Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

DiniErk - Doğru Dini Bilgi

Mürşit Aranırken Ona Buna Sipariş Verilmez


Değerli ziyaretçilerimizden İzmir’den yazan bir kardeşimiz gönderdiği e-postasında “tasavvuf ile ilgileniyorum. Fakat mürşit olmadan manevi konularda ilerlemenin zor olduğuna inanıyorum.
Sizden ricam beni İzmir’de yaşayan bir insan-ı kâmil ile temasa geçirmeniz. Hakkımda sorularınız olursa cevaplarım. Mesajınızı ve yardımlarınızı bekliyorum” diye yazmış.
Gelen bu tür mektuplardan sadece biri ve sohbetlerde karşılaştığımız dostlarımız da bu tür konularda sorular sormaktadır.
Sizi, Allah C.C. 'na kavuşturacak bir mürşit mi arıyorsunuz?
Doğru yol üzerinde olduğunuzu Mürşit aramakta haklı olduğunuzu söylemek isteriz...
Ancak söyleyeceklerimizi dikkate almanızı isteriz.
Ben mürşit arıyorum.
Mürşit olmadan olmaz. 

Mürşit nasıl bulunur. 
Bir mürşide bağlanmak istiyorum. Mürşit, mürşit…
Mürşit o kadar basit bir şey midir ki kolayca soruyor, bulunmasını istiyor ya da değer biçmez halde körü körüne tavsiye ile birilerinin arkasından gidiyoruz. 
Ayakkabı alır gibi, elbise alır gibi mürşit aranmaz ki. Marketten alınmaz, fırından çıkmaz, yolda bulunmaz…
Mürşidi bulmanın tek yolu insanın kendisidir. 
Tavsiye ile olmaz. 
Birine iyi gelen ilacın başkasına iyi gelmeyeceği gibi birinin gönül bağına sahip olan diğerine olmayabilir.
Aslında bu ziyaretçimiz gibi istemek önemli.. 
İstemek kavuşmanın yarısıdır. 
İster mürşit olsun ister başka şey, hatta ayakkabı bağı olsun istemek ona kavuşmanın yarısıdır. 
Ama kimden isteyeceğiz.
Tabii ki, Allah-u azze ve celleden isteyeceğiz.
Önce her şeyimizi ondan istemeliyiz.
Allah için siz bir mürşit bulmak, tanımak istiyorsanız, Allah-u Teâlâ size bu nimeti ihsan edecektir.
Mesela Fatiha süresinde Rabbimiz kendisine ulaşmak isteyenleri, hidayete, sırat-ı müstakime ulaştıracağını bildirmiştir.
Rehbersiz yola çıkılmaz, Nasıl ki insan tanımadığı bir yola çıktığında, yabancı bir yerde kendine yardımcı olacak birini arıyorsa doktor, öğretmen olabilmek için ilkokuldan başlayıp ilim öğrenmeye başlıyorsa, usta olabilmek için önce çırak oluyorsa manevi bir yolculukla Allah’ın rızasını kazanmak için manevi rehbere ihtiyaç duyar.
Bütün mesele burada.
Peki, istediğimiz mürşit nerede, nasıl bulacağız…
Tavsiye ile olmaz. 
Onu gönül kapımızla, nefis terbiyemizle, itikada yönelmekle, Allah c.c nın emir ve yasaklarına riayet ederek, helal ve haram sınırlarını iyi bilerek ve her ilahi emri hayatımıza ilke edinerek mürşidimizin bir gün karşımıza çıktığını görebiliriz
Ne aradığını bilen, bulduğuna kavuşur.
Tavsiye ile mürşit aranmaz. Sorarak mürşit aramaya kalkarsak, karşımıza cambazlar çıkar.
Önce ve her şeyden önce Allah’a iman..
Kitaplarına, peygamberlerine, meleklerine ve diğer “amentü” esaslarına ..
Sonra helâl rızık kazanıp, helâlinden yiyip içmeli.
Temiz ve dürüst bir hayat yaşamak. Farz olan ibadetlerimizi yerine getirmek, iki günümüzü birbirine eşit yapmadan, her an daha iyiye, daha güzele, daha mükemmele ulaşmaya çalışmak.
Gece namazlarına kalkmak, olgunlaşmak, adam olmak, ham­lıktan, çiğlikten kurtulmak,
Arif olmak, kâmil insan olabilmek.
Ve bir gün bir güzel, bir mübarek el uzanmış, ilahi yolda birlikte yürüyen olmuş olursunuz.
Önce dini, imanı öğrenmek lazım.
"İkra ,oku" emri sadece Hazreti Muhammed aleyhisselama gelmiş emir değil tüm insanlar gelmiş emirdir.
Okumalıyız, öğrenmeliyiz. 
Bilmem diyen öğrenir. 
