Sitemizde aramak istediğiniz konuyu
                                      "

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Rükn-i Yemâni Duaların Kabul Olduğu Köşe


İslam dinine göre kutsal olan Rükn-i Yemani, genellikle Kâbe ziyaretlerinde gözden kaçırılan alanlardan biridir. Gerek hikayesi gerekse de fazileti ile büyük bir önem taşıyan bu köşeyi selamlamanın yanı sıra ona dokunmak da bir o kadar sevaptır. Hatta günahlara kefaret olarak da görülür. 
Daha sonraki zamanlarda ise Kabe’nin bir köşesi doğuya baktığından bu alana Rükn-i Şarki ismi verilmiştir. Hatta bu bölge Hacer-ul Esved ‘in bulunduğu köşeye de denk geldiğinden bir diğer ismi ile de Rükn-i Hacerül Esved olarak da bilinmektedir. Kabe’nin bir diğer köşesi ise Irak tarafına bakar. Bu nedenle de bir köşesi de Rükn-ü Iraki olarak isimlendirilir.
Toplamda 4 köşeden oluşan bu kutsal alanın üçüncü köşesi de Şam tarafına bakmaktadır. Burası da Rükn-i Sami olarak isimlendirilir. Kabe’nin Yemen’e bakan köşesi de Rükn-ü Yemani olarak bilinir. Bu bölüm batı bölümüdür. Hatta bir parça da güneye meyillidir.
Bunun yanı sıra Rüknü Şami ve Rükn-i Yemani arasında kalan alan ise Müstecar olarak anılır. Müstecar, Kabe’nin güneybatı duvarındaki kapıdır. Ancak günümüzde taşlarla örülmüştür. Bu alan, yaklaşık olarak iki buçuk metre uzunluğa sahiptir.(Tecrid, VI,19; M. Esad, Tarîh-i Dîni İslâm, (sad. A. Lütfi Kazancı ve. dğr., 324 vd.).

Rükn-i Yemâni'
Kabe'nin Yemen tarafına düşen köşesi. 
Tavaf esnasında Hz. Peygamber'in istilâm etmesinden dolayı, Rükn-i Yemânî'nin Rükn-i Hacer'den sonra ehemmiyetli bir yeri vardır 

Rükn-i Yemâni'deki fazilet ; bu köşenin İbrahim (a.s.)'in attığı temel üzerinde oluşudur 

Rükn-i Yemâni'nın selamlamanın hikmeti
Peygamberimizin bu şekilde yapmış olmasıdır. Ayrıca Peygamberimiz Kâbe'nin kıble olarak durulması emredilmesinden önce hem Kabe'yi hem de mescidi Aksayı önüne almak için Rükn-i Yemâni bölümünde durarak namaz kılardı. Burasının meleklerle dolu olduğun inanılır. Bu nedenle de Müslümanlar için günahlarından arınmanın bir yolu olarak da görülmektedir.

“Rükn-i Yemânî” istilam edilir mi?
Tavafın her şavtında “Rükn-i Yemânî” de istilam edilir, ancak öpülmez. Konuyla ilgili olarak sahebeden Abdullah b. Ömer (r.a), “Resulüllah (sas) tavafın her şavtında Rükn-i Yemani ile Hacer-i Esved’i istilam etmeden geçmezdi” demiştir. (Ebu Davud, Menasik, 48, II, 440-441.)

Rükn-i Yemani’de İstilam Nasıl Yapılır?
İstilamın ne olduğunu en olarak Hacerül Esved ile ilgili makalede vermiştik. Akabinde ise eller kulak ya da omuz hizasına kadar kaldırılır. Avuç içlerinin ise Kabe’ye bakacak şekilde tutulması şarttır. Daha sonra selam verme adımına geçilir. Bunu yapmak içinse belirtilen şekilde “Bismillahi Allahu Ekber” kelimesi söylenerek selamlama işlemi tamamlanır.

Rüknü Yemânî’ de dua etmenin önemi
Ebu Hüreyre’den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber, Rükn-i Yemânî’de yetmiş bin (bir rivayete göre yetmiş) melek görevlendirildiğini ve orada, “Allah’ım! Senden dünyada da ahirette de af ve esenlik dilerim. Rabbimiz, bize dünyada da ahirette de güzellik ihsan et ve bizi cehennem azabından koru” diye dua edilince, bu meleklerin “Âmin!” dediğini haber vermiştir (İbn Mâce, “Menâsik”, 32; Fâkihî, I, 138; İbn Kudâme, V, 229; İbnü’l-Hümâm, II, 456).

Peygamberimiz (sas) Rüknü Yemânî’de nasıl dua etmiştir?
“Abdullah b. Sâib anlatıyor: Hacer-i Esved ile Rükn-i Yemâni arasında Rasûlullah’ın (sas) şöyle dua ederken işittim: “Rabbimiz bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru.” (Ebû Dâvud, Menâsik, 51)

Rüknü Yemani ile Hacer-i Esved arasında şu dua okunur:
[Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik, Ahiret’te de iyilik ver. Bizi Cehennem azabından koru.

(Rabbenâ âtinâ fi’d-dünyâ haseneten ve fi’l-âhirati hasane ve gınâ azâbe’n-nâr.)] [Allahım! Küfre düşmekten, yoksulluktan, Dünya’da ve Ahiret’te rezil olmaktan Sana sığınırım. (Allahumme innî eûzu bike mine’l-kufri ve’l-fâgati ve mevâgıfi’l-hızyi fi’d-dünyâ ve’l-âhirati.)] 

Rükn-i Yemânî', faziletçe son iki rükne üs­tünlüğü sadece Hz. İbrahim'in attığı temeller üzerine oturmasından ileri gelir. 

Bu sebeple Resûl-i Ekrem bu rüknü sadece selamlamakla yetinmiş­tir. Fakat İmam Mâlik ile Ahmed (r.a.)'e göre bu iki rükün de Rükn-i Hacer gibi öpülür.


Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*