
Türkler insanlığın var oluş tarihi içerisinde bulundukları süre içerisinde sürekli bir inanç sahibi olmuştur. Bu inançlar kimi tarih kitaplarında putperestlik “şaman” ve “pagan” olarak yer alırken bir çok kaynaklarda da bir olan Allah'ın varlığı öne çıkmıştır.
Günümüzde mevcut olan kaynaklarda Türklerin İslam'la tanışması Hazreti Muhammed'in peygamberliğinden sonraki dönemlere denk getirildiğini dile getirilse de bunun yanlışlığı peygamberler ve dinler tarihi incelendiğinde hatalı olduğu ortaya çıkacaktır.
Bilinmesi gereken bir gerçek var ki, İslamiyet hazreti Adem aleyhisselam ile başlamış ve kıyamete kadar sürecek tek ilahi dinlerin ortak adıdır: Bu durum Kur'an-ı kerim'de "Allah katında tek din, İslamdır" (Ali İmran 19) emri ile kesinleşmiştir. Ve öyle de sürecektir.
Bunun yanı sıra hazreti Adem ve sonrasında gelen tüm peygamberlerin ve onlara iman eden insanların da inancı İslamdır. Kur'anı kerim'de bu durum , Cenab-ı Allah, Kur'an-ı Kerim'inde; "Andolsun ki biz, Allah'a kulluk edin diye her Ümmet'e bir Peygamber gönderdik..."(Nahl s.36), “…Hiçbir ümmet yoktur ki içlerinden bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.”(Fatır-24); ve “Her ümmetin bir peygamberi vardır…” (Yunus-47) diye bildirmiş ve her peygamber de Allah'ın birliğini geldikleri toplumlara tebliğ etmiştir. O halde İslamın varlığı, Allah'a ve peygamberine iman edilmesini bu şekilde sabit kılınmışken Türklerinde iman yoluna , Allah'ın birliğine çağırıldığı da bu şekilde ortaya çıkmaktadır.
Allah'ın büyüklüğü ve eşsiz varlığına olan inancın insanlık tarihi boyunca var olduğu su götürmez bir gerçektir. Yani, İslam olmak, Allah'a c,c teslim olmak Hazreti Muhammed aleyhisselam le başlamamıştır.
Yine Kur’an’da, “İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyan idi. Fakat o Hanif(Allah’ı bir tanıyan) bir Müslüman idi. Allah’a ortak koşanlardan değildi.”(Âl-i İmrân-67) ve “Ben hanîf olarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan yaratanın Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.”(Enam-79) şeklinde ismi on iki kez zikredilerek Hz. İbrahim’le ilişkilendirilen ve Allah’a en saf ve temiz haliyle bağlanan anlamına gelen Hanif/İbrâhimî tevhid inancı geleneğine bağlı pek çok toplumun olması da bu durumu desteklemektedir. “Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Sana onların kimini anlattık, kimini anlatmadık.”(Mü’min/Gafir-78) ayetinde ise hangi topluma gönderildiği bilinmeyen peygamberlerin de olduğu belirtilmektedir. Fakat peygamberlerin vefatını müteakip onların tebliği zamanla unutulmuş ve fetret devri adı verilen dönemler de ortaya çıkmıştır.
Kaşgarlı Mahmud `un Divanı Lügat `üt Türk`ünde Yalavaç, Yalvaç gibi resul , peygamber anlamında Türkçe kelimeler bulunması, Türklerin en eski devirlerinde bile peygamber kavramının bilindiğinin canlı şahitleridir. Eski Türk inancında görülen Yaratıcı inancının İslam `a çok yakın olmasının sebebi de peygamberlerdir. Bu inanca göre, Tanrı `nın sıfatları şöyledir ki, Kur `an -ı Kerim `deki İhlas suresini hatırlatır. Bir/tek olan mengü /sonsuz, bayat / başsız, mungsuz/kendi kendine var olan (doğmamış doğurulmamış) ve sıkıntılardan uzak olan, diri/hayat sahibi, eser /irade sahibi, ogan /kudret sahibi, törütgen/Yaratıcı.
