Sadece Zikir yaparak kimse hidayete ulaşamaz.
Bir kardeşimizin gönderdiği bir mektubu önce paylaşmak istiyorum“Selamun Aleyküm, öncelikle merhaba. Benim size sormak istediğim bir konu var, sizinde kendimin de vaktimi fazla almamak için sorumu kısaca soracağım. Ben zikirler hakkında sizden bilgi almak istiyorum, pek çok tanıdığım ve İslam âlimlerinin yazılarında zikirlerin günde 3000-9000 arası çekenlerin bile zikiri bıraktıktan sonra mertebelerinin 15 gün içinde yine eski haline döndüğü yazılıyor. Ben bunun sebebini sizden öğrenmek istiyorum. Bu kişiler zikirde esnek davrandıkları için mi böyle oluyor.
Elimden geldiğinde anlaşılır şekilde yazdım, beni lütfen bu konuda bilgilendirin, bu soruyu hem kendim hem de pek çok tanıdığım Müslüman kardeşlerim için soruyorum, vereceğiniz en içten cevaplar hem bana hem kardeşlerimize tutacağınız ışık ve bilgi olacak, şimdiden teşekkürler”
******
Kıymetli kardeşimizin mektubu böyle…
Zikir konusu üzerine pek çok yazılar yazılmış, pek çok eserler üretilmiştir. Zikir ne şekilde yapılması gerektiği konusunda her tarikat kendince bir takım oluşumlar meydana getirmiş, kendisine benzemeyen zikirleri yok saymıştır. Ümmetim 99 fırkaya bölünecek diyen âlemlerin efendisi Resullullah Aleyhisselam‘ın hayatından örnekler alanlar ile daha sonra kendilerinden zikir şekilleri uyduranlarla hal bugüne kadar gelmiştir.
Biz kardeşimizin sorusuna cevap vermeye çalışacağımızdan bu konuya detaylı girmek istemiyoruz. Ancak zikir kelimesi kapsamı içerisine o kadar çok ibadet şekli girer ki bunun şu ve bu denmesi de yanlıştır. En büyük zikir beden ibadeti olan namaz, ardından oruç ve diğerleri ile bir insanın kendi kendine tekbir, tehlil vs getirmesi gösterilebilir.
Sesli ya da sessiz zikir konusu da yine tarikatlara göre değer taşımaktadır.
Kardeşimizin zikir diye neyi kastettiği tam belirtilmemişse de, biz dil ile yapılan zikiri konu edineceğiz.
Öncelikle sadece dil ile yapılan zikirlerle insan ermez, eren makamına ulaşamaz. Ermişlik Allah-u Teâlâ’nın ikramı ile olur ki kime ne zaman verileceği, verildiği asla belli olmaz. Ermişlik makamı, velilik makamı bir sözle, bir sesle, bir ibadetle, bir yardımla olabileceği gibi yıllarca ibadet edene hiç nasip olmaz.
O yüzden sayılarla ölçülen bir zikir zincirinin şu ya da bu vesileyle kesilmesi halinde ermişlik biter mi bitmez mi gibi bir konuya cevap vermek sağlıklı değildir. Çünkü tüm ibadetlerini yapan, zikirlerle zamanını dolduran bir insan velilik makamına ulaşırsa da nefsinin kayması ile bir anda en sefil bir insan olur. Günlerce 5000-10000 bin zikir çeken kişi şu kadar zamanda veli olur demek yanlış olduğu gibi, iman derecesinde olgunlaşarak yaradan c.c nın huzuruna tertemiz gitmekte ibadetlerle olur demek o kadar yanlıştır.
Biz imanımızı korumalıyız. İman ateşten bir gömlek gibidir. İman bir anda gelir bir anda gider.
Zikir konusu üzerine pek çok yazılar yazılmış, pek çok eserler üretilmiştir. Zikir ne şekilde yapılması gerektiği konusunda her tarikat kendince bir takım oluşumlar meydana getirmiş, kendisine benzemeyen zikirleri yok saymıştır. Ümmetim 99 fırkaya bölünecek diyen âlemlerin efendisi Resullullah Aleyhisselam‘ın hayatından örnekler alanlar ile daha sonra kendilerinden zikir şekilleri uyduranlarla hal bugüne kadar gelmiştir.
Biz kardeşimizin sorusuna cevap vermeye çalışacağımızdan bu konuya detaylı girmek istemiyoruz. Ancak zikir kelimesi kapsamı içerisine o kadar çok ibadet şekli girer ki bunun şu ve bu denmesi de yanlıştır. En büyük zikir beden ibadeti olan namaz, ardından oruç ve diğerleri ile bir insanın kendi kendine tekbir, tehlil vs getirmesi gösterilebilir.
Sesli ya da sessiz zikir konusu da yine tarikatlara göre değer taşımaktadır.
Kardeşimizin zikir diye neyi kastettiği tam belirtilmemişse de, biz dil ile yapılan zikiri konu edineceğiz.
Öncelikle sadece dil ile yapılan zikirlerle insan ermez, eren makamına ulaşamaz. Ermişlik Allah-u Teâlâ’nın ikramı ile olur ki kime ne zaman verileceği, verildiği asla belli olmaz. Ermişlik makamı, velilik makamı bir sözle, bir sesle, bir ibadetle, bir yardımla olabileceği gibi yıllarca ibadet edene hiç nasip olmaz.
O yüzden sayılarla ölçülen bir zikir zincirinin şu ya da bu vesileyle kesilmesi halinde ermişlik biter mi bitmez mi gibi bir konuya cevap vermek sağlıklı değildir. Çünkü tüm ibadetlerini yapan, zikirlerle zamanını dolduran bir insan velilik makamına ulaşırsa da nefsinin kayması ile bir anda en sefil bir insan olur. Günlerce 5000-10000 bin zikir çeken kişi şu kadar zamanda veli olur demek yanlış olduğu gibi, iman derecesinde olgunlaşarak yaradan c.c nın huzuruna tertemiz gitmekte ibadetlerle olur demek o kadar yanlıştır.
Biz imanımızı korumalıyız. İman ateşten bir gömlek gibidir. İman bir anda gelir bir anda gider.
Erol Kara tarafından @Dinierk için derlenmiştir.
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız