem’i yaratmıştır (DİA, XVI, 127; XXVI, 326).Tabii,Tevrat'taki bu iddianın Kur'an-ı Kerim'ile çürütüldüğünü de ayet ve hadislerden öğreniyoruz.
Dünya'daki ilk yapının Mekke'deki Kabe-i Muazzama olduğu Kur'an-ı Kerim'de bildirilmektedir. Ve haliyle Kur'an'da bildirilen her şey tartışmasız doğrudur.

Şüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev -mâbed- Mekke’deki -Kâbe-’dir (Âl-i İmrân 3/96);

“Biz beyti insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrâhim’in makamını namaz yeri edinin. Biz İbrâhim ve İsmâil’e, ‘Tavaf eden, ibadete kapanan, rükû ve secde edenler için evimi temiz tutun’ diye emretmiştik. İbrâhim, ‘Rabbim, burayı emin bir şehir yap! Halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri çeşitli meyvelerle rızıklandır’ dediğinde -Allah-, ‘Kim inkâr ederse onu kısa bir süre -dünyada- faydalandırır, sonra da cehennem azabına sürüklerim. O ne kötü bir âkıbettir!’ demişti. Bir zamanlar İbrâhim İsmâil ile beraber evin temellerini yükseltirken, ‘Ey rabbimiz, bizden kabul buyur! Şüphesiz sen işitensin, bilensin, demişlerdi” (el-Bakara 2/125-127);
Bir zamanlar İbrâhim’e beytin yerini göstermiş -ve şöyle demiştik-: Bana hiçbir şeyi ortak koşma; tavaf eden, kıyamda bulunan, rükû ve secde edenlere evimi temiz tut” (el-Hac 22/26);
“İnsanlar arasında haccı ilân et ki gerek yaya olarak gerekse nice uzak yol ve diyarlardan yorgun argın gelen, zayıf develer üzerinde, kendilerine ait birtakım yararları müşahede etmeleri, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde Allah’ın ismini anmaları -kurban kesmeleri- için sana -Kâbe’ye- gelsinler. Artık ondan hem kendiniz yiyin hem de fakir ve yoksullara yedirin. Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve eski evi tavaf etsinler. Kim Allah’ın yasaklarına saygı gösterirse bu, rabbinin katında kendisi için daha hayırlıdır” (el-Hac 22/27-29).

Bu kavram karmaşası bitmelidir.



Ve Allah c.c her emrinde insanların Kabe'ye yönlendirilmesi konusunda sık sık uyarılar yapmıştır. Kâbe’yi ziyaret, Hz. İbrâhim aleyhisselam zamanından putperestliğin yayılışına kadar tevhid esaslarına uygun olarak sürdürülmüştür. Hz. İbrâhim’in dinine bağlı Hanîfler gibi birçok kişi ise Kâbe’yi putperest anlayışın dışında ziyarete devam etti. Mekke müşrikleri Kâbe’yi ve etrafını putlarla doldurmalarına rağmen hiçbir zaman onu bu putlara nisbet etmemişler, daima Beytullah olarak görmüşlerdir. Bir hanif olan ve asla putlara tapmamış olan peygamberimizin de Hanif inanca sahip büyükleri gibi Kabe'ye dönerek ibadet ettiği tarihi kaynaklarda belirtilmektedir. Gerçi, her bir yanı putlarla çevreli olan Kabe'nin bu durumunun tüm hanifleri olduğu gibi peygamber efendimizin de ana üzüntülerinden olduğu da söylenmektedir.
Hz. Peygamber (asm), ashab-ı kiramdan Ebu Zer (r.a)'in sorularına cevap olarak yeryüzünde ilk inşa edilen mescidirı "Mescid-i Haram", ikinci inşa edilenin "Mescid-i Aksa" olduğunu ve bu ikisi arasında kırk yıl süre bulunduğunu beyan buyurmuştur. Bu hadise göre burası, Mescid-i Harâm’dan sonra içinde insanların Allah’a ibadet etmeleri amacıyla yapılan en eski ikinci mâbeddir (Buhârî, “Enbiyâʾ”, 10, 40; Müslim, “Mesâcid”, 1, 2).
Mescid-i Aksa Kur'ân-ı Kerîm'de şu şekilde geçer: "Kulunu (Hz.Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan (Mekke'den), kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya (Kudüs'e) götüren Allah'ın şânı ne yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür." Hz. Muhammed ise Mescid-i Aksa hakkında şöyle demiştir: "Yolculuk ancak şu üç Mescid'den birine olur: Benim şu mescidime (Mescid-i Nebevî), Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Aksa'ya." Bu hadis etrafında Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebevî ve Kâbe ile birlikte üç harem bölgesinden biri olarak kabul edildiği için "Harem-i Şerîf" adını da alır.
Yukarıdaki ayet ve hadis-i şerif, yeryüzünde yapılan ilk mescidin Kâbe olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İbadet ederken nereye yöneleceğimizi emreden Allah'tır. Onun emrettiği tarafa yönelmek de ibadettir. Bu açıdan Kabe'ye yönelmeyi emrederse, kıble Kabe olur, Mescid-i Aksa'ya yönelmeyi emrederse de kıble orası olur. Allah'ın dilemesiyle insanların ilahi emirlere harfiyen itaati de şarttır. Yahudilerin de Mescidi Aksa'ya dönerek Beytül Makdis'e doğru namaz kıldığı bilinmektedir. Ve bunu günde üç kez yaptıkları “Amida” adlı ibadetleri sırasında da,  nerede olurlarsa olsunlar ve hangi saatte dua ederlerse etsinler o durumda dahi kıble olarak bildikleri Kudüs’e döndükleri bilinmektedir.
Peygamber efendimizin Medine'ye döndükten sonra 16 ay süre ile Mescidi Aksa'ya döndüğü ve daha sonra bugün Kıbleteyn olarak bilinen mescitte iken namaz kılarken kendisine gelen emirle yönünü Kudüs'teki Mescid-i Aksa'dan Mekke'deki Kabe'ye döndürüldüğü de herkesçe bilinmektedir.
Pekala gençliğinde, peygamberliği ile görevlendirildiği ilk yıllarında kısaca Mekke'de iken Medine'ye hicret edene kadar Kabe önünde ibadet eden, sadece Allah'a ibadet edenlerle birlikte Kabe'yi kıble edinen peygamber efendimizi Mescid-i Aksa'ya çeviren olay nedir. ?

Kıble olarak Mescidi Aksa'ya yönelen Yahudiler, Beythelm'e dönen Hristiyanlar, Hazreti İbrahim aleyhisselam efendimize tebliğ edilen "Kabe'yi namazgah yap" emrinden çok uzak kaldılar. Sadece İslam (Müslüman) olarak yaşayanlar ve onların soyları Kabe'yi kıble yapmaktan vazgeçmediler. Ve peygamberimizin de Kabe'yi ilk kıble olarak kabullendiğini Kur'an-ı kerim'deki (Bakara 143)
" وَمَا جَعَلْنَا الْقِبْلَةَ الَّت۪ي كُنْتَ عَلَيْهَٓا (“Ve mâ cealnâ’l kıblet’elletiy kunte aleyhâ...”Daha önce yönelmekte olduğun kıble...) ayetinde bildirilen şekliyle net olarak öğrenmiş oluyoruz.
Madem, Kur'an-ı Kerim'de de peygamberimizin ilk yöneldiği yerin Kabe olduğu bildiriliyorsa Kabe Müslümanların her zaman ilk kıblesi olmuştur.
Gelelim Mescid-i Aksa'ya
Bunlara bakarak, 16-17 ay kadar Müslümanların kıble olarak Mescid-i Aksa'ya yönelmiş olması onun ilk kıble olarak gösterilmesi anlamına gelmemektedir. Sadece neden , niçin olduğuna dair kesin bir kanıt (ayet ve hadis) olmadığı bilinen bu dönüşün sebebi nedir, bilinmiyor. Hazreti Muhammed aleyhisselam'ın kendi iradesi ile, kendi nefsinden hiç bir kararı almadığı ve Müslümanlara uygulatmadığı bilinen bir gerçek, her türlü emrin Allah'tan geldiği şekliyle ifa edildiğine göre bu geçici yönelişinde Allah c.c tarafından emredildiği kesindir.
Muhtetlif kaynaklarda sözü edilen, peygamberimizin Yahudileri İslam'a ısındırmak için bir jest olarak kıble olarak Mescidi Aksa'ya dönmüş olmasının bir mantığının olma ihtimalini de , peygamber efendimizin "güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler" dediği olayını hatırlayalım.
Nasıl ki,müşriklerin amcası Ebu Talip vasıtasıyla yaptıkları teklife bu şekilde cevap veren peygamberin İslam'a ısınsınlar mantığı içerisinde Yahudilere taviz verme düşüncesi asla kabul görülmemelidir.
Son olarak yazımızı bir ayet-i kerime ile bitirelim "“Nereden yola çıkarsan çık, (namazda) yüzünü Mescid-i Harâm’a doğru çevir. Nerede olursanız olun, yüzünüzü o yana çevirin ki, aralarından haksızlık edenler (kuru inatçılar) müstesnâ, insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delîli kalmasın. Sakın onlardan korkmayın! Yalnız Ben’den korkun! Böylece size olan nîmetimi tamamlayayım da doğru yolu bulasınız.” (el-Bakara, 150)
Şüphesiz, tüm doğruları Allah c.c bilir

Kaynaklar
Derleme: Erol Kara - @Dinierk için yazdı

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*