Bu yol çalım, gösteriş, benlik, gurur, kibir yolu değil, edep yoludur. Tevâzu yoludur. İnce bir yoldur.
Alçakgönüllü olmalı.
Gönül dostlarından biri, sabahleyin evden çıkarken şöyle diyor:
“Bir toz zerresinden kendimi daha büyük görsem, ağlayarak Allah’a sığınır, af dilerim.”dermiş. 
Yine bir Allah dostu, her sabah evden çıkarken şunları söylermiş: “Allah’ım” dermiş; “Bu şehrin en şerli, en kötü, en günahkâr insanı benim. Ya Rabbi bu şehirdeki iyilerin, mübârek insanların yüzü suyu hürmetine beni affet. İyilerin yüzü suyu hürmetine beni bağışla.”
İncelik burada… İncelik dedim de…
İlahi yol sırat gibidir. Jilet kadar keskin, sabun gibi kaygandır. Bu yolda sabır ilacı içilmelidir.
Bu yolda ilerlerken bir çok belalara, musibetlere, ithamlara, suçlamalara, aşağılamalara uğrayacağımızı da asla unutmamalıyız.
İnsan imanla uyanır akşama imansız kalabilir, akşam imanla yatar imansız kalkabilir.
Önce iman.. İmanı muhafaza.. Sonra mürşit..
Gerçek Mürşid Allah C.C. dur
Sonra yaratılmış olarak işte size mürşit…
Ne mutlu bizlere ki, kâinatların hürmetine yara­tıldığı, insanların en büyüğü, en güzeli, en yücesi olan
Re­sulullah Efendimiz aleyhisselam, bizim peygamberimiz.
O sadece Müslümanların değil, bütün Kâinatın Efendisi, Resulü, Kurtarıcısı, Mürşidi.
Son kelimeye dikkat ediniz
Bütün kâinatın “mürşidi”
Rehber mi, işte size değişmesi mümkün olmayan ve korunan kitabı mukaddes Kuran-ı Kerim…
Peygamber Efendimizin tüm yaşamı açık seçik ortada iken kapı kapı dolaşıp, yalvar yakar mürşit aramak doğru mudur.
Ya her biri gökteki yıldız olduğu bize bildirilen sahabe için ne demeli
Koskoca güneş ışığı ve binlerce yıldız varken mum ışığı ara­mak doğru mu?
Yaşamı tamamen sünnet-i seniyyeyle şekillenmiş biri ancak mürşid-i kamil olabilir.
Sünnet-i seniyyeye (bu Kuran ahlakıdır) aykırı olan bir durumda hiç kimsenin ardında gidilmez, dediklerine itaat edilmez.
Size tavsiye edebileceğim; duyduğunuz, bildiğiniz Allah dostlarını ziyaret etmeniz. Hangisi sünnet-i seniyye ve Kur-an ahlakına uygunsa devam ediniz.
Eğer aklen ve kalben doğru yol olduğuna kanaat ederseniz, takip ediniz, sohbetlerine katılınız, ardınca gidiniz.
Ardınca gidiniz derken imanı öğrenin, kuru kuruya gitmek değil her anından nasiplenmek, ilmi artırmak. Okumak, öğrenmek ve vazife bilip yapmak..
Bu yol için, yukarıda sırat köprüsü benzeri dedik. Bu yol, iman ve ilahi rızaya kavuşmak için yürüyeceğiniz yolsa şeytanlar (insi ve şeytanlar) ve nefis türlü oyun ve vesveseyle yolunuzdan alıkoymaya çalışacaktır.
Bunun için vesveselere, insanların bilip bilmeden dediklerine kanıp, yolda kalmayın.
Mürşid-i kâmil kişi iman ederse Allah-u Teâlâ ona lütufta bulunur
Mürşit arayana yukarıdaki önerilerimizi dikkate almasını “amentü” esaslarına birebir uymasını, sabırla gideceği yolun Allah’ın mübarek etmesini diliyorum.
Biliyorum ki ihlâslı hiç bir yöneliş, karşılıksız kalmaz. 
O ihlâsı veren Allah azze celle celaluhu, vermek istediğini vermeye de Kadir’dir.
Hedef Allah C.C. 'ı kazanmak olsun
Mürşidin kim olduğunu, kimliğini onu görevlendiren bilir.
O yüzden Allah'a teslim olacağız ve O'na soracağız.
O'nun tayin ettiği kişiyi Ondan isteyeceğiz.
Doğal olarak hacet namazı kılarak O mübarek zatın kimliğini Allah'a sorduğumuz zaman cevap alacağımıza inanmalıyız..
O mürşidin gelmesine hazırlanmaya çalışmalıyız.
Gecemizi gündüzümüze katalım, çalışalım, gayret edelim ve o yolda imanla yolunda yürüyelim.
Selam, sevgi ve saygı ile.

Erol Kara 


Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*