Türklerin Soyu
“Türklerin atası Yafes, Yafes'in babası Hz. Nuh aleyhisselandır” Nuh Aleyhisselam'ın da Müslüman olduğu asla unutulmamaldıır. ve gemiye kendisi gibi Allah'a iman eden çocuklarını aldığı bilinmektedir.
Türkistan'da yüzlerce yıldır okunan Oğuznâme'de , Hz. Nuh'un üç oğlu olduğunu (Hâm, Sâm, Yafes), bu oğullardan Yafes'in torununun (veya oğlunun) adının “Türk” olduğunu, bu adın zaman içinde topluluk adı olarak benimsendiğini anlatmaktadır. Kaşgarlı Mahmud da Divanü Lügati't Türk adlı eserinde Hz. Nuh'un üç oğlundan Yafes'in oğlunun Türk olduğunu beyan etmektedir. Hz. Nuh’un oğulları çeşitli kıtalara yayılmıştır, biri Avrupa Kıtası’na, biri Afrika Kıtası’na ve diğeri ise Asya Kıtası’na yayılmıştır. Amaç olarak soyu genişletmek ve yeni yeni kültürler soylar geliştirmektir. Ve ayrıca İnsanoğlu’nu dağıtmaktır – yaymaktır. Asya kıtasına yerleşen oğlu’nun adı Yafes’tir. Ve Asya kıtasındaki bütün Irkların başlangıcı Hz. Nuh’un oğlu Yafestir.
Yafes’in yedi oğlu vardır bunlar : “Türk Han, Çin, Hazar, Samlab (Slav), Rus, Yecüc ve Mecüc”.Türkler’in Soyu Türk Handan gelmektedir, ve adınıda Türk Handan almıştır. Türk Han’ın özellikleri edepli, ahlaklı, dürüst, cesur ve iyi kalpli olmasıydı. Milattan önce (M.Ö.) 3478 Seneler civarı olduğu araştırmalar sonucu söyleniyor. Yani yaklaşık 6.000 sene önce.

Hazreti Nuh aleyhisselamın oğlu Yafes'in atası olduğu ve tevhid inancı ile ömürlerini sürdürmüş olan Türk toplulukları
BÜYÜK HUN İMPARATORLUĞU - M.Ö. 204 - M.S. 216
BATI HUN İMPARATORLUĞU - 48 - 216
AVRUPA HUN İMPARATORLUĞU - 375 - 454
AK HUN İMPARATORLUĞU - 420 - 562
GÖKTÜRK İMPARATORLUĞU - 552 - 743
AVAR İMPARATORLUĞU - 565 - 803
HAZAR İMPARATORLUĞU - 651 - 983
UYGUR DEVLETİ - 744 - 1335
GAZNELİLER DEVLETİ - 963 - 1183
BÜYÜK SELÇUKLU İMPARATORLUĞU - 1040 - 1157
HARİZMŞAHLAR DEVLETİ - 1157 - 1231
ALTINORDU DEVLETİ - 1236 - 1502
BÜYÜK TİMUR İMPARATORLUĞU - 1368 - 1501
BABÜR İMPARATORLUĞU - 1526 - 1856
OSMANLI İMPARATORLUĞU - 1299 - 1922
TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ - 1923 -...
24 Türk asıllı peygamber
Son peygamber Hazreti Muhammed'e (aleyhisselam) savaşmadan, karşı çıkmadan iman eden Türklerin bu teslimiyetinin temelinde ölüm korkusu değil Allaha ve peygamberlere olan inançlarının ta Hazret Nuh aleyhisselam'ın iman eden oğlu Yafes'le başladığını söylemek ve onları yukarıda isimleri zikredilen peygamberlerin de zaman zaman uyarmasıyla tevhid inancına sadık kaldıklarını ve bu paralelde geliştiğini söylemek yanlış değildir.
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız