
Hicretin dördüncü senesinde vuku’ bulan Recî’ gazvesinde, Âsım bin Sâbit “radıyallahü anh” şehîd oldu.
Düşmânlar başını kesip, Sa’d kızı Selâkiye götürmek istediler. Âsım bin Sâbit “radıyallahü anh”, Uhud savaşında o kadının kardeşini öldürmüştü.
Bu sebeple "her kim Âsımın başını getirirse ona yüz deve vereceğim ve Âsımın kafa tasıyla şerâb içeceğim" diye ahd etmişti.
Allahü teâlâ Âsım bin Sâbitin “radıyallahü anh” cesedinin çevresine pek çok arı gönderdi.
Başını kesmek için kim yaklaşırsa, arılar yüzünden gözünden sokup şişiriyorlardı.
Neredeyse öleceklerdi.
Gece arılar çekilir, o zemân gelip başını kesip alırız diyerek, dönüp gitmek zorunda kaldılar.
Gece yağmur yağdı. Büyük bir sel gelip, Âsım bin Sâbitin “radıyallahü anh” cesedini alıp götürdü.
Emîr-ül mü’minîn Ömer “radıyallahü anh” şöyle demişdir:
Âsım bin Sâbit hiçbir müşriği kendine dokundurmamak için söz vermişti ve sözünde durdu.
Şehîd oldukdan sonra da Allahü teâlâ onu kâfirlerin dokunmasından korudu.
Şevâhid-ün Nübüvve, s.150
kainatingunesi.com
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız