Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Bir Veli Padişahın Türbesi


Sultan 2. Beyazıd Veli Türbesi
Veli olarak bilinen Sultan 2. Beyazıd Türbesi, İstanbul Fatih Beyazıt Mahallesi’ndeki Bayazıt Camisi’nin güneyinde, dış avlusunda bulunmaktadır. Türbeyi II. Bayazıt’ın (1481–1512) oğlu Yavuz Sultan Selim (1512–1520) caminin Kıble yönündeki boş alana yaptırmıştır. Türbenin mimarı kesinlik kazanamamakla birlikte kimi kaynaklara göre Yakup Şah tarafından kimilerine göre Mimar Hayreddin olduğu sanılmaktadır. Fatih Sultan Mehmed’in oğlu Sultan II. Bayezid saltanatı oğlu Yavuz Sultan Selim’e bıraktıktan sonra Dimetoka’ya gönderilmiş, ancak çorlu yakınlarında ölmüştür. Bundan sonra İstanbul’a getirilerek kendi adına yaptırdığı camisine gömülmüştür. Sultan II. Bayazıt’ın 26 Mayıs 1512’de ölümü dikkate alındığında türbenin de 1513 yılının sonlarında veya 1514 yılının başında tamamlandığı sanılmaktadır.
Türbe Klasik Osmanlı türbe mimarisi formunda, kefekin taşından sekizgen planlı olup, her kenarı 5.35 m. ölçüsündedir. Üzeri sağır sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Bu türbe Mimar Sinan öncesi Osmanlı devri mimarisi ile Klasik Osmanlı mimarisi arasında bir geçit teşkil etmektedir. Türbenin her kenarında altlı üstlü ikişer 15 penceresi vardır. Dış cephedeki pencere silmeleri yeşil mermerdendir. Türbeyi son derece güzel aydınlatan bu pencerelerin alt sıradakiler dövme demir parmaklıklı, dikdörtgen şekildedir. Bunların üzerinde tahfif kemerlerine yer verilmiştir. Üst sıra pencereler Klasik Osmanlı mimarisinde yaygın biçimde kullanılan basık sivri kemerlidir. Türbenin önüne sonradan ak mermerden bir revak yerleştirilmiştir. Türbenin içinde, alttaki pencerelerin her birinin farklı ahşap kanatları vardır. Kanatların üst taraflarındaki dikdörtgenlerin içinde rumiler, ayetler, hadisler, dua ve kelam-ı kibarlar okunmaktadır. İki renkli taşlardan yapılan kapı kemeri üstündeki kitâbe yerine Besmele-i Şerif yazılıdır. Kapı kanatları kündekâri tekniğindedir. Ayrıca altın yaldızlı madeni kabaralarla süslenmişse de bunların hemen hemen hepsi yerlerinden sökülerek çalınmıştır. Kapı kanatlarının üst kısmındaki kitabelerde “Nebi aleyhisselam buyurdu: Dünya ahiretin tarlasıdır’ hadisi yer almaktadır. Ayrıca alt pencerelerin üzerlerine madalyonlar içerisinde manzara resimleri yapılmış, yine madalyonlar içerisinde Esma-ül Hüsna’ya yer verilmiştir.


Kapının iki yanında, ortada düğümlenen müsenna tarzında Ya Hannan yazısı görülmektedir. Pencere kapaklarında sağdan itibaren şunlar yazılıdır: “Her insan ölümü tadacaktır, yeryüzünde bulunan her şey fanidir.”, “Dünya bir saattir, onu taatle geçir.”, Kelime-i Tevhid, “Dünyanın değeri mal ile, ahiretin değeriyse amelledir.”, “Zikrin efdali Lailahe İllallah, duanın efdali ise Elhamdülillah.”, “Dün ben senin gibi idim, yarın sen de benim gibi olacaksın.” ve “Ey halimi bilen, sana güveniyorum.”
Ayrıca türbe içinde geç devre ait kalem işleri mevcuttur. Sanduka, kapladığı yere göre büyük olup etrafı sedef işli şebekeyle çevrelenmiştir. Üstünde gümüş simli bir puşide ve kabe örtüleri bulunmaktadır.
Çok zengin oymalar ile işlenmiş, geçmeli kapı kanatları ayrıca altın yaldızlı madenî kaboşonlarla süslenmişse de maalesef bunların çoğu çalınmıştır. Türbenin içindeki kalem işi süslemeler geç devrin barok üslûbundadır. Bayezid’in sandukası tek olarak ortada bulunur. Sanduka sedef kaplamalı bir şebeke ile çevrilmiştir. Bu sandukanın üzerinde sarı simlerle Maraş işi tekniğinde Sultan II. Bayazıt’ın doğum, cülüc, saltanat süresi ve ölüm tarihini içeren bir kitabe işlenmiş, bunun üzerine de celi-sülüs yazı ile Kelime-i Şahadet ve Kuran’dan alınma diğer bölümler işlenmiştir.
Kubbeden bir avize sarkmaktadır. Pencerelerdeki ahşap kapaklar orijinaldir.
Türbenin dış cephesinde yeşil ve somakilere de yer verilmiş ve böylece Osmanlı türbe mimarisindeki sadelikten kısmen uzaklaşılmıştır.
Türbe içerisindeki kalem işleri barok üslupta XVIII.-XIX. yüzyılda yapılmıştır. Bu kalem işlerinin Tanzimat döneminde yapıldığı ve 1940’lı yıllardan sonra caminin onarımı sırasında yenilendiği bilinmektedir. Ayrıca alt pencerelerin üzerlerine madalyonlar içerisinde manzara resimleri yapılmış, yine madalyonlar içerisinde Esma-ül Hüsna’ya yer verilmiştir.
Son bir anektod ise camiinin açılışına dair: Beyazıd camii bir ikindi vakti açılır, II. Beyazıd en önlerdedir ve camii avlusunda mahşer kalabalığı vardır. Beyazıd sorar, "Aranızda hiç ikindi namazının sünnetini kaçırmamış olan var mı O buyursun." Cemaat birbirine bakar ve hiç ses çıkmaz. Beyazıd en öne geçer ve "Allah a hamdolsun ki, hazarda ve seferde hiçbir ikindi namazının sünnetini kaçırmadım" der ve namazı o kıldırır. Sultan Beyazıt a durup dururken Veli denmemiştir zaten.
Sultan 2. Bâyezid Hân’ın Evliyâ-i Kirâmdan olduğu nakledilir. Elinden kerâmet kabilinden olağanüstü birtakım hâller de zuhûr etmiştir. Beyazıt Camii’nin kıblesinin belirlenmesi konusunda mimarın tereddüte düşmesi üzerine: “ayağıma bas” demiş ve mîmârın, Sultân’ın ayağına basmasıyla birlikte Beytullâh göz önüne gelmiş ve kıble tayini böylece gerçekleşmiştir.

Video ve yazı Erol Kara @dinierk için yazdı

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*