Kalbi imanla çarpan milyonlarca Müslüman'ın gönlündeki istektir, Hacer-ül Esved'e yüz sürmek.
Hacer-ül Esved ya da Kara Taş..Dünyanın merkezinde bulunan Kabe-i Muazzama ve yeryüzündeki Allah'ın Evi olarak kabul görmüş mütevazi yapının hemen kenarında Müslümanların gözüne bakan, Müslümanların da yanına yaklaştığında musafaha etmekten sonsuz mutluluk duyduğu taş..
Cennetten gelen taşın orijinal büyüklüğü bugün yoktur. Yandı, Çalındı,, Kırıldı...Bugün bir avuç içini geçemeyecek boyutta kaldılar. Bugün görünen boyuttan daha küçük parçaların yer aldığı ve muhafaza altında tutulan kara taş fotoğraflarda siyah olarak gördüğünüz o birkaç parçadan ibarettir.
Kırmızımtrak olan yerler her sene Arefe Günü Hacılar Arafat'ta iken görevlileri tarafından kaplama yapılan kimyasal bir maddeden başka bir şey değildir. Ona yaklaşıp yüz sürenler o bir kaç siyah parçaya dokunsalar büyük bir şans. Ancak onu saran, kuşatan o maddede ona dokunmanın bir yoludur.
Hacer-ül Esved'in Başına Gelenler
Kaynaklarda, Hacerülesved'in cennetten indirildiği, Nûh tûfanı sırasında Ebû Kubeys dağında korunduğu ve Hz. İbrâhim'in (aleyhisselam) Kâbe'yi inşası esnasında oradan getirilerek yerine konulduğu ifade edilmektedir.
Kâbe'nin zaman içinde sel ve yangın gibi çeşitli âfetlere, ayrıca insanların saldırılarına mâruz kalmasının sonucunda Hacerülesved'de bazı hasarlar ve parçalanmalar meydana gelmiş, ancak her defasında bu parçalar büyük bir titizlikle yerlerine yapıştırılarak korunmaya çalışılmıştır.
İslâm'dan önceki dönemde Huzâalılar tarafından Mekke'den çıkarılan Cürhümlüler'in sakladığı Hacerülesved, uzun süren aramalardan sonra bulunarak tekrar yerine konmuştur. Hz. Muhammed henüz otuz beş yaşında iken Kâbe'nin Kureyşliler tarafından yeniden inşası sırasında Hacerülesved'in yerine yerleştirilmesi hususunda kabileler arasında anlaşmazlık çıkmış, bu şerefli görevi hiçbir kabile diğerine bırakmak istememişti. Bunun üzerine Kureyşliler'in en yaşlısı Ebû Ümeyye b. Mugīre'nin teklifiyle belirlenen bir yöntem sonunda hakem kabul edilen Hz.Muhammed, Hacerülesved'i bir örtü içine koyarak bütün kabile reislerinin iştirakiyle kaldır
İslâm'dan önceki dönemde Huzâalılar tarafından Mekke'den çıkarılan Cürhümlüler'in sakladığı Hacerülesved, uzun süren aramalardan sonra bulunarak tekrar yerine konmuştur. Hz. Muhammed henüz otuz beş yaşında iken Kâbe'nin Kureyşliler tarafından yeniden inşası sırasında Hacerülesved'in yerine yerleştirilmesi hususunda kabileler arasında anlaşmazlık çıkmış, bu şerefli görevi hiçbir kabile diğerine bırakmak istememişti. Bunun üzerine Kureyşliler'in en yaşlısı Ebû Ümeyye b. Mugīre'nin teklifiyle belirlenen bir yöntem sonunda hakem kabul edilen Hz.Muhammed, Hacerülesved'i bir örtü içine koyarak bütün kabile reislerinin iştirakiyle kaldır
Abdullah b. Zübeyr döneminde (683-692) çıkan bir yangında üç parçaya ayrılan Hacerülesved, parçaları birbirine yapıştırılarak gümüş bir mahfaza içine alınmış, daha sonra yıpranan bu mahfaza 189 (805) yılında Hârûnürreşîd tarafından takviye ettirilmiştir.
317’de (930) Karmatî lideri Ebû Tâhir el-Cennâbî Mekke’de yaptığı katliam ve yağma sırasında Hacerülesved’i yerinden sökerek Hecer’e götürmüştür. Böylece Kâbe uzun bir süre Hacerülesved’siz kalmıştır.
Nihayet bir rivayete göre Fâtımî Halifesi Mansûr-Billâh’ın emriyle, diğer bir rivayete göre ise Abbâsî Halifesi Mutî‘-Lillâh’ın 30.000 dinar fidye ödemesi üzerine Hacerülesved Mekke’ye getirilerek (339/950-51) yerine yerleştirilmiş ve gümüş mahfazası tamir edilerek yenilenmiştir. Daha sonra Hacerülesved’i çalma veya ondan bir parça koparma yönünde birçok teşebbüs olmuşsa da bunlar engellenmiş veya koparılan parçalar özenle yerine monte edilmiştir.
1932 yılında bir Afganlı Hacerülesved’den bir parça koparmış, ancak yakalanarak idam edilmiştir. (DİB İslam Ansiklopedisi)
317’de (930) Karmatî lideri Ebû Tâhir el-Cennâbî Mekke’de yaptığı katliam ve yağma sırasında Hacerülesved’i yerinden sökerek Hecer’e götürmüştür. Böylece Kâbe uzun bir süre Hacerülesved’siz kalmıştır.
Nihayet bir rivayete göre Fâtımî Halifesi Mansûr-Billâh’ın emriyle, diğer bir rivayete göre ise Abbâsî Halifesi Mutî‘-Lillâh’ın 30.000 dinar fidye ödemesi üzerine Hacerülesved Mekke’ye getirilerek (339/950-51) yerine yerleştirilmiş ve gümüş mahfazası tamir edilerek yenilenmiştir. Daha sonra Hacerülesved’i çalma veya ondan bir parça koparma yönünde birçok teşebbüs olmuşsa da bunlar engellenmiş veya koparılan parçalar özenle yerine monte edilmiştir.
1932 yılında bir Afganlı Hacerülesved’den bir parça koparmış, ancak yakalanarak idam edilmiştir. (DİB İslam Ansiklopedisi)
Hacer-ül esved Mekke Dışında Hangi Şehirlerde Yer Almaktadır.
Parçalanan, çalınan, saklanan Hacer-ül Esved taşının gerek böylesine olumsuz durumlarda gerekse de tamiratı dolayısıyla düşen parçaları Müslümanların titiz inancı gölgesinde saklanmıştır. Bunlardan bir kısmının Türkiye'de olduğunu pek çoğumuz duymuşuzdur. Hacer-ül Esved taşı ülkemizde İstanbul ve Edirne'de muhafaza altına alınmış olarak saklanmaktadır.
Cennet taşlarından Biri Sultanahmet Camii mihrabında, dört tanesi Sultanahmet Kadırga'daki Sokullu Mehmet Paşa Camii'sinde bulunurken, bir parçası Süleymaniye'deki Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinde, diğer parça da Edirne'deki Eski Camii'de yer alıyor.
Derleme Erol Kara / Dinierk
Hacerül Esved'den 8 parçanın konumunu gösteren detay – Fotoğraf: Galamedianews.com |
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız